Ama bu kez traducir inglés
1,344 traducción paralela
Benim hatırladığım kadarı ile, kovulmuştun... ama bu kez haklı olabilirsin...
The way I remember it, you were fired. But you may have a point this time.
Ama bu kez dilimi ağzına sokacağım.
Only this time, I'm gonna stick my tongue in your mouth.
Çözemediğim tek şey buydu. Ama bu kez çenemi kapalı tutmak zorundaydım çünkü inanmıyordum. Dudak operasyonu.
That's the one thing I never break in on... the lip operation... but this time
Ama bu kez sana mutlaka bedelini ödeteceğim.
But this time, I'm gonna make sure you pay.
Pekala ama bu kez dikkatli oyna çünkü bu kez karmakarışık olacak.
All right, but play this one delicately, bro because it's gonna get messy.
- Tekrar dön. Ama bu kez çok hızlı.
Real fast this time.
Beni geri almak için seni gönderdi ama bu kez işe yaramayacak.
He sent you to bring me back, but it won't work.
Tamam, alışın iyi Jenna ama bu kez repliklere biraz alt okuma eklemeyi deneyelim.
OK, nice take, Jenna, but let's try giving the lines a little subtext this time.
- Ama bu kez ciddi gibi. - Onu benim kadar tanımıyorsun.
- You don't know her like I do.
- Ama bu kez çok ileri gitti!
- But this time she's gone too far!
Ama bu kez, suçlusu biz oluruz.
Only this time, it's our fault.
Ama bu kez diş kayıtlarından onu bulmayın diye kurbanın göğsündeki ısırık izlerini kesiyor.
Only now he cuts the bite marks off their chests, so you can't match them to his dental records.
Ama bu kez DNA kanıtımız var.
This time we've got DNA evidence, Artie.
Ama bu kez geçmişle de uğraşacağız.
This time we have to contend with history.
Ama bu kez farklı mıydı?
But this was different?
Ama bu kez, ikinci derece kanıtlara dayalı bir dava açmaya kalkmayın.
Only this time, don't even think about getting a conviction based solely on circumstantial evidence.
Evet ama bu kez, ilk kez, barışma teklifi Schillinger'dan geldi.
Yeah, but this time, for the first time, the need for reconciliation is coming from Schillinger.
Ama bu kez gerçekten elimizde bir şey var.
But this time we really got something.
Ama bu kez eğlenceyi sağlaması için ormana güvenemezdim.
But this time, I wouldn't rely on the country to provide the entertainment.
Doğrudan çözmeyi tercih ederim, ama bu kez dava edeceğim!
I prefer to resolve things directly, but this time I'll sue!
Onun yöntemlerini onaylamıyorum. ama bu kez doğru olanı yapıyor gibi gözüküyor.
I may not approve of his methods, but, for once, his heart seems to be in the right place.
Ama bu kez daha da komik. Çünkü aldatılan sensin.
Only this time it's even funnier,'cause it's you.
Pekala ama bu kez bagaja biniyorsun.
Fine. But you're going back in the trunk.
Daha önceki anlaşmamız gibi... ama bu kez en az 4,5 milyon dolar gerekiyor.
It's similar to the deal I was doing with you, but... it's a $ 4.5 million minimum. I'm in for six. This thing is unbelievable.
Ama bu kez doğruyu söylüyorum.
But this time I'm telling the truth.
Ama bu kez farklıydı.
But this time it was different.
Çünkü hep yanlarına kalıyor ama bu kez yanlarına kalmayacak.
The reason is'cause they get away with it and this time they ain't going to get away with it.
Ama bu kez uygulayacaklar, Highsmith adam topluyor.
But this time it's gonna happen. Highsmith's gathering men.
Ama bu kez seni bekliyordum.
But this time, in stead of waiting for you,
Ama bu kez farklı olacak diye kendime söz vermiştim.
But this time I promised myself it'd be different.
Ama bu kez en önemli icatlarından birini, yani sıfır noktası enerjisi formülünü bir müzik kutusuna saklamayı seçti.
This time, he chose to bury one of his important innovations, the formula for zero-point energy, inside a music box.
Geçmişte kendimi bile şaşırttığımı biliyorum ama bu kez, kendime hayret ediyorum doğrusu.
I've been impressed with myself in the past. Now I'm freaking out.
Serbest Yazılımın yararları fazlaydı ama desteğin maliyeti fazlaydı ve ah, yöneticileri kızdırıyordu ve bu yüzden temel fikir, benim fikrim bir model yapabilirsek 2 ye 4 kez destek olabilirdi.
The benefits of Free Software were tremendous but the cost of supporting it internally uh, and made managers very very nervous and so the fundamental idea I had was if we can build a model that could deliver two to four times the support
Sltı haftadır bu insanlarla konuşmayı diliyorduk ama bir kez bile aramadılar.
For six weeks we'd been trying to talk to these people... and we hadn't even gotten a phone call back.
Ama bu kez, boşalmayacak.
But, this time, he won't ejaculate.
Sadece bir kez çıktık ama inanıyorum ki bu...
We've only been out one time, but I think that this- -
- Bence komik, evrende yaşıyorsun ama birisi ilk kez gidene kadar bu tür şeyler yapmıyorsun.
- Funny, you live in the universe but you never do these things till someone visits.
- Biliyorum. Ama Luke'u bu kez kalmak istediğime inandıramıyorum.
I can't seem to make Luke believe I really want to stay this time.
Ama Rachel, bu kez Stars Hollow'dan ayrılırsa bunun nedeni senin kalmasını istememen olabilir mi?
Let's say it is what she does. Don't you think it's possible... that if she leaves Stars Hollow this time... it's because she thinks you don't want her to stay?
Ama senin hakkındaki konuşmalarına ve ismin geçtiğinde yüzünde beliren gülümsemeye bakılırsa bu kez Stars Hollow'da kalmaya kararlı olduğundan eminim.
I'm pretty sure she's serious about staying here this time. Let me guess.
Bir sürü kez buradan geçtim ama bu yerin var olduğunu bilmiyordum.
I've driven by hundreds of times, but I never knew this place existed.
Buraya bir kez geldim ama sanırım bu koridor kütüphaneye gidiyor olmalı.
I've only been here once, but I think this hallway leads us to the library.
Biliyor musun, ben bir ya da iki kez yutmuş olabilirim ama bu bana biraz farklı görünüyor
You know what, I-I-I may have... swallowed a-a quarter once or twice, but this seems to me to be a little bit different
Ama bu gece içeri girdiğinde... ilk kez kendimi altüst olmuş hissetmedim.
But tonight, when you came in... was the first time I didn't get all fucked up about it.
Bu tutabilir eğer Ama biz, sadece bir kez beklemek gibi.
But as we wait only once, if you can keep this.
Ama nefes yöntemi... bu kez işe yaramadı.
But the breath method Has failed me this time.
Kızları dışarıdan birçok kez aldım ama bu evin içine hiç girmedim.
I've picked up the girls outside many times but I've never been inside this house.
Bu çok fazla biliyorum ama bu insanın hayatında bir kez çıkabilecek bir fırsat.
I know this is a lot to ask but, my God, this is a once-in-a-lifetime opportunity.
- Ama bu ilk kez...
- It's the first time...
Bugüne kadar hiç.Ama belki durum değişebilir bu kez olur.
I haven't so far. But may be this time it'll happen.
Ama diğer taraftan, bu kez de onu korkutmayı başaramamışsan...
If, on the other hand, you haven't done the job this time...
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu mümkün değil 32
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu mümkün değil 32