You're dead traducir turco
9,402 traducción paralela
She thinks you're dead.
Seni ölü sanıyor.
Lungs are especially tricky. You know, some person is brain dead on a ventilator and we're all acting like, "Oh, great, just put those lungs into Emma." It doesn't work like that.
Ciğerler daha da hassas bir konu Bir insanın beyin ölümü gerçekleşiyor ve herkes " Harika.
Over my dead body you're with a black.
Cesedimi çiğnemen lazım.
He won't be happy until you're all dead... Like Stephen.
Hepiniz, Stephen gibi ölmeden o memnun olmayacak.
You're dead if you don't!
- Gitmezsen de sen ölürsün!
You're at a dead end. The only way out is through them.
Tek çıkış yolunuz onların olduğu taraf.
"Contact my wife again, and you're a dead man."
"Bir daha karımla konuş ve ölü bir adam ol."
I have a "you're dead, bitch." "Dead" is spelled d-e-d.
"Ölüsün sen kahpe." var ama "ölü'yü", "öün" diye hecelemiş.
You know, the teeth are the only thing we see on a person... that'll still look the same when they're dead.
Dişler, bir insanın öldükten sonra bile aynı görünen tek şeyidir.
When you're dead, you're dead.
Ölünce ölmüş oluyorsun işte.
You're a dead man.
Öldün sen.
You won't find what you're looking for if she's dead.
- Eğer ölürse aradığın şeyi bulamazsın.
You breath one word outside this room And bang bang bang, you're dead!
Bu odanın dışında tek kelime edersen bam bam bam!
Keep that fire in your belly or you're a dead man.
Karnındaki ateşi tutmaya çalış. Yoksa ölürsün.
My people are dead, and you're out walking around buying groceries.
Adamlarım öldü. Sense burada bakkal alışverişi yapıyorsun.
If you're down here, you're dead.
Eğer buradaysan, Öldün demektir.
You're going to be dead soon, anyway.
Nasıl olsa yakında ölmüş olacaksın.
Everyone thinks you're dead.
Herkes sizi öldü sanıyor.
When you're already dead, you're immortal, aren't you?
Zaten ölüysen, ölümsüzsündür değil mi?
This is an incredibly bizarre thing to say out loud, but if you're watching this, I'm already dead.
Bunu sesli söylemek inanılmaz garip geliyor ama bunu izliyorsanız, çoktan ölmüşüm demektir.
I think you're a dead man.
- Ölü bir adam olduğunu düşünüyorum.
You're barely bleeding. How are you not dead?
- Doğru dürüst kanamıyorsun bile.
But you're already dead.
- Ama sen zaten ölüsün.
If you're listening to this, it means I'm dead.
Eğer bunu dinliyorsan, bu öldüğüm anlamına gelir.
And... and you're starting to see dead people
Ve... Ölmüş insanlar görmeye başlıyorsun...
No, but you're a guy with an angry wife and a dead lover.
Hayır, sen sadece kızgın bir eşi ve ölü bir metresi olan adamsın.
It all just stops. You're dead.
Öldün mü her şey biter gider.
You. We're dead anyway.
Biz zaten öldük.
You're in real trouble, kid. Dominic wants you dead and he's good at getting what he wants.
Dominic ölmeni istiyor ve istediğini elde etme konusunda oldukça iyidir.
If you're wrong, you're dead wrong.
Yanıldıysan hem ölü hem de yanılmış olacaksın.
Dear Hector, they say that you're dead.
Sevgili Hector, senin öldüğünü söylüyorlar.
If JT's dead, you're dead.
Eğer JT ölürse, sen de ölürsün.
Move, or you're a dead man.
Kımılda, yoksa ölürsün.
You're gonna be dead in 36 hours.
36 saat içinde ölmüş olacaksın.
You're both dead.
İkiniz de ölüsünüz.
Yeah, how are you gonna find it if you're dead?
Sadece bulmak istemeliyiz. Evet eğer ölürsen nasıl bulacaksın?
She's not gonna stop until you're dead.
Sen ölene kadar durmayacak.
You're dead. See you later, losers.
Sonra görüşürüz, ezikler.
You're dead, crap sack.
- Öldün seni bok torbası.
How do you know if you're dead?
Öldüğünüzü nereden biliyordunuz?
You're dead.
Eğer ölüsün.
You just- - You're dead.
Sadece ölüyorsunuz.
Your parents are dead, you're 52!
Ailen öldü, gelmişsin 52 yaşına!
Do it'til you're died -'til you're dead.
Ölene kadar bunu yap.
'Til you're dead, died, dead.
Ölümüne kadar. Ölene kadar.
" In any case, if you're reading this, then I'm dead,
Her neyse.
We're gonna be sending you a whole lot of dead bad guys.
Size bir sürü ceset yollayacağız.
Well, you're welcome to pursue that dead-end lead while we got to the shipping container and find the jewels.
Siz o sonu çıkmaz sokak olan ipucunu takip edin biz de bu sırada konteynırı bulup mücehverleri alalım.
How are things? If you're implying that I just came by with the hopes of running into Bonnie to rekindle our romance because no matter how hard I try I can't get her out of my mind, well, then you are both dead wrong.
Eğer ilişkimizi yeniden canlandırmak için Bonnie'ye rastlamak umuduyla buraya geldiğimi ima ediyorsan çünkü kadar denediysem onu aklımdan çıkaramadım ikiniz de yanılıyorsunuz.
You're a dead man.
Sen öldün, adamım.
You're supposed to be dead.
Ölmüş olman gerekiyordu.
you're dead to me 58
you're dead wrong 17
you're dead meat 37
dead 2365
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
you're dead wrong 17
you're dead meat 37
dead 2365
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead on 16
dead and 19
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead on 16
dead and 19