Но я понимаю traducir turco

Но я понимаю.

Ama onu anlayabiliyorum.

Вы знаете, я раскаиваюсь, но я понимаю сейчас, почему я делал то, что делал и также как я прошу прощения у тех людей, которым я причинил боль

Pişmanlık hissediyorum ama yaptığım şeyleri neden yaptığımı artık anlıyorum. Hem zarar verdiğim insanlardan af dilemeyi hem de beni inciten insanları affetmeyi öğrendim.

Но я понимаю, те особые меры, которые иногда необходимы для защиты нашей безопасности.

Bununla birlikte, güvenliğimizi korumak açısından, bazen müstesnai ölçütler olması gerektiğini anlıyorum.

Но я понимаю, почему ты должен.

Fakat neye ihtiyacın olduğunu anlıyorum.

Я понимаю, что это может быть неловко говорить о вашей личной жизни, но я лишь даю вам возможность сказать мне то, что я должен знать.

Özel hayatınla ilgili konuşmak seni rahatsız edebilir, anlıyorum ama bilmem gereken bir şey varsa söylemen için sana bir fırsat tanımak istiyorum.

Слушай, я понимаю, что ты хочешь спасти отца, но я пытаюсь спасти всех пап и мам, и детишек.

Bak, babanı kurtarmak istemeni anlıyorum. Ama ben dünyanın bütün babalarını kurtarmaya çalışıyorum. Annelerini ve bebeklerini de.

Но я не понимаю, зачем вы забрали штык с собой, а нож, которым убили остальных, оставили воткнутым в стене?

Şimdi, Anlamadığım şey neden bunu beraberinde evden aldın ve diğerlerini öldürdüğün bıçağı duvara sapladın?

Ваша честь, не хочу обидеть моего соответчика, но я не понимаю, какое отношения показания мистера Маквея имеют к моему клиенту.

Sayın Yargıç, diğer davalılarım alınmasınlar, ama Bay McVeigh'in ifadesinin, müvekkilimle ilgisini anlamakta zorlanıyorum.

Но я не совсем понимаю, как магию можно применить в войне.

Lâkin büyünün savaşta nasıl kullanılacağını anlayamıyorum.

Извини, но я просто не понимаю, зачем он за нами увязался.

Özür dilerim ama o neden burada onu bile bilmiyorum.

Я понимаю, что ты выпила пару лишних стаканчиков но это не повод ругаться как боцман.

Birkaç bardak sudan fazlasını içtiğini biliyorum ama bunu denizciler gibi ifade etmene gerek yok.

Я тебя не понял, но... теперь понимаю.

Seni anlamamıştım ama şimdi anlıyorum.

Но часто бывают дни, когда я не понимаю, зачем.

Ama neden devam ettiğimi bilmediğim birçok gün var.

Мэделин, я понимаю, что тебе нелегко, но ты в безопасности.

Madeline, kötü şeyler yaşadığını biliyorum ama artık güvendesin.

Я понимаю, как тебе тяжело, но поверь, я скоро всё исправлю.

Olayların çılgınca göründüğünü biliyorum ama bana inanmak zorundasın her şeyi tekrar düzene sokacağım.

Нет, ты - Марк, и твоё сердце разбито, и я понимаю каково это, но если ты бросишься к Майку прямо сейчас, ты погибнешь, и я снова останусь сама по себе, а я не знаю, как сделать это одной.

Evet, Mark'sın ve kalbin kırık ve anlıyorum onu ama şimdi Mike'ın üstüne atlarsan öleceksin ve ben yine tek başıma kalacağım ve bunu yalnız başıma nasıl yaparım bilmiyorum.

Но я вот чего не понимаю.

Şunu anlamadım ama.

Бонни, я понимаю, как ты опечалена, но, знай, что у Бога был план.

Bonnie acı çektiğini anlıyorum ama Tanrının bir planı olduğu anlaman gerek.

Я понимаю, но, тем не менее, Дариус был убит.

- Anlıyorum ama Darius öldürüldü.

- Сейчас я понимаю смерть, очевидно, но..

Çok küçüktüm o yaşlarda ölümü biliyorsun ama... - Evet.

Я принимаю его извинение, но я не понимаю..

Özrünü kabul ediyorum ama anlamıyorum...

это я понимаю... но не на столько, чтобы кто-то хотел его... убить.

Ama onu öldürecek kadar değil.

Я понимаю, но, что мы можем сделать?

Anlıyorum ama bunun için ne yapacağız?

- Конечно, я понимаю, но я...

- Tabii ki anlıyorum ama...

Я не уверен, что многие люди понимаю, что сейчас, но..... он бы потерял работу.

Birçok insanın şimdi bunu idrak edebildiğinden emin değilim ama o zamanlarda işini kaybetmiş olurdu.

Но я точно понимаю, что рад быть с тобой.

Burada olman çok güzel.

Я понимаю, Райс твой приятель, но я заслужил это место своим трудом.

Yani, Rice'ın dostunuz olduğunu biliyorum, ama o yeri çok çalışarak elde ettim.

Я понимаю, но...

- Anlıyorum ama..

Я понимаю, что ты думаешь, но сам посмотри.

Ne düşündüğünü biliyorum ama dinle bir.

Я понимаю вас, да, но мне от этого не лучше.

Seni anlıyorum, gerçekten. Ama hissettirdiklerini değiştirmiyor işte.

Я понимаю, из-за того типа наверху такой гемор, но знаете, от чего бы полегчало?

Üst kattaki adamın gerçek bir serseri olduğunun farkındayım ancak... ne işe yarardı biliyor musun?

Я подвел тебя. И понимаю это, но должен быть способ, с помощью которого я смогу все для нас исправить.

Seni hayal kırıklığına uğrattım bunu biliyorum ama bizi düzeltebilmemin bir yolu olmalı.

Милочка, я понимаю, что вы счастливы, но хватит уже смотреть прямо в глаза.

Tatlım, mutluluğunu anlıyorum, ama bu kadar göz teması yeterli.

После всего произошедшего, и я это понимаю. Но это так.

Olan onca şeyden sonra onu daha iyi anlıyorum.

Я не юрист, но я просто не понимаю, как это сработает.... финансирование, обучение.

Avukat değilim, sadece bunun nasıl işlediğini bilmiyorum...

Потому что я понимаю важность компромиссов, но этот законопроект весь как компромисс.

Ben uzlaşmanın önemini anlamak için, tavizler vermeye hazırım. Ama bu işin sonunda büyük bir bedel var.

Я понимаю ваше нежелание спекулировать на личной трагедии, но мы теряем очки у женщин.

Kişisel bir trajediden yararlanmak için isteksizliğinizi anlıyorum. Ama hafta boyunca kadınlardan puan kaybediyor olacağız.

Но ты знаешь что? Я всё понимаю.

Aslında anlıyorum.

Я понимаю, что он был одержим Кроатоном, когда прошёл сквозь ту дверь в пещере, но...

Croatoan'un mağaradaki kapıdan bu tarafa geçtiğinde onu ele geçirdiğini biliyorum ama...

Я понимаю, что он сделал тебе плохо, но он не хотел этого.

Seni incittiğini biliyorum ama bunu isteyerek yapmadı.

Я понимаю твою ненависть к моей семье, но книгам мстить не надо!

Aileme karşı hissettiğin nefreti anlıyorum... ama hıncını kitaplarımdan mı alıyorsun.

Ну то есть, типа, фигурки из "Звездный войн" я еще понимаю, но...

Yani Star Wars figürleri olsa anlarım...

Я понимаю, но если я выпью это, всё изменится.

Anlıyorum, bunu alırsam her şey değişecek.

Я понимаю, что ты хочешь быть нежным когда принесешь эту новость, но это не имеет значения.

Bu haberi verirken dikkatli olamak istediğini anlıyorum, ama inan hiç farketmez.

Босс, я понимаю, что Дилайла - наш ключ к поимке Малика, я понимаю, но мы говорим об использовании её в качестве приманки...

Delilah'ın Malik'i yakalamanın anahtarı olduğunu anlıyorum ama onu yem olarak kullanmaktan bahsediyoruz.

Понимаю, почему я, они боятся того, что я принесла. Но какова причина того, что они держат тебя со мной?

Getirdiğim şeyden korkuyorlar ama benimle burada olmanın olayı nedir?

Я понимаю ваши взгляды, и пусть я с ними не согласен, но всё же не выказываю вам неуважение.

Ne için çalıştığını anlıyorum ve senle zıt düştüğümü, buraya sana saygısızlık yapmaya gelmedim.

Я понимаю, что тебе больно, но ты не должен срываться на нас.

Acı çektiğini biliyorum, ama hıncını bizden çıkarman gerekmiyor.

Стычки, драки в барах, но убийство, как я понимаю, впервые.

Birkaç bar kavgası, birkaç başka tartışma, fakat bildiğimiz kadarıyla bu ilk cinayet.

Я понимаю, но...

Anladım ama ben...

Я понимаю, это может быть трудно принять, но мы должны тщательно проверить.

Bunun kabullenmesi güç bir şey olduğunu biliyorum fakat dikkatli olmamız gerekiyor.