English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You haven't read it

You haven't read it traducir turco

105 traducción paralela
It's because you haven't learned how to write or read.
Çünkü okuma ve yazma öğrenmedin.
You haven't read it.
Okumadınız.
- Are you sure you haven't read it?
- Kitabı okumadığınıza emin misiniz?
You haven't read it, have you?
Sen günlüğümü mü okudun?
Is it true that you haven't received any news, since she went away, until today, when you read about it in the newspapers?
Sizi terk ettiğinden bu yana, taa ki dün gazeteleri okuyana dek... ondan hiçbir alamadığınız doğru, değil mi?
How do you know all that, you haven't even read it yet?
Okumamana rağmen bu kadar şeyi nereden biliyorsun?
Haven't you read about it in "House and Home"?
'Ev ve Yurt'dergisinde okumadın mı?
Let's read it through from A to Z, so you see that I haven't cheated you.
Şimdi oturup her şeyi A'dan Z'ye okuruz. Böylece seni kandırmadığımı görmüş olursun.
I haven't started the cake, but I'll read you what it says.
Pastaya başlamadım daha ama ne yazdığını sana okuyayım.
You haven't read it.
Ne biliyorsun?
My dear attorney. It shows that you haven't read my book.
Sevgili Başsavcım, görünüşe bakılırsa kitabımı henüz okumamışsın.
Haven't you read it?
Okumadınız mı hiç?
You've just read it, haven't you?
Az önce okudunuz, değil mi?
- Did you read it, sir? - No, I haven't read the papers.
- Hayır, gazeteleri okumadım.
Well, haven't you read it?
Okumadınız mı?
I know it sounds crazy, but I haven't written anything but Misery for so long. Why don't you read it?
Neden okumuyorsun?
So, I haven't read it, but my people tell me you've written a book.
Ben okumadım ama insanlar bana bir kitap yazdığını söylüyor.
How do you know if you haven't even read it?
Okumadan nasıl bilebilirsin ki?
"if you want my defense, all you have to do is read catcher in the rye." - I haven't read it in years.
... "Savunmamı istiyorsanız, tek yapmanız gereken Catcher in the Rye'ı okumaktır."
You haven't read it yet.
Sonunu henüz okumadın.
- I haven't read it, but I will. - You and Harry'll make a great team.
Harry'le sen müthiş bir ikili olacaksınız.
I hope you haven't read it.
Umarım bunu okumamışsındır.
- I take it you haven't read this.
- Sanırım bunu okumamışsın.
You will sign it, and you will read it aloud in full view of the public... so they'll know that we haven't forged your image or your signature.
İmzalayacaksın ve halkın önünde okuyacaksın böylece herkes görüntünü ve imzanı taklit etmediğimizi bilecek.
- Why haven't you read it?
- Neden hâlâ okumadın?
- Why haven't you read it?
- Neden okumadın?
- I don't believe you haven't read it.
- Okumadığına inanmıyorum.
- But you haven't read it.
- Ama daha okumadın ki.
You still haven't read it?
Hala okumadın mı?
Not written or you haven't read it?
yada sen okumamışsın?
- You haven't read it.
- Okumadınız.
- You haven't read it.
- Daha okumadın bile.
Haven't you read it?
İyice okumadın mı?
Right, with your name, they have to read it,... just to make sure you haven't falsified data like you did at Boston General.
Haklısın, senin ismin olduğundan dolayı, Boston General'deyken yaptığın... gibi burada da gerçekleri çarpıttın mı diye kontrol etmek için okumak zorundalar.
You haven't read it.
Okumadın ki.
- You haven't read it?
- Okumadın değil mi?
You haven't read it?
Okumadın mı?
I turned it into fiction. I want you to read it, and I want you to tell me if you think that I haven't.
Okumanızı, ve bana eğer o yeteneğe sahip değilsem söyleminizi istiyorum.
You haven't read it?
Onu okumadın mı?
You haven't even read it yet.
Daha okumadın bile.
It's something you might appreciate. I hope you haven't read it.
Kıymetini takdir edebileceğin bir şey.
You haven't been to class for three weeks and now you don't have a Journal, after you didn't want me to read it anyway, and when I ask you what your plan is, you say...
3 haftadır sınıfa gelmiyorsun ve günlüğün yok zaten benim okumamı da istemiyordun. Sana planını sorduğumda bana bil-mi-yo-rum dedin.
- You haven't read it!
- Onu okumadınız ki!
You probably haven't read it.
Okumamışsınızdır herhalde.
See, I know you haven't read it.
Okumadığını biliyorum.
I take it you haven't read this "story"?
Sen bu "hikâyeyi" okumadın mı?
Of course I haven't read it, you idiot
Elbette okumadım, aptal!
You haven't read it.
O zaman okumadınız.
- You haven't read it, have you?
- Daha okumadın, değil mi?
I assume you haven't read it.
Sanırım siz okumamışsınızdır.
Apparently you haven't had a chance to read it.
Görünüşe göre okumaya fırsat bulamamışsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]