English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Н ] / Не стану врать

Не стану врать traducir turco

76 traducción paralela
Слушай, Ларри, не стану врать.
Yalan söylemeyeceğim.
Ну, в смысле, не стану врать, ты страшна,...
Yalan söylemeyeceğim. Çirkinsin.
Я не стану врать.
Yalan söylemeyeceğim.
Не стану врать.
Yalan söylemeyeceğim.
Не стану врать - - иногда меня посещает та же мысль.
Çünkü, dürüst olmak gerekirse bazen ben de aynı şeyi düşünüyorum.
Не стану врать, иногда случалось слегка запутаться.
Yalan söylemeyeceğim. Bazen işler, biraz karışabiliyordu.
Ладно, Бен, не стану врать, ты лучший, действительно лучший.
Pekala dinle, Ben. Sana yalan söylemeyeceğim. Sen iyisin, sen çok çok iyisin.
Не стану врать.
Size yalan söylemeyeceğim.
Быть исполнительным директором собственной компании... Не стану врать тебе. У меня масса преимуществ.
Kendi şirketimin CEO'su olmak... sana yalan söylemeyeceğim, birçok olanağa sahibim.
Я не стану врать.
Yalan söylemem.
Я не стану врать за тебя.
Senin için yalan söyleyemem.
Не стану врать.
Yalan söyleyecek değilim.
Не стану врать.
sana yalan söylemicem.
Я не стану врать в государственных документах. Я на это не подписывался... что, мол, обязываюсь проходить терапии. Мне оно не надо, я этого не хочу, я не собираюсь разговаривать с этим Орвиллом Рэденбахером.
resmi belgede üç kağıt yapamam kendimi terapiye hazırlamak için anlaşma yapmadım buna ihtiyacım yok, istemiyorum ya orda bu herifle konuşmak istemiyorum.
Не стану врать, трёхзначные числа - это так приятно.
- Ben de. Üç haneler yani, yalan söylemeyeceğim çok iyi hissettiriyor.
Был убит невинный человек, сэр, я не стану врать.
Masum biri öldürüldü, efendim, yalan söylemeyeceğim.
Не стану врать, Джордж Майкл, это позабудка.
Sana yalan söyleyemem, George Michael, bu bir unut-beni-şimdi.
Не стану врать, мой психоаналитик будет очень мной гордиться.
Yalan söylemeyeceğim. Terapistim benimle gurur duyacak.
Эй! Я, конечно, рада помочь твоему чудиле развязаться, но я не стану врать лучшей подруге.
Oğlun mercimeği fırına versin diye sana yardım ettiğim için mutluyum ama en iyi arkadaşıma yalan söylemeyeceğim.
Не стану врать, будущее Дьюи Кроу не такое радужное, как раньше.
Size yalan söylemeyeceğim. Dewey Crowe'un geleceği eskisi gibi değil.
Не стану врать.
Tamam, yalan söylemeyeceğim.
Не стану врать. Кажется, кое-кто из мудрецов дунул немного "мирр-ихуаны."
Ne yalan söyleyeyim akıl adamlarından birisi biraz marijuana tüttürmüş olabilir.
Человек, представляющий нас, надежен, а вот насчет остальных двух я сомневаюсь, не стану врать.
Karar paneline seçtiğimiz adam sağlam bahis ama diğer ikisi için biraz endişeliyim, yalan olmasın.
- Не стану врать, что мне жаль.
Bir nevi yani. Gidişinize üzüldüm desem yalan olur.
Не стану врать, я испугалась и приревновала, когда увидела, что ты интересуешься Джейн, потому что не могла принять, что я больше не единственная женщина в твоей жизни.
Yalan söylemeyeceğim, Jane'le ilgilendiğini söylediğinde çok korktum ve kıskandım çünkü artık hayatındaki tek kız olmayacağım gerçeğine katlanamadım.
Не стану врать вам, мистер Тёрк
Size yalan söylemeyeceğim, Bay Turk.
Я не стану врать ФБР.
FBI'a yalan söyleyecek halim yok.
- Не стану тебе врать.
- Sana yalan söyleyemem.
Врать не стану, я не прочел ее всю.
Yalan söylemeyeceğim, hepsini okumadım.
Не стану врать.
Kimseyi kandırmayacağım.
Я врать не стану, я Бог...
- Bu elma... Ben yalan söylemem, Tanrı'yım.
Но и врать ему больше, я тоже не стану.
Fakat yalan söyleme zorunluluğum burada son buluyor.
Это заводит, врать не стану.
Yalan söyleyecek değilim ateşli.
Я не стану тебе врать.
Sana yalan söylemiyorum.
Хорошо... не стану вам врать.
Pekala. Size yalan söylemeyeceğim.
Я не стану тебе врать, Дон.
Sana yalan söylemeyeceğim, Don.
"Врать не стану, сын,"
" Sana bu konuda yalan soyleyemem evlat.
Врать не стану... если император предложит убить отца, я 50 / 50 отвечу "да".
Doğruyu söyleyeceğim. İmparator, babamı öldürmemi istese, ona evet deme yarı yarıya.
Я же врать не стану Знаю точно, быть беде Клянусь
# Öyle ya da böyle, gider elbet bir şeyler tersine #
Я мог бы сказать к сожалению, но врать не стану.
Talihsizlik diyebilirim, ama yalan söylemiş olurum.
Не стану тебе врать, хотя хотелось бы.
Yalan söylemeyeceğim, söylemek isterdim oysa.
Если он возьмет тебя в дело, я не стану надевать прослушку, не буду давать показания, и не буду врать Тейлору.
Fakat dinleme cihazı takmam ve tanıklık yapmam, ayrıca Taylor'a yalan söylemem.
Врать не стану.
Yalan söylemeyeceğim.
Экспериментальная вещь, и, врать не стану, не дешёвая.
Deneysel bir tür ve sana yalan söylemeyeceğim, ucuz değil.
Врать не стану : меня очень впечатлило.
Ne yalan söyleyeyim, çok etkilendim.
Я имею право врать им, пока я не стану старой, а они не помрут, и тебя это не касается!
Ben yaşlanana ve onlar ölene kadar yalan söyleyebilirim ve bu konuda senin söz hakkın yok!
Не стану вам врать, мне-то лично пофиг на эту пластику, но, да, это вдохновляет.
Dürüst olacağım hareketlerden bir bok anlamadım. Ama bu bana ilham verdi.
Но не стану врать.
Ve yalan söyleyemeyeceğim.
- Врать не стану.
Gaddarcaydı.
Хотя, врать не стану, в этом тоже ничего хорошего.
Hoş gerçi yalan söylemeyeceğim onlar da çok üzücüydü.
Я не стану просить тебя врать отцу.
Yalan söylerken sana soracak değilim baba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]