English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You heard wrong

You heard wrong traducir turco

190 traducción paralela
You heard wrong.
Yanlış.
- You heard wrong. Not us.
- Yanlış duymuşsun, biz değil.
You heard wrong.
Yanılıyorsun.
Well, you heard wrong.
Yanlış duymuşsun.
You heard wrong.
Bu bir hatadır.
- You heard wrong.
- Yanlış duymuşsun.
- You heard wrong!
- Yanlış duymuşsun.
You heard wrong.
Yanlış duymuşsun.
Well, you heard Wrong, jane.
- Yanlış duymuşsun.
YOU HEARD WRONG.
- Yanlış duymuşsun.
You heard wrong!
Yanlış duymuşsun.
But I was called- - l said, you heard wrong.
Ama beni aradılar. Yanlış duymuşsun dedim.
You heard wrong, mister.
- Yanlış duymuşsunuz bayım.
- You heard wrong.
- Yanlış duymuş olmalısın.
Well, you heard wrong.
Öyleyse yanlış duymuşsunuz.
You heard wrong, Willy.
Yanlış duymuşsun Willy.
- You heard wrong.
Yanlış duymuşsun.
You heard wrong, Stanley.
Yanlış duymuşsun, Stanley.
Thanks. So I heard you and all the apostles are going to Shakey's later. You heard wrong, friend.
Duyduğuma göre diğer havarilerle birlikte Shakey'nin yerine gidecekmişsiniz.
You heard wrong!
Yanlış duymuşsun!
You heard wrong.
Yanlış duymuşsundur.
We heard you were interviewing, Kyle Boone and we assumed we would be providing backup. You heard wrong, Cassidy.
Kyle Boone'la görüşeceğini duyduk.
I heard you talking and wondered if anything was wrong.
Konuştuğunuzu duydum, ters bir şey mi var acaba dedim.
I've heard all about you, John, and you're wrong, so wrong.
Hakkında her şeyi duydum John. Ama yanılıyorsun. Çok yanılıyorsun.
Maybe you heard me wrong. I said we're going to the theater not going to be in it.
Sanırım yanlış duydun. Tiyatroya gideceğiz dedim, biz oynayacağız demedim.
I heard you've been known to get up from the wrong side.
Ters taraftan kalkmakla tanındığını duydum.
You must have heard wrong, Grandma
Yanlış duymuşsun nine.
You have heard wrong!
Yanlış duymuşsun!
If you felt there was something wrong, I'm sure there was. If you heard it....
Ama sen duyduğunu söylüyorsan, eminim ki vardır...
Thana, what's wrong with you? I heard you run up the stairs like a phantom and throwing up all over the place.
Merdivenleri hayalet gibi çıkıyordun her yere de kusmuşsun.
I must have heard you wrong.
- Özür dilerim, efendim.
- You heard me wrong.
- Yanlış duydun.
I'm suing you. I've got witnesses that heard you admit you were wrong.
Hayır, seni dava ediyorum. Hatalı olduğunu duyan tanıklarım var.
I must've heard you wrong.
Şey, yanlış duymuş olmalıyım.
Wrong. I heard you when you moved behind that oak, there.
Şu meşenin arkasında hareket ettiğin zaman seni duydum.
Well, what's wrong? Something you might have heard about mixing Pop Rocks and soda?
Pop Rocks ile gazozu beraber almamak gerektiğini hiç duydun mu?
You must have heard me wrong.
Yanlış duymuşsun.
- You heard wrong!
— Yanlış duymuşsun, hipi!
Well, you heard way wrong, then.
O halde yanlış duymuşsun.
- You must have heard him wrong.
- Yanlış duymuşsundur.
Excuse me, professor, perhaps I heard you wrong.
Özür dilerim, Profesör. Galiba sizi yanlış duydum.
You've heard wrong.
Yanlış duymuşsun.
I think you need to tell him who you heard it from, otherwise he could think the wrong person told you,
Bence ona kimden duyduğunu söylemen gerekiyor, yoksa sana söyleyenin başka biri olduğunu düşünebilir ve bu kötü olur.
You probably just heard him wrong.
Herhalde yanlış duymuşsundur.
Maybe I heard wrong. In which case, you're nothing to me, mate.
Belki de yanlış anlamışımdır, ki bu durumda, benim için hiç bir önemin kalmıyor, ahbap.
I MUST'VE HEARD YOU WRONG, BECAUSE I SWEAR YOU SAID YOU WANTED ME TO BE THE FATHER.
Yanlış anlamış olmalıyım, çünkü sizin benden baba olmamı istediğinize yemin edebilirim.
Unless I heard wrong, you were pleased to say, that Jesus never existed?
Yanılmıyorsam İsa'nın hiç yaşamadığını belirtmeyi gerekli buluyordunuz?
- You might have heard wrong.
- Yanlış duymuş olabilirsin.
They played you on a loudspeaker in prison and everyone heard you say that the war was wrong
Hapiste, sesini hoparlöre vermişler. Herkes, savaşın yanlış olduğunu söylediğini duymuş.
he heard you say he was wrong!
Hata yaptığını söylediğini duydu!
- You heard it wrong.
- Yanlış duymuşsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]