You left me traducir turco
4,706 traducción paralela
You left me first.
Önce sen beni terk ettin.
- You left me there.
- Orada beni bir başıma bıraktınız.
Well, that is information that would've been good to know before you left me at the bar!
Bu tarz bir bilgiyi barı terk etmeden önce söylesen çok daha iyi olurdu.
You left me.
Beni bir başıma bıraktın.
You left me a note about a parent meeting?
Ailelerle toplantı için not mu bıraktın?
I would actually appreciate it if you left me alone to concentrate and prepare.
Konsantre olmak ve hazırlanmak için beni yalnız bırakırsan gerçekten sevinirim.
But you left me there on the boat.
Ama beni botta öylece bırakmana ne diyelim?
Emily, I'll admit that there have been times I... never wanted to see you again. But... ( necklace clatters ) then you left me this.
Emily, seni tekrar görmek istemediğim zamanlar oldu doğrusu ama sonra bana bunu bıraktın.
You left me no choice, Drake.
Bana başka seçenek bırakmadın, Drake.
So you left me birthday breadcrumbs?
Yani bana doğum günü ekmek kırıntıları mı bıraktın?
Dante, you left me a message.
Dante, bana mesaj bırakmışsın.
I needed you, and you left me.
Sana ihtiyacım vardı ama beni bıraktın.
He left you, and you left me.
- O seni terk etti. Sen de beni terk ettin.
You left me alone.
Beni yalnız bıraktın.
Well, after I saw you steal away from the house, you left me no choice.
Evden gizlice çıktığını görünce yapacak şeyim kalmadı.
And Emily obviously doesn't know about us- - our past, how you left me in Japan with a promise to return.
Ayrıca Emily'nin bizi bilmediği ortada geçmişimizi, dönme sözü vererek beni nasıl Japonya'da bıraktığını.
Marnie... You left me behind!
Marnie... beni bırakıp gitti.
You left me scared shitless!
Beni acayip korkuttun.
But the truth is, when you left me, that was the saddest I've ever been in my life.
Ama işin aslı, beni terk ettiğin zaman hayatımın en mutsuz dönemini yaşadım.
There is only a shred of me left that still feels like a woman. You can't take that. I won't let you.
İçimde kadın gibi hissettiren tek bir parça kaldı ve onu da alamazsın.
Norman left me for you.
- Norman beni senin için terk etti.
You and Roman left me unconscious on my front lawn the night of my parents'charity ball.
Sen ve Roman ailemin bağış gecesinde beni bilinçsiz olarak evin önüne bıraktınız.
- Girl, you "Nothing" me again, I will smash your face into that toilet till there ain't nothing left to recognize.
- Kızım, bir daha "hiç" dersen, geriye kalanlar tanınmaz hale gelene kadar suratını o tuvalete geçiririm.
Jemma, please don't tell me you've left the boiler room already.
Jemma, lütfen kazan dairesinden ayrıldığını söyleme.
Think this is the first time you said more than three words to me since we left Norfolk.
Sanırım Norfolk'tan ayrıldığımızdan beri ilk kez 3 kelimeden fazla konuştunuz.
Are you telling me I only have a couple of hundred years left?
Birkaç yüzyıl ömrüm kaldığını mı söylüyorsun şimdi?
You know, back then, when you left, it took me a long time to admit to myself that I'd been played.
Önceleri, hani beni terk ettiğinde benimle oyun oynadığını kendime itiraf etmem epey bir zamanımı almıştı.
I know he left a hole in our lives when he went away, but you have got to give me some credit here.
Evden ayrıldığında hayatlarımızda koca bir boşluk bıraktı biliyorum, ama sende biraz bana hak vermelisin.
I'm writing you on an Underwood portable my father gave me when I left for the Sentinel.
Size, Sentinel için evden ayrıldığımda babamın bana verdiği taşınabilir Underwood'dan yazıyorum.
So, I imagined the house burned down and you and Sue and Axl all dead and all my books gone and I had no one left in the world, and it started to make me feel better.
Ben de evimizin yandığını sizin, Sue'nun ve Axl'ın öldüğünü ve tüm kitaplarımın gittiğini ve dünyada bir başıma kaldığımı düşündüm ve daha iyi hissetmeye başladım.
And if there's any part of you that has a shred of love left for me, then please help us.
Ve bana olan aşkından bir parça bile kaldıysa lütfen bize yardım et.
Last time you and me left, this moron lost Aaron. Wow.
En son gittiğimizde bu salak Aaron'ı kaybetmişti.
Are you gonna get cute with me right now? After the way you left things?
Bunca şeyi bırakıp gittikten sonra şimdi de bana sevimli görünmeye mi çalışıyorsun?
I know, but you're going to be a TV star and you haven't left me yet.
Biliyorum ama yakında TV yıldızı olacaksın ve beni daha terk etmedin.
Max... please... please, don't tell me you ate that acid I left in your fridge.
Max... lütfen, lütfen buzdolabında bıraktığım asidi yediğini söyleme bana.
You should've just left me to die...
Beni ölüme terk etmeliydin...
To be honest, I don't know what's inside. She left me strict instructions to deliver it upon her death, but only when the two of you were together.
Bana bunu ölümü üzerine, ama yalnızca ikiniz bir arada olduğunuzda vermem konusunda katı talimatlar bırakmıştı.
Freya... had just left me for you.
Freya... senin yüzünden beni terk etmişti.
♪ after you've gone ♪ ♪ and left me crying ♪ ♪ after you've gone ♪
â ™ ª senden sonra â ™ ª â ™ ª çok ağladım â ™ ª â ™ ª sen gittikten sonra â ™ ª â ™ ª inkar edemedim â ™ ª â ™ ª sen de mutsuzsun â ™ ª
My dad, Donald, he told me that you left after you found out Mom was pregnant.
Babam, Donald annemin hamile olduğunu öğrendikten sonra çekip gittiğini söyledi.
No matter how long I left you alone, to go get high... Mariana, she would always get angry but you... You would never stay mad at me because I'd cry and you'd try to make me feel better.
Kafayı bulmak için sizi ne kadarlığına yalnız bırakırsam bırakayım Mariana hep kızardı ama sen ağlarım diye sen bana kızgın kalamazdın ve bana kendimi daha iyi hissettirmeye çalışırdın.
Well, your mind done gone Left the county farm Take me with you!
Beni de alın!
It says there that you're to give me what I require so that I may find the chalker who left me that.
Orada her neye ihtiyacım olursa bana vereceğiniz yazıyor böylece bana bunu bırakan şahsı bulabilirim.
And if you end up leaving this hospital, like you left the last one and the one before that, what guarantee do I have that they will keep me on without you?
Sonuncusu gibi ya da daha önceki gibi bu hastaneden de ayrılırsan sensiz işe devam edebileceğimin garantisini nasıl verecekler?
I'm afraid you've left me with no choice, Colonel.
Korkarım ki bana başka seçme şansı bırakmadınız Albay.
Please tell me Saxe wasted taxpayer dollars sending you on a wild-goose chase and the guy's left town.
Lütfen bana adamın şehri terk ettiğini ve Saxe'ın seni oraya boş yere gönderdiğini söyle.
He was left alive to deliver a message, and it won't be to you, it's for me.
Bir mesaj iletmesi için öldürülmedi ve o mesaj sana değil, bana.
You basically left me to die.
Beni ölüme terk ettin.
Seeing you suffer is the only pleasure left to me.
Senin acı çekişini görmek bana kalan tek haz.
So you're gonna come at me this time from the left.
Bu yüzden bu sefer bana soldan saldıracaksın.
You're ruining alcohol for me, and that's all I have left.
Alkolü gözümden düşürüyorsunuz ve elimde kalan tek şey o.
you left me alone 16
you left me no choice 33
you left 130
you left him 21
you left her 20
you left us 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
you left me no choice 33
you left 130
you left him 21
you left her 20
you left us 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31