English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You said that

You said that traducir turco

25,201 traducción paralela
Wait, you... you said that you corroborated my story.
Bir dakika, demin hikayemi teyit ettiğini söyledin.
But you said that the Noah Objective planes are grounded, so we're not fighting against a clock.
Ama Nuh Projesi için uçakların daha kalkmadığını yani zamana karşı savaşmaya gerek olmadığını söyleyen sendin.
You said that you know Jason Griffith.
Jason Griffith'i tanıdığını söylemiştin.
You said that I could have Rainey's body.
Rainey'nin bedenini alabileceğimi söylemiştin.
She said that you said that you were in love with her.
Ona aşık olduğunu söylediğini söyledi.
- You said that, I didn't.
- Sen söyledin, ben değil.
You said that you could hear his thoughts.
Onun düşüncelerini duyabildiğini mi söyledin?
Oh, thank God you said that.
İyi ki söyledin.
I thought you said that it was a racket engineered...
- Bunun saçmalık olduğunu söylemiş...
Earlier today, you said you were the owner of that river.
Sabah nehrin sahibi olduğunu söylemiştin.
So just as you said, maybe those who haven't had their mother's milk are like that.
Yani söylediğin gibi anne sütünden mahrum kalanlar böyledir.
You said so yourself that you came here to dance.
Kendine öyle dedin ki buraya dans etmeye geldin.
" The first time I-I saw you walk through that door right over there, I said,
" İlk kez tam şu kapının oradan geçerken seni gördüm, dedim ki...
Mrs. Joseph said she saw you on the El train so fucked up that you couldn't even walk.
Bayan Joseph seni trende görmüş öyle kafayı bulmuşsun ki, yürüyemiyormuşsun bile.
But, uh... I don't have anyone else who understands except you, and I know that Bailey said not to say anything,
Fakat senin dışında kimsenin neler yaşadığımı anlamayacağını ve Bailey'nin konuşmamamı söylediğini biliyorum ama sanki- -
That's exactly what he said about you.
Senin hakkında söylediği tam olarak buydu.
Well, Beppi said that when you make love, - that... that... - Oh.
Beppi dedi ki sen biriyle sevişince sesin...
Except that's not what you said.
Ama sen öyle demedin.
And then you said, "I can't do that."
Sen de dedin ki, "Bunu yapamam."
You saw what I said to me, that wasn't enough to- -
Kendime dediğimi gördün.
All that stuff you said to me about life and purpose and stuff... you think maybe surprises are good sometimes?
Yaşam ve amaç ve ıvır zıvır hakkında bana söylediğin tüm o şeyler... Şaşırtmacaların bazen iyi olduğunu mu düşünüyorsun?
Hours ago, in the bushes, before we were trapped in that guy's house, you said Patrick Spring was killed by a shark.
O adamın evinde mahsur kalmadan önce "Spring'i köpek balığı öldürdü." dedin.
You said you kill whoever you meet. That's right.
- Tanıştıklarını öldürdüğünü söyledin.
I mean, what was all that stuff you said in the trap room about "three questions one answer"?
Tuzak odasında üç soru ve tek cevap hakkında - söylediğin şey neydi?
One of the cooks saw me create it, and he came up to me and said, "Thomas won't let you serve that."
Aşçılardan biri yaptığımı görüp.. Yanıma geldi ve "Thomas bunu sunmana izin vermez" dedi.
We understand that, Senator, and we won't press you on it, but can you tell us what the CIA said?
Tabii ki anlıyoruz Senatör bu konuda baskı yapmayacağız peki CIA ne dedi söyleyebilir misiniz?
He said, "I thought of you when I painted this painting, and it's how I feel that you evolved as a woman, and..."
"Bu tabloyu yaparken seni düşündüm" demişti. "Ve bir kadına dönüşmenin bende yarattığı duyguları ve..."
Before that... you just said...
Ondan önce... Dedin ki...
You said no one needs goggles made of prophecy glass to see that Principal Fairbrother loves his students.
Müdür Fairbrother'ın öğrencilerini sevdiğini söylemek için kimsenin kehanet merceğine ihtiyacının olmadığını söyledin.
Pack, you said earlier that there's got to be something on this island that sends a signal, right?
Pack, bu adada sinyal yayan bir şeyler. olduğunu söylemiştin daha önce, değil mi?
I agree with that... with that one statement out of everything you said tonight.
Buna katılıyorum, bu akşam söylediğin... herşeyin açıklaması var.
Cole said you wanted that.
Cole istediğini söyledi.
That's a civil war. " You know what Caesar said?
Bu bir iç savaş. " Sezar ne dedi biliyor musunuz? - Tanrım.
When Diane said that they elected you to be the boss, I thought that was a big joke.
Diane lider olarak seni seçtiklerini söylediğinde şaka yapıyor sandım.
You said "Milena", who is that?
"Milena" dedin, o kim?
You started telling me we had to abort, said you were going to Land's End, but then you don't even do that.
İptal etmemiz gerektiğini söylemeye başladın. Land's End'e gittiğinden bahsettin. Ama sonra bunu yapmadın.
That's not what you said you were gonna wear.
Giyeceğini söylediğin şey bu değildi.
But Tahani said that you helped Michael by putting your hand on his chest and doing some sort of healing magic.
Ama Tahani elini göğsüne koyup Michael'i iyileştirdiğini söylemişti.
You said the opposite was more likely, that he would look after me.
Bana göz kulak olacağını söylemiştin, bunun tam tersi oluyor gibi.
She also said that she never had a single date in high school,'cause you scared all the boys away.
Aynı zamanda lisede tek kişiyle bile çıkmadığını söyledi, çünkü sen etrafındaki tüm erkekleri korkutup kaçırıyormuşsun.
I wish you hadn't said that.
Keşke bunu söylemeseydin.
He said that you've been paying more attention to me lately.
Son zamanlarda benimle çok ilgilendiğini söyledi.
And then you said... well, I can't repeat what you said, but it was a vulgar word for a part of the body that God made you in.
Sonra bir de... Söylediğin şeyi tekrar edemeyeceğim ama Tanrı'nın sana verdiği vücudun bir parçası için kaba kelime kullandın.
No, you're the one that said we need to keep chasing these tattoos.
Hayır, dövmeleri çözmemiz gerektiğini söyleyen sendin.
That's what you said with the Jonas Walker case, and he fell off the face of the Earth.
Jonas Walker olayında da böyle söylemiştin ve adam sanki yer yarıldı yerin içine girdi.
A police officer came to our house this morning and said that you're sleeping with his wife.
Bir polis memuru sabah evimize geldi ve karısıyla yattığını söyledi.
He told me her name and said that he's seen you leaving their house.
Karısının adını söyledi ve seni evinden çıkarken gördüğünü söyledi.
I'm just going to pretend that you said congratulations instead.
Bunu demek yerine tebrik ettiğini varsayacağım.
Y-yes, and he said to tell you that he thinks it's in the family's best interest that you approve this transaction.
Evet ve bu transferi onaylamanızın aileniz için en iyisi olduğunu düşünüyormuş, iletmemi istedi.
You said earlier that maybe we're getting his anger.
Daha önce belki onun kızgınlığını aldığımızı söylemiştin.
Danny said that you came at him.
Danny ona doğru koştuğunu söyledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]