English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / When i'm dead

When i'm dead traducir turco

746 traducción paralela
I started to think about all the things they'd find out about me, you know, when I was dead.
Benim hakkımda bulacakları onca şeyi düşünmeye başladım, öldüğümde yani.
- Maybe when I'm dead.
- Belki öldüğümde olur.
Then I'll take her when you're dead!
O halde sen ölünce alırım!
I'll worry about my soul when I'm dead.
Ruhumu öldükten sonra dert ederim.
I never use the vernacular except when I'm with one of those "gentlemen" who think French is a dead language
Fransızcanın ölü bir dil olduğunu düşünen şu sözde beyefendilerden biriyle değilsem asla argo sözler kullanmam.
But I'm warning you, and you, Jean La Cour... member of the City Counsel, and all of you... if we get us another dose of yellow fever like we had back in'30... when there wasn't enough men alive to bury the dead... there just isn't going to be any town to run a railroad into.
Seni, belediye meclis üyesi Jean La Cour seni ve hepinizi uyarıyorum eğer 1930'larda ölüleri gömecek adam bulunamadığı zamanlardaki gibi.. ... yine bir "sarı humma" vakası yaşarsak içine demiryolu yapacak kasaba da olmayacak.
You think I don't know a dead man when I see one... and him laying in his coffin?
Sence ölü bir adamı tabutunda yatarken gördüğümde tanımaz mıyım?
And when I'm dead on the altar of my country, I hope your conscience irks you.
Ülkemin mihrabında öldüğümde umarım vicdanın seni rahat bırakmaz.
They'll realize how I loved them when I'm dead and out of your way. Then it'll be too late.
ÖIdüğüm zaman onları ne kadar sevdiğimi ve beni dışladığının farkına varacaklar ama o zaman iş işten geçmiş olacak.
When Paul and I lifted him up he was dead.
Paul ile onu kaldırdığımızda ölmüştü.
I'll still be alive, when you're all dead!
Hepiniz öldüğünüzde, ben hala yaşıyor olacağım.
Yeah, I was dead asleep when he come in, I guess.
Evet, geldiğinde ölü gibi uyuyordum sanırım.
Especially when I asked him if there was anything in the newspaper files... about his still being in love with some dame that's been dead for 35 years.
Özellikle de 35 yıl önce ölen kadına hâlâ aşık olduğu ile ilgili gazetelerde bir şey var mı diye sorduğumda.
Well, when I had that noose around my neck out there I sort of give myself up for dead.
Dışarıda ip boynumdayken kendimi öldü saydım.
Tonight. I shall sleep much better when I know Moreau is dead.
bu gece. Moreau'nun öldüğünü bildiğimde, çok daha iyi bir uyku çekmiş olacağım.
When I'm dead and gone, you'll know what a friend I was.
Ben ölünce ne iyi bir dost olduğumu anlayacaksınız.
But when he's dead, I know it's not a joke.
Ama ölünce, şaka olmadığını anladım.
I ain't educated in fancy art... but I do know the face of a dead man when I see one, and this is it.
Ama gördüğüm an ölü bir adamı yüzünden tanırım. Bunun gibi.
When you come back with somebody else to get it, next week or next month, I'll be dead. Won't I?
gelecek hafta ya da gelecek ay beni almaya buraya geldiğinde, ölmüş olacağım, değil mi?
I'm dead when I'm not doing a job of acting.
Oyunculuk yapmazsam ölürüm.
" He was dead when I found him and I didn't rob him.
" Bulduğumda ölmüştü ve onu soymadım da.
When I'm dead, you'll kiss me for real.
Ölünce beni esaslı öpeceksiniz.
I took that money from his hand when he was dead.
Parayı, o öldüğünde, elinden aldım.
What happens when I'm dead?
Ben öldüğümde neler olacak?
When he's dead, I'm gonna be so happy.
Öldüğünde, öyle mutlu olacağım ki.
When I arrived at noon on the banks of the Loire, he wasn't quite dead yet.
Öğleyin rıhtıma vardığım zaman... daha ölmemişti.
When I'm dead... you can eat this.
Ben öldüğümde bunu yiyebilirsin.
And I don't like it when a friend of mine offers to help and 20 minutes later he's dead!
Ve yardım teklif eden bir arkadaşımın... bundan 20 dakika sonra ölmesinden hoşlanmıyorum.
- I'm ready to bet that when I'm dead...
İddia ederim bence öldüğünde... Şu sessizliği dinleyin!
I was never afraid of pinto when he was alive, and i sure ain't afraid of him now that he's dead.
Pinto hayattayken bile ondan korkmadım. Ölüsünden kesinlikle korkmam.
I should've known he was as good as dead when they wheeled him in.
Sedyeyle geldiğinde ölmek üzere olduğunu anlamalıydım.
I mean, when I'm dead, people will look at him and say, " There goes Mangus.
Demek istiyorum ki, ben öldüğümde, insanlar ona bakacak ve diyecekler ki, "Bak, Mangus geçiyor."
I got the bill, that's when I dropped dead.
Asıl, telefon faturasını gördüğümde düşüp bayıldım!
When the police come, I'll be dead.
Aman tanrım duvarı delmişler.
And when I'm dead, I'll want to remain with the dead.
Ve öldüğüm zaman da ölülerle kalmak isterim.
I'll laugh when all my enemies are dead.
- Bütün düşmanlarım öldüğü zaman, ben güleceğim.
Continue with my cause when I'm dead.
Bir konuda sana güvenmek istiyorum.
I said, "Next time anybody tries to make me do anything they'll be talking to me when I'm dead."
"Bir daha biri bana zorla bir sey yaptirmaya kalktiginda cesedimle konusuyor olacak." dedim.
And when it's over tomorrow, after the Mexican is dead then I begin to think about you.
Artık kimse kalmadı! Yarın, yarın Meksikalı da ölünce, hakkında bir karara varacağım.
But who will take care of you when I'm dead?
Ama ben ölünce seninle kim ilgilenecek?
I ain't asking what you're going to do when you get out, because... I'll be dead and it don't matter.
Çıktığın zaman ne yapacağını sormuyorum, çünkü zaten ölmüş olacağım.
When you read this, I will be dead.
Sen bunu okurken, ben ölmüş olacağım.
So they'll know when I'm dead.
Böylece öldüğümü bilecekler.
That's so they'll know when I'm dead.
Böylece öldüğüm zaman bilecekler.
Show me how to save England from chaos when I'm dead.
Öldüğümde İngiltere'yi kaostan nasıl kurtaracağımı bana göstersin diye.
I care not who's named bastard when I'm dead.
Ölünce hangisi gayrimeşru olur umurumda değil.
I don't mean to be a sore loser, but when it's done, if I'm dead, kill him.
Müstakbel kaybeden gibi görünmek istemiyorum... ama bittiğinde ölürsem, gebert onu.
What I mean, God, is you have no pity for your living children, so that's why we're asking you to be a little kinder to'em when they dead.
Demek istediğim, Tanrım, yaşayan çocuklarına hiç acımıyorsun,... bu yüzden senden... öldüklerinde onlara biraz daha nazik davranmanı istiyoruz.
Look, my lad, I know a dead parrot when I see one and I'm looking at one right now.
Ben ölü papağanı gözünden tanırım. Aynen bunun gibi.
I had nothing else to worry about when I knew my daughter was dead.
Kızımın öldürdüğü öğrendim, gözüm hiçbir şey görmüyordu.
Look, my lad, I know a dead parrot when I see one and I'm looking at one now.
Bak evlat, ölü bir papağan gördüğümde hemen anlarım ve bu önümdeki mortu çekmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]