Where is this traducir turco
17,508 traducción paralela
And where is this Shell Island?
Shell Island nerede peki?
Where is this friend of yours?
Arkadaşınız nerede?
Where is this friend of yours?
Şu arkadaşın nerede?
This is where the 17th best team in the league goes number one!
Burası ligdeki en iyi 17. takımın işediği yer!
Now, normally this is the part where I leave the room, but almost looks like you want me to stay.
Burası normalde benim odadan ayrıldığım an, ama sen neredeyse benim kalmamı istiyormuş gibi gözüküyorsun.
The only fairy tale here is the one where you believe you get out of this thing unscathed.
Buradaki tek masal, senin bu işten zararsız ayrılacağına inandığın masal.
I've actually been going to therapy myself, and I don't know where I'll be when this whole thing is over.
Aslında ben de terapiye gidiyordum ve bütün bunlar sona erdiğinde ne durumda olurum bilmiyorum.
I know you said you don't know where this meeting is, and I want to believe you, but if this is another one of your games, if you have some sort of hidden agenda, and you plan on going, don't.
Biliyorum. Bana toplantının nerede olduğunu bilmediğini söyledin ve sana inanmak istiyorum ama eğer bu da oynadığın oyunlardan biriyse eğer bir şekilde gizli gündeminde bu varsa ve kendi planını devreye soktuysan, yapma!
My little angels, this is where it begins.
Benim küçük meleklerim burada başlayacak.
We need to find this Noah Shuster and figure out where this city of lost kids is.
Noah Shuster bulmalıyız ve kayıp çocukların bulunduğu şehri de.
Is this the part where I drop my pants and show you the tattoo on my ass?
Bu benim pantolonum damla parçası mı ve sen benim eşek üzerinde dövme gösteriyor?
This is where it gets weird.
İşler burada tuhaflaşıyor.
Is this like that thing that anorexics do, where they get jealous that other people are skinny, and they try to make'em fat?
Zayıfları kıskanıp şişmanlatmaya çalışan anoreksiya hastalarına mı özendin?
Sir, this is McCullough in the dining hall where breakfast is about to start.
Müdürüm, ben McCullough, kafeteryadayım, kahvaltı başlamak üzere.
- This is a situation where- -
- Ama bu öyle bir durum ki...
This old mill is where it all started, isn't it?
Bu eski değirmen her şeyin başladığı yer, değil mi?
This is where my family live.
Burası ailemin yaşadığı yer.
So either start talking or get the fuck out of my place and we'll leave this where it is.
Ya ne istediğini söyle ya da siktir ol git ve herşeyi unutalım.
Take the day off. figure out where this threat to our program is coming from.
Bugünlük bu kadar yeter. Yarın programın önündeki tehditin nereden geldiğini anlamaya çalışırız.
This is like that Star Trek episode where Kirk and the Romulan Commander battle each other but in the end develop a deep, mutual respect.
Hadi ama. Bunu seversin Star Trek bölümündeki gibi Nerede o, Kirk ve Komutan Romulan savaşırlardı ama her savaş sonunda karşılıklı saygıları artardı.
I do not like where this is headed.
Bu konuşmanın gidişatını beğenmedim.
And this is where it gets interesting, because "sin" is also an abbreviation for sine.
Ve burada işler ilginçleşiyor çünkü günah aynı zamanda sinüs için bir kısaltma.
This is usually the time where you get cold feet.
Çekinmeye başladığın dönemdeyiz.
This could be where the Ahmadi cell is camped out.
Ahmadi hücresi burada kalıyor olabilir.
See, what I think happened is this first location, that's where you killed Carter, and then you drove all the way over here with Donna to bury her.
Bu ilk yerin Carter'ı öldürdüğün yer olduğunu düşünüyorum. Sonra Donna ile onu gömmek için buraya kadar getirdin.
I'm not sure this is exactly where I want to be.
Olmak istediğim yerin burası olduğuna emin değilim.
I came here as a favor to you and to Miranda, and now it just feels like this is where I'm gonna end up being stuck.
Sana ve Miranda'ya iyilik olsun diye geldim ama burada sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum.
I know where this is going.
Bu işin nereye gittiğini biliyorum.
I don't know where this is gonna end, but I want you to be prepared.
Bunun nerede sona ereceğini bilmiyorum ama hazırlıklı ol.
A great tomb, a royal tomb, a pyramid or anything of that sort is like... a beacon in the desert, saying, "This is where the treasure's buried."
Büyük mezar, kraliyet mezarı, piramit ya da bunun gibi şeyler "Hazinenin gömülü olduğu yer burası!" diyen çölde bir meşale gibidir.
And this is the drinking fountain where Burdick first got the news that his foster brother was his actual brother.
İşte Burdick'in üvey kardeşinin aslında öz kardeşi olduğunu öğrendiği yer.
This is what you get when a TV show worships at the altar of youth, bimbos and himbos running around screaming, in a school where, apparently, shop class isn't the only place to see something wooden and poorly constructed.
Bir TV dizisi gençlerin kurban edildiği bir yeri kutsallaştırdığında bunu anlıyorsun. Erkekler ve kızlar çığlık atıp etrafta koşturuyor. Anlaşılan atölye sınıfı, kötü yapılmış ve ahşap bir şey gördüğümüz tek yer değil.
And you know where this is going. I'm afraid so.
Korkarım ki biliyorum.
This is where I want to raise my child. There's something you should see.
Görmen gereken bir şey var.
This is where Rick got us.
Rick bizi bu duruma soktu.
This is where we are.
Ama durumumuz bu artik.
This is where it gets real.
Gerçek olan zaten bu.
This is where the fresas hang out.
Burası züppelerin takıldığı yer.
This is where I died.
Burası öldüğüm yer.
This is where we stop them.
Onları burada durduruyoruz.
This is where we're supposed to hold up and stay safe for a few days?
Burada mı kalıp birkaç günlüğüne güvende olacağız?
This is where we say goodbye.
Vedalaştığımız yer burası.
This is where we say good-bye.
Elveda deme zamanı.
Maybe this is where we split up.
Belki ayrılmamız gereken yer burasıdır.
The real question's where is the unsub and this other girl Violet?
Asıl soru şüpheli ve Violet nerede?
This is where I live.
Burada yaşıyorum.
Any idea where this guy is so I can shoot him in the dong?
Onu bulup çükünden vurabileceğim yeri biliyor musun?
This is where you shot him.
Burası da onu vurduğun yer.
The truth is, Iris, I don't know what this is between us or where we go from here.
Aramızda nelerin olduğunu ya da ne olacağını bilmiyorum Iris.
This is where I play stupid and you explain science.
Benim aptalı oynadığım sizin bilimsel olarak açıkladığınız kısma geldik. Tamam.
Aigoo... So this is where Jo-ssi died.
Jo-ssi'nin öldüğü yer burası demek.
where is this place 56
where is this going 44
where is this guy 40
where is this coming from 126
where is he 5231
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is this going 44
where is this guy 40
where is this coming from 126
where is he 5231
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is she 3620
where is the boy 29
where is it from 16
where is she going 61
where is your father 42
where is he going 98
where is here 20
where is that 214
where is everybody 425
where is my wife 35
where is the boy 29
where is it from 16
where is she going 61
where is your father 42
where is he going 98
where is here 20
where is that 214
where is everybody 425
where is my wife 35