Bana öyle geldi traducir inglés
427 traducción paralela
Bana öyle geldi ki, annen çok erken aradı.
She got on that telephone awfully early, it seems to me.
Ya da bana öyle geldi.
Or so it seemed to me.
Sanırım bana öyle geldi.
I'm jumpy, I guess.
- Bana öyle geldi.
Sounds like it.
Sabah bana öyle geldi.
They may have a couple of squads. That's what it sounded like this morning.
- Bana öyle geldi.
- I thought so.
Bana öyle geldi.
- Well, it would seem that way to me.
Bana öyle geldi.
I think so.
- Bana öyle geldi o herhâlde.
- Must've been my imagination. Thanks.
Bana öyle geldi ki, o gece dansta Buzz'dan kaçıyordun.
I had a feeling that night at the dance that you were running away from Buzz.
Bana öyle geldi ki... sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü.
It looked to me, anyway, like she... deliberately aimed the car at this tree.
Bana öyle geldi ki, tıbbın senin için özel bir anlamı varmış.
Well, I got the idea that, uh, medicine was something special for you, uh.
Bana öyle geldi.
I only discovered it yesterday.
Bana öyle geldi.
That's my impression.
Özellikle bulunmuş değil, ama bana öyle geldi ki, insanda en çekici bulduğu nokta buydu.
Not specifically. But I did get the distinct impression she found them the most attractive human characteristic of all.
Ne bileyim, bana öyle geldi belki de.
You're getting a little distance, man.
Bana öyle geldi ki planınız, parlak bir fikir olduğu halde, aptallığınız yüzünden başarısız oldu.
It appears to me that your plan, although brilliant, was a failure because of stupidity.
Bilmiyorum, bana öyle geldi.
I don't know but it's funny.
- Bana öyle geldi ki...
- It's just that I was under the impression- -
- Bana öyle geldi.
- Looked li ke one to me.
Ve ben bunu gördüğümde, bana öyle geldi ki, vay be, belki de Bay Haynes'în kafasında bu okula kız çocukların alınması fikri vardı.
And when I saw this, it occurred to me that... gee, maybe Mr. Haynes had the idea of permitting girls to come to this school.
Hayır, sadece bana öyle geldi ki, eğer bir çok fotoğraf çekiyorsa, kamerası varsa, belki de onları başka birine göstermek için çekiyordu.
He played knick-knack on my shoe With a...
Hayır, sadece bana öyle geldi ki...
No, it just occurred to me that...
- Bana öyle geldi de ondan.
- It sounded like far out.
Bana öyle geldi.
It sounded like it to me.
Bana öyle geldi.
It sure sounds like it to me.
Önemli değildi ki, ya da bana öyle geldi.
It didn't matter, or so I thought.
Bana öyle geldi.
Seemed like it to me.
- Bana öyle geldi demek ki.
I thought you said something.
Bana öyle geliyor ki, Kral Gunther, Siegfried'i evine, Xanten'e yollamanızın zamanı çoktan geldi!
It seems to me high time, King Gunther, that you send Siegfried back home to Xanten!
- Öyle bana da öyle geldi.
Yeah, I seen it that way.
- Bana da öyle geldi.
- Seems like that to me, too.
- Tam öyle değil de... Bana bir şeyi hatırlatır gibi geldi ama yakalayacak kadar uzun sürmedi.
- Not that, exactly... but it seemed to remind me of something that I didn't have time to get a grip on.
Bana da öyle geldi.
It seemed that way to me.
- Max öyle bir söyledi ki, kesinleşmiş gibi geldi bana.
Play? Sounded pretty definite, the way Max talked about it.
Bana da aynen öyle geldi.
It sort of appeared that way to me too.
Evet, bana da öyle geldi.
Yes, I thought so.
- Bana da öyle geldi.
- l noticed that.
Bana hep öyle gibi geldi.
I always kind of thought she was.
- Bana öyle geldi.
- Well, it would seem that way to me.
Oh, evet, Jack Brewer. Neyse, bana doğru geldi ve gergin bir sesle ama böyle, sesi titriyor gerginlikten. Yanıma yaklaştı ve alçak sesle, ama tam da öyle değil çok kötü bir huyu vardır, öyle bir fısıldar ki herkes duyar.
He, uh, walks across the floor to me and with an intense voice - a voice absolutely shaking with intensity - he sidles up to me and he whispers... he's got the most miserable habit of whispering -
- Bana da öyle geldi.
- I feel the same way.
- Bana da öyle geldi.
It looked that way to me.
Öyle mi? Bana büyük bir pürüz gibi geldi ama!
Looked like a big complication to me.
- E vitamini gibi geldi bana. - Öyle, Bay Rosen.
- It looks like vitamin E to me.
Hareketlendin mi birden, yoksa bana mı öyle geldi?
Was it my imagination or are you just going through the motions?
Evet, bana da öyle geldi. "Bana da öyle geldi" demeyi bırak, yoksa seni bir dikişte bitiririm.
Of course, Well, now it turns out that Mieze wants her,
Evet, bana da öyle geldi.
Yeah, that's how you look.
"Bana da öyle geldi" demeyi bırak, yoksa seni bir dikişte bitiririm.
Cut the crap, "That's how you look," or I'll finish you off right away.
Bana öyle geliyor ki, birseyleri düzeltmenin zamani geldi.
I do feel it's time to set the record straight.
Sıra bana geldi. İ.ne herif bana öyle bir baktı ki, ona borcum var sanırsınız.
I walk up, the motherfucker looked at me like I owed him money.
bana öyle bakma 161
bana öyle geliyor ki 117
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle söyledi 23
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
bana öyle geliyor ki 117
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle söyledi 23
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48