You are the best traducir turco
1,778 traducción paralela
You are expensive because you are the best, but how could my wife afford your services?
Seni tutmak pahalı çünkü en iyi sensin, ama karım nasıl olduda hizmetinin karşılığını ödeyebildi?
- You are the best ex-husband ever.
Oh, çok tatlısın. - Sen tanıdığım en iyi eski kocasın.
Everyone in the field accepts that you are the best.
Bu alandaki herkes, sizi en iyi kabul ediyor.
You are the best detective among us.
Aramızda en iyi dedektif sensin.
You are the best.
Sen bir harikasın.
- You are the best thing that has happened to me.
Sen benim başıma gelen en güzel şeysin.
You are the best knifeman in all of Korea.
Tüm Kore'deki en iyi bıçak ustasısın.
You are the best.
Sen en iyisisin.
But you are the best friend that I ever had!
Ama siz benim sahip olduğum en iyi arkadaşsınız!
BUT YOU ARE THE BEST.
Ama en iyi sensin.
oh! you are the best.
Sen süpersin.
I DON'T SAY IT ENOUGH, JEFF DUNHAM, BUT YOU ARE THE BEST FRIEND A TERRORIST COULD EVER...
Jeff Dunham, bunu çok sık söylemiyorum ama sen bir teröristin sahip olabileceği en iyi ark...
You are the best liars in the world.
Dünyadaki en iyi yalancılarsınız.
Oh, jesus, you are the best!
Harikasın İsa!
You are the best and you are the brightest.
Sizler en iyilersiniz ve geleceği en parlak insanlarsınız.
But there are certain signposts that you can follow. You know, to try and make the best of it.
Ama bunu en iyi şekilde değerlendirmek istiyorsanız, size kılavuzluk edecek birkaç şey önerebilirim.
Doctor. - You are considered to be one of the best general practitioners in India.
- Hindistan'daki en iyi pratisyen hekim olduğunuz düşünülüyor.
You're dating the hottest slice of the proverbial pizza and you are best friends with me.
Çok ateşli bir hatunla çıkıyorsun. Bunlara ek olarak, benim en iyi arkadaşımsın.
You know, I know that bars are not the best place to meet people, but...
Barların insanlarla tanışmak için en iyi yer olmadığını biliyorum, ama...
Obviously, we can't say for sure that this is going to get you home, but the best minds that we have are working on this, and I'm sure you'll agree... it's well worth pursuing.
Açıkçası, bu yöntemin sizi evlerinize götüreceğini kesin olarak söyleyemiyoruz ama elimizdeki en parlak zekâlar, bu konu üzerinde kafa yoruyor ve eminim siz de katılırsınız ki, peşinden gitmeye değecek bir ihtimal.
You guys are the best for coming.
Geldiniz için çok şanslısınız çocuklar.
In the hills of Afghanistan, the best you can hope for are rocks and some scrub brush.
Afgan dağlarında, bulabileceğiniz şeyler, taş ve süpürgedir.
If you're going to disagree, it's best to get it out of the way before any shots are fired.
eğer bu fikre katılmıyorsanız, silahlar ateşlenmeden önce ortalıktan yok olsanız iyi olur.
You guys are the best in the business at what you do.
Yaptığınız işte en iyisi sizsiniz.
Now, look, hey, I am very well aware that I don't always set the best example, but you guys are entirely too young to be messing around with this stuff.
Bakın, size iyi bir örnek teşkil etmediğimin farkındayım ama bu şeyleri kullanmak için çok gençsiniz.
You can be the best surgeon in the world... But your patients are still gonna die.
Ama hastaların yine de ölecek.
You really are the best boss ever.
Sen gerçekten de dünyanın en iyi patronusun.
- The best. I'm glad you are my parents.
En iyisiydi. Ailem olduğunuz için mutluyum.
I realize this is difficult for you to hear, but you and your wife can make the best decision now that you know where you are.
Bunu duymanın senin için zor olduğunu biliyorum, ama karınla en doğru kararı verebilirsiniz, çünkü artık durumu biliyorsunuz.
You tangle with those people, And all the best sellers In the world Are not gonna protect you.
Bu adamlarla birbirinize girerseniz o çok satan kitapların seni kurtarmaya yetmez.
You are one of the best interns I've ever had the pleasure to work with.
Zevkle çalıştığım en iyi stajyerlerden biriydin.
Why the hell are you taking the best part?
Pislik! Ne diye en güzel kısmına sen konuyorsun? !
i mean, you are the second-best hunter on the planet.
Yani sen gezegendeki en iyi ikinci avcısın.
Can't really tell you who they are because, well, it's anonymous. Let's just say last time I was here there was someone that rhymes with Ritney Rears. They also have the best donuts.
Onların kim olduğunu size söyleyemem çünkü, gerçekte bilinmiyor, ama şu kadarını söyliyim oraya en son gittiğimde, ismi kafiye gibi söylenen birisi vardı, Ritney Rears ve aynı zamanda en iyi çörekler onlarınkisidir
And I believe I could easily best you in any physical confrontation - be it noogies, swirlies or the classic "Why are you hitting yourself?"
Ve inanıyorum ki, fiziksel bir mücadelede seni kolayca yenebilirim. Kafaya eklem sürtme, kol bükme veya klasik, "neden kendine vuruyorsun?" hareketini yapabilirim.
The best that I can do is give you some ideas of some markers that are gonna come.
Benim şu anda yapabileceğim en iyi şey size bazı bazı işaretler hakkında fikirler vermek olabilir.
but the best songs are the ones that bring you back to the moment you first heard them and once again break your heart.
Ama en güzel şarkılar, sizi onları ilk dinlediğiniz ana döndüren ve bir kez daha canınızı yakan şarkılardır.
I have not been the world's best husband. But almost dying- - It makes you realize things that are important to you, like you, all right?
Dünyanın en iyisi kocası değildim ama ölüme bu kadar yaklaşmak değer verdiğim şeyleri fark etmemi sağladı.
You are the best.
Süpersin.
You know, I think these are the best dumplings I've ever had.
Sanırım hayatımda yediğim en güzel böreği yiyorum şu an.
- You guys are the best.
Harikasınız çocuklar.
You guys are the best!
Siz çok iyisiniz.
It said in your book, the best interrogations are when you can watch, you don't have to ask the questions.
Kitabınızda, en iyi sorgunun izleyip soru sorulmayanlar olduğunu söylüyorsunuz.
You guys are the best friends ever!
Sizler en iyi arkadaşımsınız!
The only people who should see you naked are your mother... your doctor and your best friend in third grade.
Seni çıplak görmesi gereken kişiler annen, doktorun ve üçüncü sınıftaki en yakın arkadaşındır.
You guys are the best.
Sizler bir numarasınız.
You four are some of the best liars in the world, right?
Siz dördünüz dünyadaki en iyi yalancılarsınız, değil mi?
Henry, my friend, you are about to have the best birthday of your life, because we are taking you to the one, the only, Harry's Hog Hideout.
Henry dostum, hayatının en güzel doğumgününü geçirmeye hazırlan. Çünkü seni Harry'nin "Hog Hideout" una götürüyoruz!
You are the best.
En iyi.
You are one of the best friends That I've had the privilege to know.
Bilme ayrıcalığına eriştiğim, en iyi arkadaşlarından birisisin.
Are you kidding me? ! The best warriors?
Sadidalar mı en iyi savaşçılar?
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are dead to me 22
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are not alone 88
you are wrong 155
you are under arrest 166
you are lying 79
you are sick 71
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are not alone 88
you are wrong 155
you are under arrest 166
you are lying 79
you are sick 71