Your breath traducir turco
2,936 traducción paralela
Don't waste your breath.
Zamanını boşa harcama.
- Save your breath.
- Nefesini boşa harcama.
Advise you hold your breath.
Nefesini tutmanı tavsiye ederim.
When you've got your breath back, you're going to tell me everything that man said to you, starting from the beginning.
Tekrar nefes almayı başardığında en başından başlayarak o adamın sana söylediği her kelimeyi bana anlatacaksın.
Tomorrow... I'm gonna show you a place that will take your breath away
Yarın size öyle bir yer göstereceğim ki nefesiniz kesilecek.
I'm about to take your breath away
Nefesini kesmek üzereyim.
And when you eat ranch chips, your breath smells.
Ve cips yediğinde nefesin kokuyor.
If you can't hold your breath for at least four minutes under normal circumstances, then you may as well not even paddle out.
Eğer nefesini normal şartlarda en az dört dakika tutamazsan o zaman bu işi de yapamazsın.
Try to hold your breath.
Nefesini tutmaya çalış.
If you're able to breathe, you can hold your breath.
Nefes alabilirsen, onu tutabilirsin.
They also reported that you had booze on your breath?
Ayrıca nefesi içki kokuyordu dediler.
They had a swimming pool II and we'd play Hold your breath under water
Yüzme havuzları vardı ve suyun altında nefes tutmaca oynardık.
Hold your breath.
Nefesini tut.
You're wasting your breath.
Nefesini boşa harcıyorsun.
Save your breath and save your tears.
Nefesini ve göz yaşlarını sakla.
Save your breath.
Boşa nefes tüketme.
Your breath smells weird.
- Nefesin tuhaf kokuyor.
- Catch your breath.
- Önce nefes al.
Your breath is so bad it made my ears numb.
Nefesin o kadar kötü ki kulaklarım uyuştu.
Oh, Olaf, your breath smells like rotten yak carcass.
Ah, Olaf, nefesin çürümüş leş gibi kokuyor.
I take your breath away.
Nefesini keseceğim.
Save your breath... we have to go to the banyan tree.
Nefesini sakla çünkü daha banyan ağacına gideceğiz.
You hold your breath under the water
Suyun altında nefesini tutuyorsun.
Well, then I hope you're really good at holding your breath.
- Peki o zaman sana nefesini tutarak gerçekten iyisin umarım.
Hold your breath. Okay.
Nefesini tut.
What are you mumbling under your breath
Ne mırıldanıp duruyorsun?
when you worked as a mermaid up in weeki wachee, how long did you say you could hold your breath?
Weeki Wachee'de denizkızı olarak çalışırken nefesini ne kadar tutabildiğini söylemiştin?
If you have come to apologize for DC, you're wasting your breath.
Washington yüzünden özür dilemeye geldiysen boşa nefesini tüketme.
And your breath smells like egg.
Ayrıca nefesin de yumurta kokuyor.
I've been told to tell you not to hold your breath.
Çok umutlanmamanı söylemiştim.
One breath... your breath... will topple him.
Tek bir nefes... Senin nefesin onu aşağı düşürecek.
Don't hold your breath.
Çok bekleme.
So, how long can you hold your breath, Amy?
Nefesini ne kadar tutabiliyorsun, Amy?
You ran into obstacles with your breath work, and your diction wasn't crisp enough to handle what is arguably Sondheim's most challenging work.
Nefesini ayarlamakta zorlandın ve diksiyonun da Sondheim'in muhtemelen en zorlu parçalarından birini söylemek için mükemmel değildi.
Hold your breath and let's see if we get the condensation again, Felix.
Nefesini tut ve tekrar buğulanıp buğulanmayacağına bakalım, Felix.
Hold your breath and let's see if we get condensation.
Nefesini tut ve tekrar buğulanıp buğulanmayacağını görelim.
Felix, it appears as if it's dissipating while you've got your breath held... is that what you're seeing?
Felix, öyle gözüküyor ki ; nefesin tutuluyken kayboluyor. - Sen de öyle mi görüyorsun?
That's your breath coming back at you.
O senin nefesindir.
All I can focus on is your shit breath.
Ancak pis nefesine odaklanabiliyorum.
Your wife's pussy on my breath.
Nefesimde karının amcığının kokusu var.
Your friend swore with his last breath, that you would run to the east.
Arkadaşların son nefesinde hep yalvardı
You will carry that honor of yours until your last breath.
Üzerine yemin ettiğin o şerefi son nefesini ecelinle verene kadar taşıyacaksın.
Will you stop breathing on me with your sausage breath?
Soslu nefesini yüzüme üflemeyi bırakır mısın?
Let your shoulders down, take a deep breath and exhale.
Omuzlarını aşağı indir derin bir nefes al ve ver.
Never again will you feel them tighten around your neck, robbing you of breath and life.
Onların bir daha boynunuzu sıkışını nefesinizi ve hayatınızı zorla alışını hissetmeyeceksiniz.
The tone I learned from you when you used to come into my room at night with your fuckin'Jameson's breath
Gece yarısı ağzın leş gibi kokarken... odama gelip beni dövdüğün zaman senden öğrendiğim konuşma şekli mi?
Save your breath, Mitch.
Nefesini boşa harcama Mitch.
- I'd love to smell your morning breath.
- Sabah nefesini koklamayı isterdim.
- I'm just saying, you know, maybe take a deep breath or just... rethink your life a little.
Sadece söylüyorum, bilirsin belki derin bir nefes alsan veya hayatını biraz gözden geçirsen.
You can take my breath away I can be your hero
* Kahramanın olurum senin *
Arms, take your last embrace and lips, of you, the doors of breath, seal with a righteous kiss.
Omuzlar, son kucaklamanızı yapın ve senin dudakların, nefesin kapısı, dürüst bir öpücükle mühürlensin.
breath 94
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathe through your nose 20
breathing heavily 388
breathe with me 21
breathe deep 46
breathe it in 29
breathe deeply 64
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathe through your nose 20
breathing heavily 388
breathe with me 21
breathe deep 46
breathe it in 29
breathe deeply 64
breathe out 76
breathing shakily 35
breathes heavily 20
breathe slowly 22
breathe in 175
breathes deeply 131
breathtaking 30
breathing deeply 24
breathes shakily 19
breathlessly 17
breathing shakily 35
breathes heavily 20
breathe slowly 22
breathe in 175
breathes deeply 131
breathtaking 30
breathing deeply 24
breathes shakily 19
breathlessly 17
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18
your wedding 23
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18
your wedding 23