English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Buna bak

Buna bak traducir inglés

2,040 traducción paralela
Şey... Artık değil, çünkü... Buna bakın bir de!
Well, uh, not anymore'cause... check this out.
Buna bak, gel!
Look at this, come here!
Buna bakıyor olacaktır.
HE'S GONNA BE LOOKING FOR THAT.
Demek istediğim, buna bakıyorsunuz ve diyorsunuz ki...
I mean, you look at it and you go,
Çocuklar bugün buna bakıp gülüyor.
Kids today laugh at it.
Buna bakmalıyım, bakın... eğer biri Rockçı Roger'a ne olduğunu sorarsa tek söylemeniz gereken yorum yok. Her şey çok iyi... çok iyi merhaba. Tamam mı?
I gotta take this, but, hey, if anyone asks you what happened to Rockin'Roger, just tell them we cannot comment at this time.
O yüce kralı bir düşün, bir de buna bak!
So excellent a king, that was, to this,
Buna bakınca evlilik teklifi kokusu alıyorum.
Are you going to profess your love to Jandi?
Buna bakınca, evime dönüyorum.
I look at this and I'm home.
Buna bakın.
She'll take care of everything.
Buna bakında farklı bir his, ya da düşünce oluşuyor mu?
Does it make you feel something, or remind you of something particular when you look at it?
Buna bak, Charlie Morton yollamış.
Oh, now look at that, that's from Charlie Morton, isn't that rude?
Lütfen buna bakın.
Please look at this.
Hayır, hayır. Anlamıyorsun. Buna bakıyorum...
I wanted to wait to be in Palm Springs to show you Aa
Buna bak, aygır kırbaçı, al sen kullan.
Look at this, stallion's hide, there you have it
Buna bak.
Look at this.
Bak, insanlar odaya girdiğine bütün iyi enerji buna çarpacak ve buradan geri yansıyacak.
See, when people come into the room, all the good chi strikes this thing and then bounces right back out.
Buna zeplin diyorlar, bakın.
It's called an airship, look, right there!
Bak, eğer Tracy'nin intikam planı işinde iyi olmayı içeriyorsa, buna katlanmak zorunda kalabilirsin.
Look, If Tracy's revenge plan involves him being good at his job... you might have to just take it.
Sanırım buna yanlış açıdan bakıyorsunuz.
I think you're looking at this all wrong.
Lütfen buna dikkatli bakın.
Please be careful with this. Please.
Bak, senin ve annenin Melinda'yı sevdiğinizi biliyorum, ve buna saygı duyuyorum.
Look, I know that you and your mom love Melinda, And I respect that.
Bak, buna inanmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum, ama benim bir yeteneğim var.
Look, I know that it's hard to believe, but I have a gift.
Görünüşe bakılırsa Lily ilişkilerimi sabote etmeyi kendisine meslek edinmiş. Buna bizimki de dâhil.
Turns out Lily has taken it upon herself to sabotage many of my relationships, including ours.
O zaman buna bir bak. Bize bunu çizip zarf içinde verdi.
All right, then think about this because this is what he drew on our mail.
Birde buna bak.
Check out the action on this one.
Buna, bir çeşit ödül gibi bak.
Look at this as my reward.
Bak, buna son vereceğim.
Look, I'll stop.
Bak buna çok şaşırdım.
I find that extraordinarily surprising.
Buna her gün bakıp da kendine nasıl hakim olabildin?
How did you control yourself, looking over it every single day?
Şimdi herkesin yaptığı için pişman olduğu tarihimiz boyunca yaptığımız şeylere bakın. Katliamlar, soykırımlar ve buna benzer birçok şey... o zaman ki sorgulanmayan düşünce yapılarından kaynaklanıyor.
You know, to look at the terrible things in our history that everyone regrets now, you know, massacres, the holocaust a lot of that, was just going a long way what was the predominant thinking at the time.
Buna bir de öbür türlü bak.
Look at it on the bright side.
Ama sen buna bi bak.
You can't rush genius.
- Bak, kızım. Buna bir son vermelisin.
- Listen, little girl, you've got to stop this.
Gözünün dış çeperinde kırmızı noktalar var mı bak,... ve buna çavuşun göz kapağının içi de dahil.
Look for red dots on the gelatinous outer rim of the eye, and within the sergeant's eyelid.
Dur... buna da bak.
Wait... look at this too.
Bak eğer bunu gerçekten yaparsak, ki eminim hayatımdaki en güzel şeylerden biri olacaktır buna Chuck Norris ile birlikte aynı asansöre binmem de dahil.
Look. If we did go through with this and this did happen. Which I'm sure would be one of the greatest things to ever happen to me in my life, and I am including the time I rode behind Chuck Norris on an escalator.
Buna vazelin. Etrafına bak böyle, iyice vazelin. Bunu böyle elinle yedir.
Take some vaseline, like so, take a generous amount.
Benim kuzenim. Buna yapılacak yanlış bana yapılmış sayılır bak.
Look, he's my cousin - anything you do to him, you do to me.
Bakın, DI Drake buna "psikolojik profil oluşturma" diyor.
See, DI Drake here, she does this thing called Psychological Profiling.
Buna benim açımdan bak ;
Well, look at it from my point of view :
Buna pazarlık denir. Sözlükten bak.
It's called negotiating, Ben.
Buna inanabiliyor musun? Bak, biliyorum çocuklar bunu yapmanı istemiştir ama gerçekten burada yalnız kalmak zorunda değiliz.
Listen, I know the guys probably put you up to this, but we really don't have to be alone in here.
- Buna da bak.
- That one too.
Bak, Teğmen, bu adam bizim olmadığımız yerlerde bulundu ve bizim yapamadığımız şeyler yaptı ki buna, tanıklarla görüşmek de dahil.
Look, Lieutenant, this man has been places we have not and done things we cannot do, including interviewing the witnesses.
Buna, yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşmalıyız.
We got to come up with a whole new angle here.
Buna yanlış bakış açısından bakıyormuşum.
I've been looking at this from the wrong point of view.
Beni bir daha içmemelisin. Bak buna katılıyorum.
- You don't have to drink it anymore.
Bak güzel kalçalarım olduğunun farkındayım ancak buna bir son vermelisin.
Now I know... That I have a pretty nice ass, but you gotta stop.
- Merak ettim para ödüyormudur " - Bak, anne, eğer buna hazır değilsen hazır değilsindir.
I wonder if she paid him. " you know, if you're not ready to do this, mom,
Buna bir bak.
Take a look at this.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]