Не так плохо traducir turco
2,705 traducción paralela
Я думаю это не так плохо.
Çok kötü olmasa gerek.
Ага, не так плохо для тебя.
Evet senin için kötü değil.
Ребята, все не так плохо, как кажется.
Hadi çocuklar, hmm... göründüğü kadar da kötü değil.
Это не так плохо.
Ben... belki o kadar da kötü değildir.
Я просто... искал способ, чтобы мне без них было не так плохо.
Ben sadece... sadece onları özlememenin bir yolunu bulmaya çalışıyordum.
Не так плохо.
O kadar kötü değil.
Второе место - не так плохо.
- İkincilik o kadar da kötü değil!
Возможно, это не так плохо, как кажется.
Bu düşündüğün kadar kötü olmaya bilir.
Да ребята, всё не так плохо!
Bu o kadar da kötü değildi.
Все не так плохо.
O kadar da kötü değil! Ayrıca erkek göğüsleri.
Твердишь себе, что все не так плохо, а потом понимаешь, что все еще хуже.
Göründüğü kadar kötü değil diye kendini kandırırsın sonra bir bakmışsın, düşündüğünden de kötü.
Все не так уж плохо.
O kadar kötü değil.
Раньше не было так плохо.
- Önceleri bu kadar kötü değildi.
Не так плохо для открытия.
Açılış için hiç fena değil.
Было бы не так уж и плохо.
Biraz sefil bir yolculuk olmaz mı?
Да, это не так уже плохо.
evet, o kadar kötü değildi.
что мне не хватает женственности или что-то такое... и правда так плохо выгляжу?
Hayır. Bana yeterince kız gibi görünmediğimi söylediler. Gerçekten o kadar çirkin miyim?
Я полагаю, что быть "иккингом" не так уж и плохо в конце концов.
Sanırım bir Hiccup olmak o kadar da kötü bir şey değilmiş.
Не так уж плохо звучит.
Kulağa kötü gelmiyor.
То, что тебе 18, не так уж плохо.
Marshall, 18 yaşında olman kötü bir şey değil ki.
Возможно, мёртвым быть не так уж и плохо.
Ölümden farksız.
Всё не так плохо.
O kadar da kötü bitirmedin.
Но не всё было так плохо.
Ama Cadılar Bayramı daha bitmemişti.
Всё было не так уж плохо.
O kadar da kötü değildi.
Не так уж плохо.
O kadar kötü değildi.
Нэш, это и в половину не было так плохо.
Hayır, kötü bile sayılmazdı.
Да ладно, Куагмайер, не всё так плохо.
Yapma be Quagmire, o kadar da kötü değil.
Всё было не так уж и плохо.
O kadar da kötü değildi aslında.
Но это очень плохо, больше так не делай.
O kötü bir şey. Yapma bir daha.
Хотя "плохо чувствовать" не совсем точно про ваше здоровье, не так ли?
Hasta, demek de az kalıyor gerçi, değil mi?
Выглядело вроде... не так уж и плохо.
Çokta fena görünmüyordu.
Американская. { \ cHBDDF93 } Но всё давольно не плохо переведено на Японский. так и в Америке.
Amerikalı bir şirket olsa da bu Japonya sunucusu için Japon görevliler alındı. GGO Japonya ve Amerika arasında gri bir alan gibi.
Не так уж и плохо, Бомбур.
Fena yahni değil, Bombur.
Вот что со мной не так. Это плохо. Все это плохо.
Bu benim için sorun.
Учитывая остальное, это не так уж и плохо.
Her şey göz önüne alınırsa, bu o kadar kötü değil.
- Нет, не так уж плохо.
- Fena değildi.
Я не знал, что дело так плохо.
Bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum.
И пришла к выводу, что... В какой-то момент в нашей жизни мы понимаем, что все... так плохо, что уже ничего не исправить.
Ve vardigim sonuç su ki bir noktada hayatlarimizdaki bazi seylerin geri getirilemez bir biçimde zarar gördügünü fark ediyoruz.
Не всё так плохо.
Durum o kadar da vahim değilmiş.
Это будет не так уж и плохо, вот увидишь
O kadar da kötü değildi, görürsün.
Это не так уж плохо.
O kadar kötü değil.
Знаешь, здесь не так уж и плохо.
Burası o kadar da kötü değilmiş.
Это не так плохо.
O kadar da kötü değil.
Да, это плохо, не так ли? Возможно поэтому мама опаздывает.
- Annem de bu yüzden gecikmiştir.
Так что... если ты думаешь, что я слишком плохо знаю тебя, лишь потому, что я не знаю твой любимый десерт, тогда скажи мне, чтобы я не мечтала о том, чего нет..
Bu yüzden eğer sırf senin en sevdiğin tatlıyı bilmediğim için seni tanımadığımı düşünüyorsan lütfen söyle de bileyim. Böylece tahmin etmeyi bırakabilirim. Ve bu ilişki de biryerlere gidebilir.
Это плохо, не так ли?
- Durum kötü, değil mi?
Это не плохо, ведь так?
- Çaylak.
Ну, доказательств того, что вы плохой человек, было не так уж и много в этой главе.
Peki, kötü bir insan olduğunun delili olarak bu bölümde sürdürecek pek bir şey yok.
Было не так уж плохо, правда?
O kadar da zor değilmiş, değil mi?
Это не так уж и плохо, существовать.
- Varlığını sürdürmek çok da kötü değil.
Не надо его расстраивать, он и так плохо помнит слова.
Bu onun kendine güvenini mahveder. Zaten yazdığı şarkı sözleri yüzünden özgüveni biraz kırıldı.
не так все просто 24
не так всё просто 18
не так ли 25495
не так быстро 888
не так давно 133
не так долго 35
не так уж много 82
не так часто 37
не так много 227
не так жаль 34
не так всё просто 18
не так ли 25495
не так быстро 888
не так давно 133
не так долго 35
не так уж много 82
не так часто 37
не так много 227
не так жаль 34
не такая 146
не так уж 33
не так 2027
не так легко 27
не так сильно 171
не так уж и много 71
не так всё плохо 18
не такой 210
не так близко 50
не так громко 99
не так уж 33
не так 2027
не так легко 27
не так сильно 171
не так уж и много 71
не так всё плохо 18
не такой 210
не так близко 50
не так громко 99