English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Which are you

Which are you traducir turco

4,025 traducción paralela
Which are you?
¿ Sen kimsin?
Which means there are a lot of programs here that you probably are not aware of, because you're lucky enough not to need them.
Bu da demek oluyor ki muhtemelen haberinin olmadığı birçok program var. Çünkü onlarla tanışmayacak kadar şanslıydın.
Which character are you auditioning for?
Hangi karakter için seçmeye gireceksin?
You are hiding information from the police, though, which is a crime.
Polisten bilgi saklıyorsun.
You are lubricated all of the time now, which makes you mean.
Her daim çakırkeyifsin ve sürekli içmen seni gaddarlaştırıyor. Gaddarsın Fitz.
No, you are connected, Frank, in New York City, every which way, right at this very minute.
Hayır, sen şu anda New York'taki herkesi tanıyorsun.
Which is that you are a gorgeous, rubenesque plum, and if it was up to me, you'd gain weight.
Bu da senin muhteşem, tombul bir kadın olman. Bana kalırsa, kilo almalısın.
Which you are obviously not.
Tabii ki öyle değilsin.
Which department are you in?
Hangi üniversitedesin?
I'll tell you which of the paintings are reproductions and which of them are counts of felonious theft.
Hangi resimlerin taklit hangilerinin ise kasıtla çalınmış olduğunu tahmin edeceğim.
Junkies are so used to lying, you could ask them which way was up and get a ten-minute story for why it was down.
Bağımlılar yalan söylemeye alışıktırlar hangi yol yukarı çıkar diye sor ve neden aşağı doğru olduğuna dair 10 dakikalık hikaye dinle.
Which one of us are you hitting on?
Hangimize asılıyorsun? - Ne?
Obviously, my feelings for you are really complex, but then there's our friendship, which is real and deep, and the friendship just makes the real feelings even deeper and scarier.
Görüldüğü üzere, sana karşı olan hislerim çok karışık ama diğer yanda arkadaşlığımız var, ki arkadaşlığım gerçek ve içtendir ve arkadaşlık, gerçek duyguları perçinleştirip daha da ürkütücü yapar.
Which one are you more angry about?
- Hangi yaptığıma daha çok kızdın?
- Jeff, if you don't want to come to my dance you are free to go to the Sadie Hawkins dance, which will be happening at the same time across the cafeteria.
- Jeff eğer baloma gelmek istemiyorsan... Sadie Hawkins'in balosuna gitmekte özgürsün ki o da aynı anda kafeteryanın diğer yarısında olacak.
Unless that means sex, in which case I hope you are not.
Tabii bu seks demek değilse, öyleyse umarım yapmamışsınızdır.
Which one are you?
- Hangisisin sen?
We may have had our differences, which is frankly odd, in the circumstances, but I tell you what, boys, we are incredibly clever.
Bu şartlar altında tuhaf kaçsa da,... farklılıklarımız var ama size diyorum çocuklar, acayip zekiyiz.
Which is why I need to talk to him and convince him that you're not the monster that he thinks you are.
İşte bu yüzden onunla konuşmalı ve senin zannettiği gibi bir canavar olmadığına onu ikna etmeliyim.
Which one are you?
Hangisisin sen?
And you are guilty of nothing but performing the duties with which you are entrusted.
Ve senin, sana verilen görevi yerine getirmen dışında bir suçun yok.
Also, here you are, talking about your feelings, which I'm pretty sure the old Wade wouldn't have done.
Ayrıca, işte buradasın, duyguların hakkında konuşuyorsun ki eminim eski Wade bunu asla yapmazdı.
And it's in rivers like these that you can find clues to the origin of the rock from which these mountains are formed.
İşte bunun gibi nehirlerde bu dağların hammaddesi olan kayaların kökenine ilişkin ipuçları bulabilirsiniz.
I'm wondering which way you two are leaning.
Ne tarafa meyilli olduğunuzu merak ettim.
Which way are you voting, Councilman?
Ne tarafa oy vereceksin, Konsey Üyesi?
You know which houses are hers?
Hangi evler onun, biliyor musun?
Even though we may be separated from the world outside, even though there's no government beyond this hall which you see in front of you today, rules are necessary.
Dış dünyadan ayrı kalmış olsak bile bugün önünüzde gördüğünüz bu belediyeden başka bir hükümetimiz olmasa bile kurallar gereklidir.
Your light, its source is nature to which you are closer than any other life form.
Işığının kaynağı doğa. Doğanın da tam içindesin.
Which god are you talking about?
Hangi tanrıdan bahsediyorsun?
Which one are you?
Sen hangi türdensin?
And for that, you are entirely in my debt, which is why when I'm elected governor tonight, I expect to see you by my side.
Ve bu yüzden, bana borçlandın bu yüzden bu gece vali seçildiğimde seni yanımda görmeyi bekliyorum.
No. My only move is to trade my silence and your life for the best deal I can get, which brings us back to the reason why you are here.
Tek çözüm yolum sessizliğim ve senin hayatını takas ederek alabileceğim en iyi anlaşmayı almak.
You are about to host a party at which known members of the Order will be present.
Tarikat'tan olduğu bilinen kişilerin geleceği bir partiye ev sahipliği yapıyorsun.
- And there you are, hugging me, which is really not comfortable for either of us.
- Ve sende buradasın ve beni kucaklıyorsun, ki bu da bizim için konforlu değil.
There are some berries and things, which you have to know the wild plants, so I'd say, you know, go prepared and have the tools you need to survive, right?
Bazı meyveler falan var fakat yabani bitkileri bilmeniz gerek. Diyeceğim o ki, hayatta kalmak için gerekli aletleri hazırlayın, oldu mu?
In this one, these guys are aiming their machine guns at the camera, which means they're aiming their machine guns at you.
Bu fotoğrafta bu adamlar makineli tüfeklerini kameraya doğrultmuşlar yani silahlar size doğrultulmuş durumda.
- which, I assure you, are real. - Bill!
- Emin olun, onun durumu gerçek.
Today you are the monster. Which means I am the General.
Bugün Canavar olan sensin ki buda beni General yapar.
I would say, are you looking for something beyond a natural size, which I call supernatural?
Yani, doğal büyüklüğün altında mı birşeyler arıyorsun ki ben buna olağan üstü büyüklükte derim.
You're drinking decaf coffee, which you usually only do in the afternoon, you're wearing an empire-waist dress and loose shoes'cause your feet are already swelling.
Kafeinsiz kahve içiyorsun, ki normalinde sadece öğleden sonra içerdin, büyük beden elbise giyiyorsun ve de bol ayakkabı çünkü ayakların çoktan şişmiş.
Agent Coulson has requisitioned a mobile command unit, to which you are assigned.
Ajan Coulson, senin de atandığın gezici bir komuta birliği talep etti.
Which phone are you using?
Hangi telefonu kullanıyorsun?
Because tomorrow morning at exactly 10 : 00, I walk into a high level, top secret meeting at which you are the agenda.
Çünkü yarın sabah tam 10'da gündemde sizin olduğunuz üst düzey, gizli bir toplantıya katılacağım.
Which reminds me... are you prepared for the DNA tests?
- Güzel. Peki DNA testi için hazır mısınız?
You're out on a temporary pass, which means you are still our responsibility.
Geçici bir izinle dışarı çıktınız. Hâlâ bizim sorumluluğumuzdasınız.
Which one are you intending to use?
Hangisini kullanmayı düşünüyorsun?
Which one are you?
Sen hangisisin?
You're the one who wanted to come and talk about our issues, which, for the record, are all in your weak little mind.
Buraya gelip sorunlarımızı anlatmak isteyen sendin ki bu sorunların hepsi de senin kafandakiler.
You know, of which 90 % are absolutely benign.
Ki % 90'ı iyi huyludur.
W-which one are you?
Hangisiydin sen?
Which one are you referring to?
Hangisinden bahsediyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]