English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / What are they saying

What are they saying traducir turco

566 traducción paralela
- What are they saying?
- Ne konuşuyorlar?
What are they saying in town?
- Kasabada neler söylüyorlar?
- What are they saying? - It's a bit fast.
Ne diyorlar?
What are they saying?
Ne diyorlar?
What are they saying?
Ne konuşuyorlar?
What are they saying?
Neler söylüyorlar?
What are they saying?
- Peki ne söylüyorlar?
What are they saying?
Ne diyorlar ki?
What are they saying about me?
Benim için ne diyorlardı?
What are they saying?
- Ne diyorlar?
- What are they saying?
- Ne diyorlar?
- Babe... Who are they writing about all over this country and what are they saying?
Tüm ülkede kimden bahsediyorlar ve ne yazıyorlar?
What are they saying?
- Ne söylüyorlar?
What are they saying?
- Ne diyor bu? - Bilmiyorum.
Well, what are they saying?
Bu, ne diyor?
- What are they saying?
Ne diyorlar?
What are they saying to each other?
Ne konuşuyorlar acaba?
What are they saying?
Evet lordum?
- What are they saying, Maitland?
- Ne diyorlar, Maitland?
What are they saying?
Ne söylüyorlar?
They already have the meat hooks under his chin. What are they saying about me?
Piso'nun heykellerini Tiber ırmağına sürükleyip, paramparça ediyorlar.
What are they saying, those Feddayin?
Bu Feddayin üyeleri nelerden bahsediyorlar?
So what are they saying?
Ne diyorlardı?
What are they saying?
Ne diyorlardı?
Well, what are they saying about me in Washington?
Washington'da benim için ne diyorlar?
- Starbuck, what are they saying?
- Starbuck, neden bahsediyorlar?
- What are they saying?
- Ne diyorlar? - Bilmem.
- What are they saying?
- Ne diyor?
- Don't say that, Djura, everyone would say the same until they become familiar with the spy world they can make plans in front of you and you wouldn't know what are they saying...
Doğru, Djura. Casusluk âleminden haberi olmayan herkes böyle der. Burnunun dibinde gezerken planlar yaparlar, haberin bile olmaz.
- What I have been telling you, about the trouble and the drugs. What are they saying?
- Ne diyorlar?
What are they saying, D'Arnot?
Ne diyorlar D'Arnot?
What are they saying?
Şimdi ne diyorlar?
- What are they saying?
Ne diyorlar? Saat gece yarısı 4 : 47.
- What are they saying?
- Ne söylüyorlar?
What are they saying about my baby?
Benim bebeğime ne diyorlarmış?
What are they saying, Ogilvy?
Ne diyorlar, Ogilvy?
Is it true what they are saying?
Dedikleri doğru mu?
- They do not know what they are saying.
- Ne söylediklerini bilmezler.
They'll end up giving in. What are you saying?
Ne diyorsun?
I can hear what they are saying.
Ne dediklerini duyabiliyorum.
I believe this very night, all over the world, men and women are saying to each other "I love you" when what they really mean is "I desire you".
Ben bu gece, dünyadaki tüm kadın ve... erkeklerin, birbirlerine "seni seviyorum" dediklerinde... gerçekte "seni arzuluyorum" anlamına geldiğine inanıyorum.
- What are they all saying?
- Ne diyorlar?
What they're saying is true. You are handsome.
- Söyledikleri doğruymuş, Çok yakışıklısınız
Something else than what they are saying.
Onların dediklerinden farklı şeyler.
And when I was talking to, uh, Gustav Björnstrand... he was saying that actually these centers are growing up everywhere now... and that what they're trying to do, which is what Findhorn was trying to do... and, in a way, what I was trying to do... I mean, these things can't be given names... but in a way, these are all attempts at creating a new kind of school... or a new kind of monastery.
Gustav Björnstrand'la konuştuğum zaman bu merkezlerin dünyanın her yerinde yapılmaya başladığını kendilerinin de, aslında Findhorn'un da yapmaya çabaladığı, bir nevi benim de yapmaya çalıştığımın bu olduğu yani bunlara isim verilemiyor ama bir bakıma, tüm bunlar yeni bir tür okul yahut yeni bir tür manastır yaratma uğraşları.
" What are they saying?
" Ne diyorlar?
Well, what are you saying? That they're spies like us?
Yani onlar da bizim gibi casus mu yani?
I'm still under observation, because I have something wrong in my legs, it feels like they were being pull off. - What are you saying?
Ben hala gözetim altındayım, çünkü bacaklarımda kötü bir şey var, sanki çekiliyorlar gibi hissediyorum.
They are saying that the very thing which has given us this world is what has caused this tragedy.
Onlar, bize bu muhteşem dünyayı bahşeden şeyin, bu trajediyi yaratan şey olduğunu söylüyorlar.
That's what they're saying you are.
İnsanlar seni böyle çağırıyor.
And i want to tell you what the people out there are saying about you and what they think about your chances.
İnsanların sizin hakkındaki düşüncelerini ve şansınız hakkında yaptığı yorumları size söylemek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]