English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Н ] / Не стану

Не стану traducir turco

3,828 traducción paralela
Я не стану винить ее за Кентербери.
- Ki öyle bile olsaydı Canterbury için onu suçlamıyorum.
Я не стану этого делать.
Bunu yapacak değilim.
Я не стану этого делать.
Yapmayacağım.
Я ни за что не стану говорить с мячом.
Ben olsam bir voleybol topuyla asla konuşmazdım.
Кэрол, я ни за что не стану сжигать церковь.
Carol, bir kiliseyi asla yakmazdım.
Не стану врать, я испугалась и приревновала, когда увидела, что ты интересуешься Джейн, потому что не могла принять, что я больше не единственная женщина в твоей жизни.
Yalan söylemeyeceğim, Jane'le ilgilendiğini söylediğinde çok korktum ve kıskandım çünkü artık hayatındaki tek kız olmayacağım gerçeğine katlanamadım.
- Ты это предвидел. - Не стану обманывать.
- Önce bununla başlamalıydın.
Но руку ему я жать не стану.
- Ama elini sıkmayacağım.
Насколько я помню, я всегда был рядом, защищал тебя, но ради твоей дочери и ее матери, я не стану смотреть на твое злодеяние.
Kendimi bildim bileli yanında olup seni savundum. Kızın ve annesinin iyiliği için bu kötülüğü yapmana seyirci kalmayacağım.
Я не принимаю ультиматумов, как и не стану выбирать между тобой и Никлаусом.
Ben ultimatom kabul etmem. Aynı zamanda sen ve Niklaus arasında bir seçim de yapmayacağım.
Я не стану с тобой спорить, Ребекка.
Seninle tartışmayacağım Rebekah.
Больше не стану их убирать.
Bunları kaldırıp durmasam iyi olacak.
Дважды я предлагать не стану.
Ben ikinci kez sormam.
И не стану.
Güvenmeyeceğim de.
Тея, я не стану притворяться, что понимаю всю ту боль, которую ты переживаешь, но угроза реальна.
Thea, şu an yaşadığın acıları anlıyormuş gibi yapmayacağım ama tehdit son derece gerçek.
Я не стану извиняться за то, что сделала.
Yaptıklarım için özür dileyecek değilim.
И я не стану той, кто рискнёт его жизнью, не стану.
Hayatını tehlikeye atan kişi ben olmayacağım.
Я не стану скрываться в тенях, ожидая смерти.
Gölgelerde saklanarak ölümü bekleyecek halim yok.
Когда мы снова начали встречаться, чёрт, ещё до того, я... Я пообещал себе, что никогда больше не стану тебе лгать.
Tekrar barıştığımızda, hatta daha da öncesinde sana bir daha yalan söylemeyeceğime dair söz verdim.
- Как из винтовки? - Я не стану строить догадок, но можно исключить легкое огнестрельное оружие.
- Ne olduğu hakkında tahminde bulunamam, ama küçük silahları eleyebilirim.
— Дуайта... Клянусь, я не стану упоминать о ее разводе с голубым мужем и закатывать глаза, слыша ее южный акцент.
- Dwight'ı ziyarete geldiğinde yemin ediyorum bir daha boşandığı eşcinsel kocasından bahsetmeyeceğim ya da sosyetik tavırlarıyla dalga geçmeyeceğim.
Сейчас я это надевать не стану.
Onu şimdi giymeyeceğim.
Передайте эти три послания, и я не стану мстить вам.
Bu üç haberi ulaştırırsan senden öc almayacağım.
Но чужую печаль я брать не стану.
Ama başkasının kederini üstlenmezsin.
И помогать с самоубийством тоже не стану.
İntihar biletin de ben değilim.
Я не стану мешкать, чтоб пристрелить тебя!
Ateş etmekten çekinmem!
- Никогда не стану тут обедать.
Bu yemeği yememem gerektiğini hatırlamam lazım.
- Не стану унижаться перед отребьем из РСК.
O geri zekâlı RSK'lerle artık hiçbir iş yapmayacağım.
Я не стану больше лгать для тебя.
Artık senin için yalan söylemeyeceğim.
Я не стану соглашаться с союзником, когда он неправ.
Haksız olduklarında müttefiğe katılmıyor değilim.
Я не стану заставлять тебя что-либо делать без твоего желания, но можешь посмотреть как мы говорим с ней.
İstemediğin bir şeyi yapmaya zorlamayacağım seni ama... bizi onunla konuşurken seyretmek isteyebilirsin. Kendisi emlakçı.
Я не стану!
Bunu yapmayacağım!
Я не стану слушать это.
- Bunları dinlemeyeceğim.
Я знаю твой репертуар наизусть и не стану звать на бис.
Bütün oyunlarına şahit oldum ve yeniden olmak istemiyorum.
Отлично, потому что я не стану.
Güzel, çünkü yapmayacağım.
Нет, не стану.
Hayır, güzelleşmiyorum.
Особая вечеринка. Не стану мешать.
Ben seni tutmayayım, görevimi yapıp gideceğim.
Я не стану действовать, пока не узнаю большего.
Dahasını öğrenmeden zorla bir faaliyette bulunmayacağım.
Будет иметь значение, если я скажу, что не стану облегчать вам задачу?
Sana kolay lokma olmadığımı söylesem, bir farkı olurmuydu?
И я не стану прятать голову в песок и не позволю другим это делать, потому что мне страшно.
Sirf korkuyorum diye kafami kuma gomüp digerlerine de ayni şeyi yapmalarina izin vermeyecegim.
Я не стану помогать тебе с этим разобраться, Даг.
Sana kendi yarattığın pisliği temizlemen için yardım etmeyeceğim, Doug.
- Я не стану делать зализанную чистую версию.
Bak ben temiz pimpirikli anne işi falan yapmıyorum.
Я не стану её в это вмешивать.
- Onu bu işe bulaştırmayacağım. Allen, hiçbir yere bırakma.
Валяйте! Я драться не стану.
Sana karşılık vermeyeceğim.
Я не стану помогать вывозить твоих врагов из города.
Düşmanlarını şehirden çıkarmana yardım etmeyeceğim.
– Тогда я не стану помогать тебе.
- O zaman ben de yardım edemem.
Как думаешь, наступит ли когда-нибудь день, в который не всё, что я стану говорить, будет звучать двусмысленно и странно?
Sence söylediğim her şeyin garip bir şekilde iki tarafa da çekilmediği zamanlar olacak mı?
Я не стану убивать безоружного.
Silahsız bir adamı öldürmeyeceğim.
Если я не буду есть мозги, но стану такой же.
- Beyin yemeden uzun süre kalırsam onun yerine ben olurdum.
И если мозги Марвина сотрут память о девушке, которая хотела стать мне другом и бывшем женихе, который не отвечает на моё смс с извинением, я стану социопатом.
Eğer Marvin'in beyni, arkadaşım olmaya çalışmış kızı ve özür mesajıma hâlâ cevap vermemiş erkek arkadaşımı görmezden geldiriyorsa psikopat beyin işime yarar demektir.
Не дождусь, когда стану твоей женой.
Karın olmak için sabırsızlanıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]