You stop it traducir turco
8,212 traducción paralela
YOU stop it!
- Asıl sen kes!
My God, would you stop it with the guilt trip?
Tanrım, suçluluk psikolojisini kesebilir misin?
- No, you stop it!
- Hayır sen kes.
- Will you stop it?
- Şunu keser misin?
You stop it right now.
- Doğru. Yalan söylemeyi kes hemen.
Stop it, you're the sweet one.
Asıl tatlı olan sensin.
Both of you, stop it.
İkiniz de, kesin artık.
It's time you stop thinking about what you found and start thinking about why you found it.
Ne bulduğunu düşünmenin yerine neden bulduğunu düşünmenin zamanı geldi.
The judge has no choice because you've made it official that the probable cause on the stop was tricked.
Sen durdurma sebebinizin şüpheli olduğunu resmiyete dökersen hakimin başka çaresi kalmaz.
- My "then what" consists of getting out of Florence alive, since I'm supposed to be dead... which puts me in no position to stop whatever it is you intend on starting.
- Benim için "sonra" ölü olmam gerektiğinden Floransa'dan canlı çıkmak demek ki bu da, yapmayı planladığın şeyi durdurmamı gerektiriyor.
Lemonade, stop right there! Where is it you think you're going?
Bir dakika beklesene, nereye gidiyorsun?
You didn't try to stop it?
Durdurmaya çalışmadın mı?
Stop behaving like the world is out to get you when it is so clearly dropping gifts at your feet.
Dünya senin peşindeymiş gibi davranmayı bırakabilirsin. Önüne açık bir şekilde hediyeler bıraktığı halde.
The cynical side of me thinks that it benefits you if I stop my fundraising right when I'm hitting my stride.
Kuşkucu tarafım tam kampanyam hız kazanmışken bağış toplamayı kesersem bunun senin çıkarına olacağını söylüyor.
Face it, you blockhead. Stop!
Kendine dikkat et, salak.
Unless you stop it.
Safkanlığın önemli olan tek şey olduğuna inanıyorsunuz.
It's not supposed to be. You can't stop life from being messy, so get over it.
Hayatın karmakarışık olmasını engelleyemezsiniz.
- You want to stop, say it. - Stop.
Durmak istersen, söyle.
Then, maybe, it's time you stop running away and show them that you're not.
O zaman belki de kaçmayı bırakıp öyle olmadığını gösterme vaktidir.
And all because of the freak that he made you. - Stop it, John!
Hepsi de seni yapan ucube yüzünden.
Stop it, stop it, both of you!
Annee! Durun, durun dedim ikinize de!
Stop it! You're making me sad.
Beni üzgün hissettiriyorsun.
Because if it's not, if you try to stop the bomb or interfere in any way, Talon has instructions to execute you on the spot.
Çünkü öyle değilse, bombayı durdurmaya çalışırsan veya bir şekilde müdahale edersen, Talon seni anında infaz etmekle görevli.
And we want you to stop before you do it to her.
Ve bunları ona yapmadan önce durmanızı istiyoruz.
Why would you want to stop it?
- Neden durdurmak istiyorsun?
You can't stop it.
Bunu durduramazsın.
The people who killed this man, they're making me work for them, and if you interfere, if you stop me from doing what they want, this happens to you, it happens to me.
Bunu öldüren adamlar, onlarla çalışmam için zorluyorlar ve eğer sen yollarına çıkarsan, eğer beni istedikleri şeylerden alıkoyarsan sana bu olur, bana bu olur.
You can't stop the cartel, no matter what you do. It's either Michoacan cooks it Sinaloa cooks it, Guerrero cooks it.
Ne yaparsanız yapın Karteli durduramazsınız ya Michoacan üretecek ya da Sinaloa, Guerrero üretecek.
Stop it. You guys have gone on, like, what, six dates and you guys haven't slept together?
Altı kere mi ne randevuya çıktınız, bir kere bile yatmadınız mı?
You need to stop saying it.
Bunu söylemeyi bırakmalısın.
You know, if this sheet could talk, you know what it would say, " I fold myself into very special shapes for you, Guy. It doesn't feel very good, but I don't let it stop me.
Eğer bu lanet olası şey konuşabiliyor olsaydı "Senin için kendimi farklı şekillere büküyorum Guy bu iyi hissettirmiyor ama kendimi durdurmayacağım.Alıştım artık."
Okay, I'll do it, but you have to promise me that you and your brother will stop playing with your tooth.
Tamam yaparım. Ama bana söz vereceksin. Kardeşin de, sen de dişinle oynamayacaksınız.
I want to send you back to stop the plague before it ever happens.
Seni salgını durdurman için geçmişe göndermek istiyorum. - Her şeyden öncesine.
All those years you and I fought, and we couldn't stop it.
Onca yıl sen ve ben savaştık ama durduramadık.
It needs for you to stop pretending to be who you used to be and be who you are now.
Eskiden olduğun kişi gibi davranmayı bırakıp şu an olduğun kişi gibi davranmana ihtiyacı var.
You didn't even stop to question it.
Bir an bile düşünmedin.
You don't help me, she dies, simple as that, and there's nothing the cops or anybody else can do to stop it.
Bana yardım etmezsen, ölecek, bu kadar basit. Polisin veya başkasının yapabileceği hiçbir şey de yok.
I'm here because in one week you and Aaron are gonna give me the details so they can send me back to today to stop it.
Buradayım, çünkü bir hafta içerisinde senle Aaron bana detayları vereceksiniz sonra beni durdurman için bu güne gönderecekler.
That's how the two of you help me to get back to today to stop it.
İşte böyle bugüne dönüp bana bunu engellememde yardım edeceksiniz.
And I'd appreciate it if you'd stop sharing our personal information with a stranger.
Kişisel bilgilerimizi bir yabancıyla paylaşmazsan çok memnun olurum.
How do I stop it? Theoretically, if you can create a vortex barrier along the coastline, a wall of wind, that would be able to sap the tidal wave of its energy before it hits the city.
Teorik olarak, sahil boyunca bir girdap bariyeri oluşturursan rüzgar duvarı, şehre ulaşmadan önce dalganın enerjisini azaltacaktır.
That thing's linked to a speedometer, And it will blow if you stop moving.
Bomba bir hız ölçere bağlı hareket etmeyi kesersen patlayacak.
- Danny, would you just stop it?
- Danny, şunu keser misin?
Do you think that he's even - Stop it.
- Yani onun hâlâ- -
Stop it. You're right about one thing.
- Sadece bir şeyde haklısın.
You must unite and stop that missile before it is too late.
O füzeyi durdurmak için çok geç olmadan birleşmeniz gerekiyor.
- You got a cockroach on your dang- stop it--shush!
- Senin üzerinde bir hamam böceği var- - - Kes şunu - sus!
Titus, do you think it's weird that Logan wants me to stop being friends with Dong?
Titus, sen Logan'ın artık Dong'la arkadaşlığımı kesmemi istemesi garip mi?
If you didn't do it, then how does it exist? Stop.
- Eğer sen yapmadıysan o zaman o şey nasıl var oluyor?
- What will you tell him? Stop it.
- Ona ne anlatacaksın?
- Stop it. Stop it. - What will you tell him?
- Ona ne anlatacaksın?
you stopped 22
you stop that 26
you stop 110
stop it 13041
stop it now 137
stop it already 25
stop it right there 16
stop it right now 71
stop it there 17
it's fine 7136
you stop that 26
you stop 110
stop it 13041
stop it now 137
stop it already 25
stop it right there 16
stop it right now 71
stop it there 17
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387