When he dies traducir turco
226 traducción paralela
And rather than weep That I have lost the day Think that one never dies When he dies in this way
Ve gözyaşlarında kaybettiğim o günün yerine kendi yolunda ölen hiç kimsenin aslında asla ölmediğini düşün. "
Then he is and he won't go to Heaven when he dies.
Yani o Amerikalı değil, ölünce cennete gitmeyecek.
Here's a man who could've been president who was as loved, hated and talked about as any man in our time, but when he dies something is on his mind called Rosebud.
- Neydi? Başkan olabilecek bir adam... ... zamanımızdaki herhangi birisi kadar sevildi, nefret edildi, çok konuşuldu, ama ölürken zihnindeki bir şey Rosebud'ı çağırdı.
When he dies, you'll be cured.
O öldüğünde, siz iyileşeceksiniz.
And when he dies, this town dies too.
Ve o öldüğünde bu kasaba da ölecek. Bunu hissedebiliyorum.
When he dies, it'll be mine.
Öldüğünde, benim olacak.
Tell me, sir, when he dies do you think he'll go to the dog and cat heaven?
Söyler misiniz, sizce öldükten sonra kedi-köpek cennetine alırlar mı bunu?
When he dies naturally, inherit the fortune and the property,
O da doğal yoldan öldüğünde servet ve mülk miras kalır.
Then when he dies, you too will be a lord.
Yani o ölünce, lord olacaksın.
You know what's on the back of a poor man when he dies?
Fakir bir adamın öldüğü zaman sırtında ne olduğunu bilir misin?
If a man leaves no children when he dies his brother shall marry the widow by right of kinship and beget children in the dead brother's name.
Musa şöyle buyurmuştur : Bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi dul kalan kadınla evlensin,.. ... böylelikle kardeşinin soyunu sürdürsün.
One day when he dies, this island will be mine.
O öldüğü gün, adası benim olacak.
When he dies, he shall have much to answer for.
Öldüğünde verecek çok hesabı olacak.
Man give up his power when he dies.
Ölen, gücünü başkasına devreder.
You want that precious son of yours to follow him when he dies so you can come into your own.
O kıymetli oğlunun, Augustus ölünce onun yerine geçmesini istiyorsun böylece sen de kendi emeline kavuşacaksın.
When a man is just born, he is weak and flexible, when he dies, he is hard and insensitive.
İnsan doğduğunda güçsüz ve uysaldır, öldüğünde ise, katı ve duyarsızdır.
His intent here was to have everybody at Cheers split up $ 100,000 when he dies.
Burada yazılandan kastı, o öldükten sonra Cheers'daki herkesin 100.000 $'ı paylaşmasıdır.
And when he dies, which I hope is very soon, perhaps he can take that power with him into the other world.
Ve öldüğünde, umarım en kısa zamanda,... muhtemelen o gücü de beraberinde öbür dünyaya götürecek.
When he dies, you may stick it on him right away.
Öldüğünde bunu hemen ona yapıştırabilirsin.
When he dies, everything will be yours.
O ölünce her şey sana kalacak.
That is what happens when he dies.
O ölünce böyle oluyor.
but I'm gonna be there when he dies.
... ama öldüğünde yanında olacağım.
Whoever has the most when he dies, wins. Look.
Ölürken kimin en çok parası varsa o kazanır!
And when he dies, his craft will die with him.
O öldüğünde onun zanaatı onunla ölecek.
Peter's going to marry me when the old bat dies... and as soon as he gets rid of his present wife!
Yaşlı yarasa ölür ve şu anki karısından kurtulduğu an Peter benimle evlenecek!
I hope when Taylor dies tonight, he won't be born again.
Umarým Taylor bu gece öldükten sonra bir daha dođmaz.
For when I die, he dies too.
Ben öleceğim için o da ölürdü.
But does it really matter how a man dies, or when... when he knows it's gonna happen?
Ama önemli olan ne zaman değil de... nasıl öldüğün değil midir?
When he cuts loose, the human dies.
Ne zaman yıldız kesti, insan öldü.
When a free man dies, he loses the pleasure of life.
Özgür bir insan öldüğü zaman yaşama zevkini kaybeder.
He drives all night at top speed, and the next morning, when he reaches the coast, he crashes into a truck and dies, just when he thought Death had lost his trail.
Tüm gece son sürat araba sürer sabaha güney sahillerine ulaşır ve o esnada tam Ölüm Meleği'nden kurtuldum derken bir kamyona çarpar ve ölür.
And now, when he's so sick. What if he becomes worse and dies?
Böyle bir soğuk havada ya o kötüleşir ve ölürse?
When one dies, all what he had to do was already done.
Ecel gelip çattığında ne yaparsan yap boş, kaderin çoktan çizilmiştir.
When a rich one dies, he pays his debt to the life.
Zengin öldüğünde ise, vereceği sürüyle hesap vardır öteki tarafta.
According to clan tradition, when the laird dies a black he-goat must be ta'en alive off Ben Tarry by six barefoot virgins.
Klanın geleneklerine göre, mülk sahibi öldüğü zaman... siyah bir teke altı çıplak ayaklı bakire tarafından... Tarry şatosundan canlı olarak çıkarılmalıdır.
When a man's mother dies... and he gets to thinking about her funeral and paying respects... before he knows it, his mind ain't right.
Bir adamın annesi öldüğünde adam cenazeyi ve ona karşı son görevlerini düşünmeye başladığında daha farkına bile varmadan aklını oynatır.
When the horse dies, he gets off, eats a bit of it and steals another.
At öldüğünde etini yer ve bir yenisini çalar. Bu böyledir.
When a Bohachi man dies, he goes to Hell.
Bir Bohachi öldüğü zaman cehenneme gider.
And when he dreams no matter how farfetched it is he'll wait till he dies for it to come true.
Bir Kızılderili, gördüğü rüya ne kadar gerçek dışı olursa olsun... ... ölene dek rüyasının gerçekleşmesini bekler.
You mean when we succeed and when he returns the silver and dies?
Yani davayı kazanıp... gümüş ve ölüleri geri verdiği zaman mı?
'Cause he dies when it dies... When it dies, he dies.
Çünkü bu öldüğünde o da ölür- - bu öldüğünde o da ölür.
- Screws so great that when he brings a woman to orgasm, she's so fulfilled that she dies.
- Evet, iyi yapıyor. Bir kadın onun kollarında orgazma ulaşırken, öylesine kendinden geçiyor ki, ölüveriyor.
And if he survives, he's almost certain to become the president of the United States when Roosevelt dies in April of 1945.
Ve eğer kurtulursa, Onun Amerika Birleşik Devletleri... başkanı olması neredeyse garanti... Nisan 1945 de Roosevelt öldükten sonra.
I know that when someone dies he is no more, but he can't just vanish.
Biri öldüğünde, onun artık olmadığını biliyorum. Ama öylece yok olamaz ki.
Man is born crying. When he's cried enough, he dies.
İnsanoğlu, ağlamaya doğarken başlar yeterince ağladığında ise ölür!
He / she said that he / she would come to look for us when dies the grandfather but it never returned.
Büyükbaba ölünce geleceğini söyledi. Ama asla gelmedi.
He's like the wind when it dies down.
Rüzgara benziyor, sönüp dindiği zamanki haline.
It's nice because this is the moment when Chief dies, that he looks up and sees this harlequin figure waνing all the people away.
Çok iyi, çünkü şefin öldüğü ana geldik ; kafasını kaldırdığı ve palyaço kılıklı herifin insanları eliyle işaret ederek uzaklaştırdığını gördüğü ana.
'Cause he dies when it dies, man.
Çünkü o öldüğünde bütün bunlar da bitecek.
When it dies, he dies.
Bunlar bittiğinde de o ölecek.
Why is it a man always get thrown his best party when he dies?
Joseph, affedersin.
when he died 111
when he was born 18
when he was young 17
when he was 88
when he said 21
when he comes back 25
when he comes 26
when he came back 43
when he gets here 18
when he wakes up 46
when he was born 18
when he was young 17
when he was 88
when he said 21
when he comes back 25
when he comes 26
when he came back 43
when he gets here 18
when he wakes up 46
when he was a kid 17
when he gets back 21
when he 34
when he says 21
when he's ready 23
when he does 75
when he left 30
he dies 135
diesel 55
dies 46
when he gets back 21
when he 34
when he says 21
when he's ready 23
when he does 75
when he left 30
he dies 135
diesel 55
dies 46
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52