English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / What you see

What you see traducir turco

28,130 traducción paralela
What you see now.
Şu an ne görüyorsan onu.
- We control what you see, Stripe.
- Gördüğün şeyi biz kontrol ederiz Stripe.
There's a lot more to this war than what you see through your rifle scope.
Bu savaşın arka planında dürbününde gözükenlerden daha fazlası var.
You mean, see them for what they are?
- Ne olduklarını mı göremiyordum demek istiyorsun?
What did you see?
Ne gördün?
- Huh? What did you see?
Ne gördün?
Let's see what you got, no, keep your gloves up.
Bakalım nelerin varmış, hayır, gardını yukarıda tut.
Right, well, let's see what you got, sunshine.
Bakalım neyin varmış günışığı.
I don't know what happened when you went to see her, but I can take a pretty good guess.
Onu görmeye gittiğinde neler oldu bilmiyorum ama tahmin etmek de zor değil.
You see what happened here?
Burada olanları gördün mü?
What did Damon and Enzo see in you?
Damon ve Enzo sende ne görüyor?
You'll see what I mean soon enough.
Yakında demek istediğimi göreceksiniz.
I just don't want you to see what happens next.
Neler olacağını görmeni istemiyorum.
Don't ask me how I know this, or what the hell you're supposed to do, but Sybil's gonna be very happy to see you.
Bunu nasıl bildiğimi ya da ne yapmam gerektiğini sorma ama Sybil seni gördüğüne çok mutlu olacak.
Maybe he saw what I see in you now.
Belki de sende, benim şu an gördüğüm şeyi görmüştür.
I'll call him, I'll see what I can find out. - Thank you.
Arayıp bir sorarım.
I see what's going on with you.
Neyin olduğunu anladım.
I see what you did there.
Ne yaptığını şimdi anladım.
What? That he's got a stick so far up his ass you can see it when he yawns?
O taş kafasına asla bir şey girmediği mi?
Did you see what I did there?
Orada ne yaptığımı gördün mü?
Since you're going to leave and never see me again, why don't you tell me what happened?
Gittiğinizden beri beni bir daha görmediniz, neden bana neler olduğunu anlatmıyorsunuz?
Tell me you don't see art in what we do.
Yaptığımız şeydeki ustalığı görmediğinizi söylemeyin.
And I can see what you're doing, too.
Ben de senin ne yaptığını biliyorum.
I'm going say this and then you'll never have to see me again, if that's what you want.
Bunu söyleyeceğim ve eğer istediğin buysa bir daha beni görmeyeceksin.
Niska, what can you see?
Niska, ne görebiliyorsun?
I can see what you are.
Ne olduğunu görebiliyorum.
Bad luck to see- - what are you talking about?
- Görmek uğursuzluk... - Neden bahsediyorsun?
But don't you see what a break this is for us?
Bunun bizim için nasıl bir şey olduğunu anlamadın mı?
You've been out of it the whole day, and as soon as you're feeling up to it, they wanna run a few tests, see what's going on...
Bütün gün kendinde değildin ve kendini hazır hissettiğin anda neler olduğunu görmek için bir kaç test yapmak istiyorlar.
You see, me and vending machines, we don't really get along that well. They steal my money, then I need to kick the crap out of them to get what I want.
Görüyorsun ben ve otomat çok iyi anlaşamıyoruz paramı alıyorlar ve istediğimi vermiyorlar bu can sıkıcı oluyor.
Then I researched to see what could possibly have brought you here.
Sonra seni buraya neyin getirmiş olabileceğini düşündüm.
It's really incredible what you can see out here... loons skimming the lake, elks feeding on grass... freaks taking secret showers.
Gerçekten inanılmaz dışarıdakileri bir görsen.. otları yiyen geyikler... gizli duş alan deliler.
'But here's the bit I never would've guessed - you see, her dad'owns the company, so she's, you know,'what she is, she's one of those...'
Ama hiç tahmin etmediğim bir şey var. Biliyor musun, babası şirketin sahibi. O...
You see, what they do is...
Bak, onlar...
What can you see?
Ne görüyorsun?
There are a lot of possibilities here, but you have to see what I'm seeing.
Bir çok ihtimal var. Ama benim gördüğümü görmen gerek.
- What did you see?
- Ne gördün?
When I... fell unconscious, what did you see?
Kendimden geçip uyuduğumda ne gördün?
He said he wanted to see what you were up to.
Senin nasıl olduğunu merak etmiş.
What do you see?
Ne görüyorsun?
Maybe you should see what life would be like without it.
Belki de onsuz hayat nasıl olurdu görmelisin.
And you can see what I'm talking about.
Böylece neden bahsettiğimi görebileceksin.
- What do you see?
- Ne görüyorsun?
See what she has for you now!
Bak bende ne varmış!
What do you see?
Görüyor musun?
And know what will happen to you if I see you on a rooftop.
Ve sizi bir daha çatıda görürsem, size ne yapacağımı da unutmayın.
Did you see what they did to his son?
Oğlana ne yaptıklarını gördün mü?
- what did you see?
- Ne gördün?
If you were in the room, what did you see?
Odadaysan ne gördün?
What did you see in these last two cards?
Son iki kartta ne gördün?
I want you to see what you've done.
Ne yaptığına git bir bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]