English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Г ] / Где пол

Где пол traducir turco

140 traducción paralela
- Где Пол? Он занят с маркизой де Сад, так что, думаю, мы потрахаемся с тобой.
Şu an Marquise de Sade ile işi pişiriyor, o yüzden bende seninle yaparım diye düşündüm.
В некотором роде я в комнате, где пол вымазан вазелином, новые детали атакуют меня.
Yani bir şekilde odamın tüm zeminine vazelin döküldü ve tüm bu herşey üzerime üzerime geliyor.
- Где Пол Маклин? .
- Paul Maclean?
Где Пол?
Paul nerede?
Где Пол тусовался?
- Nerelere takılırdı?
... Мегета, наконец, повалили на отметке 33, где Пол Кру принимает вахту!
Megget sonunda gardiyanlar tarafından 33. yardda yere indirildi ve burada idareyi Paul Crewe devralıyor.
Вы знаете, где Пол Янг?
Paul Young'ın nerde olduğunu biliyor musunuz?
- Вы знаете, где Пол Янг?
Paul Young'ın nerede olduğunu biliyor musunuz?
— талагмиты растут, где положенна € известь и капли поражала пол пещеры
Dikitlerse kireç yüklü damlacıkların mağara tabanına düşmesiyle oluşmuştur.
гостиным, перегруженным убранством века иного, к безмолвным залам, где звук шагов того, кто идет, поглощается коврами, столь тяжелыми, столь плотными, что орнамента, стелющегося под потолком, с его ветвями и гирляндами, словно старинной листвой, как если бы сам пол был еще песком или гравием, или каменными плитами, по которым еще раз иду я вперед, по этим коридорам, через эти гостиные, галереи, в этой постройке - века иного, в этой огромной, роскошной, барочной гостинице -
çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu, adımların duyulmadığı... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış, bu frizden uzaklara üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... koridorlar, salonlar, galeriler boyunca... başka bir çağdan kalma bu hüzünlü malikânenin mimarisi... bu kocaman ve şatafatlı malikâne... koridorların, sonu olmayan koridorları takip ettiği... sessiz, metruk...
к безмолвным залам, где отзвук шагов поглощается коврами, столь тяжелыми, столь плотными, что ни единый отзвук шагов не долетает до его собственного уха, как если бы само ухо было далеко, далеко от ковров, очень далеко от этого тяжеловесного и пустого убранства, далеко от этого замысловатого орнамента, стелющегося под потолком, с его ветвями и гирляндами, словно старинной листвой, как если бы сам пол был еще песком или гравием, или каменными плитами, по которым шел я вперед, как бы навстречу вам, меж этих стен, отягощенных деревянными панелями, гипсом, лепниной, картинами, гравюрами в рамках, среди которых я шел вперед,
çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... sanki dalıp gitmiş sırdaşlar... bu cansız, yavan dekordan çok uzaklara... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış... bu frizden uzaklara... üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... sana kavuşmak için adeta... zengin ahşap kaplamalı duvarlar arasında... ustuka, silme, tablolar... aralarından geçtiğim çerçeveli gravürler... seni beklerken içlerinde çoktan... kendimi bulduğum... şu an senin huzurunda bulunduğum mekândan... çok çok uzaklarda ;
Где звук? Всем на пол!
Karşı koymayın!
А где спит Пол?
Paul nerede uyuyacak?
Я позвоню Лори, спрошу где Энни и Пол.
Laurie'yi aramalıyım. Annie ve Paul'ün nerede olduklarını bilmek istiyorum.
Где-то с пол-часа.
- Bir buçuk saat önce falan.
Я вам разрешу сфотографировать пол на террасе, где есть памятная табличка в честь праздника, который проводился здесь, в Парко деи Принчипи.
Şu an sahibi burada yaşamıyor. Size döşemenin fotoğraflarını çatıdan çekmenize izin verebilirim, ki orada Parco Dei Principi'de yapılan bir parti anısına burada olan bir plaket te var.
И где нужно указать пол - вы написали "нет"..
Cinsiyet kısmına bile yok yazmışsın.
Где был пол зыбучий песок. "
Zemin toprak gibi batacak. "
Элизабет, Пол где-то там.
Elizabeth, Paul serbestçe dolaşıyor.
- Пол. Где Гилиган?
- Ne dersin, Paulie?
Вы помните, где вы были ночью 20 декабря, когда... исчез Пол? Боже.
Paul'ün kaybolduğun gece, 20 Aralıkta neredeydiniz?
А где, по-вашему,... был Пол в тот вечер?
Sizce Paul o gece neredeydi?
Потому что сегодня в первый раз Где-то в пол-одиннадцатого Впервые в истории
Çünkü bu gece ilk kez olarak tarihte ilk kez erkek yağmaya başladı.
Так же мы проверяем все нудавшиеся похищения где пытались скрыть пол малыша.
Bebeğinin cinsiyetinin saklandığı kaçırma olaylarına da bakıyoruz.
Она что, так и должна смотреть вниз на пол, или она просто не знает, где её маркировка?
O şekilde yere bakması mı gerekiyor? Ayak izlerini görmüyor mu?
Он вчера целый день где-то болтался, и пол-дня позавчера.
Dün, evvelsi gün ortalıktan kayboldu resmen.
Подметать пол там, где ступала нога начальника полиции?
Polis Müdürü'nün geçtiği yerleri yalaman mı gerek?
Пол, ты где ты? Суринда, я правильно услышал? Пол - алкоголик?
Surinder, Paul alkolik olduğunu mu söyledi?
Если бы я знал, где Мел Гибсон, то я бы прямо сейчас слез бы на пол и лизал бы его яйца, сэр.
Mel Gibson'ın nerede olduğunu bilseydim, Şu an yerde oturmuş t.şaklarını yalıyor olurdum, bayım.
Пол, поверь мне, понятия не имею, где он может находиться.
Yemin ediyorum, nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yok.
Вчера вечером, где-то с пол-шестого и часов до одиннадцати... я трахал твою женушку.
Dün akşam saat 17 : 30'dan gece saat 23 : 00'e kadar, güzel karını beceriyordum, tamam mı? İşte...
Я удвоил где только можно количество балок и укрепил пол этажа опорами, вбитыми на три фута под землю.
"Bölmeleri taşıyan kısımlarda... " çift kiriş kullandım ve zemini... " yere bir metre gömülü kazıklarla destekledim.
Этот файл, привёл меня на пол её чердака, где она излила мне душу.
Dosya, onun tavanarasının zemininde bana ruhunu açarken geldi.
В общем, где-то через 6 месяцев после похорон Джинни, по нашей подъездной дорожке пробегает золотой ретривер, заходит в наш дом, садится на пол, и смотрит на мою маму сидящую на диване.
Her neyse, Jeannie'nin cenazesinden yaklaşık altı ay sonra, bir köpek kapının önüne gelip, evimize girdi, yere oturup koltukta oturan anneme bakmaya başladı.
- Ну и где ты ходишь, я уже жду тебя пол часа.
Nerede kaldın? Yarım saattir seni bekliyorum.
Однажды утром, где-то в пол-восьмого мой сын зашёл ко мне в кабинет, а одна из коробок, которая была запечатана на протяжении 5 лет стояла прямо у двери.
Bir sabah 7 : 30 da, oğlum ofisime girdi, kapı önündeki 5 yıldır kapalı kutunun üzerine oturdu,
- Дэйв. Пол, где рубашка?
Gömlek nerede?
Кондитерский магнат, мистер Пол Маршалл, устроил для королевы экскурсию по своему предприятию, где производят батончики "Армейский Заряд".
Şekerleme fabrikası patronu ve İngiliz Donanması'nın dostu Bay Paul Marshall, yakında evleneceği güzel nişanlısı Bayan Lola Quincey ile.
- Где-то, с пол года.
Tahliye görevlisini tanıyorum.
Пол, где ты?
Paul, neredesin sen? Kapı dışarı etmiştiniz ya hani?
Пол, где ты?
Paul, neredesin?
Чо. Выясни где был Прайс Рэндолф последние пол-часа.
Cho, Price Randolph yarım saat önce neredeymiş öğren.
Она сдула пыль в том месте где вошла в пол, похоже недавняя.
Çarpma tozları tersine dağıtmış, yeni meydana gelmiş olmalı.
Пожарный Пол где-то рядом?
İtfaiyeci Paul buralarda mı?
Пол, ты где?
Paul, nerelerdesin.
Пол, я знаю, где она жила.
Paul, nerde yaşadığını biliyorum.
И я израненный на пол упал, где кажется уже лежал.
¶ beni yaralı bir halde yerde bırakıyorsun ¶ ¶ sanırım bu yeri daha önce görmüştüm ¶
Вы знаете, где сейчас Пол?
Paul'un nerede olduğunu biliyor musun?
В следующий раз не клади её на пол под стол в офисе, где тебя и быть не должно.
Bir dahaki sefere elini olmaman gereken bir odadaki masanın altına koyma.
Нет, я хотел найти "машину", где я могу выжимать педаль в пол без риска разбиться в лепёшку.
Suyunu çıkaracak başka bir şey bulmaya çalışıyordum. Kulak zarımı patlatmayacak bir şeyler. Karamelleştirilmiş soğanlı yıldız anason.
Мы встретились в маленьком месте, я постаралась, чтоб он почувствовал себя лучше, где то с пол часа, и ушла.
Caddenin sonundaki ufak bir yerde onunla buluştuk. Yarım saat boyunca kendisini daha iyi hissetmesini sağladım, ve sonra çıktım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]