English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Doğru diyorsun

Doğru diyorsun traducir inglés

439 traducción paralela
Doğru diyorsun.
You got a point.
Doğru diyorsun.
No kidding.
Doğru diyorsun.
A good point.
- Doğru diyorsun, kardeşim.
- You're tellin'us right, brother.
Tabii ya. Doğru diyorsun.
Sure.
Doğru diyorsun.
That checks.
- Doğru diyorsun.
- You are right.
Evet doğru diyorsun.
Yeah, that's right.
Doğru diyorsun. Binbir türlü fırsat var.
Yes sir, there are all sorts of opportunity.
Doğru diyorsun, bu altın!
You're right! It's gold!
Doğru diyorsun.
Right.
Doğru diyorsun.
You're right.
Doğru diyorsun.
You've said the truth.
Doğru diyorsun.
That's a good point.
Doğru diyorsun.
That's true.
Doğru diyorsun.
That's right.
Doğru diyorsun. Başka gelişmeler olabilir.
There may be further developments.
- Doğru diyorsun.
- You're right.
Doğru diyorsun.
Yeah.
Doğru diyorsun.
You're fucking right.
Doğru diyorsun!
You are right.
Doğru diyorsun lanet olası!
Damn right!
Evet, doğru diyorsun.
Yes, that is true.
Oh, doğru diyorsun Koç'un köpeği.
Oh, yeah, sure. Coach's pet.
Evet, doğru! Tanrı neyin doğru olduğunu bilir. - Doğru diyorsun.
Don't worry ; you do what I tell you.
Doğru diyorsun. Hatta birkaç tane de lamba filen verirler.
Yeah, maybe they should throw in a couple of lamps too.
Doğru diyorsun. Buralarda hiçbir şey değişmez.
They're all about the same around here.
- Doğru diyorsun. - Çekici ışın mı?
Do you think it's some kind of tractor beam?
- Doğru diyorsun.
- That's right.
Eğer kavga diyorsan, doğru diyorsun.
If that means fight, you're right.
Doğru diyorsun.
You got that right.
Doğru diyorsun.
That's right
Doğru diyorsun.
Right...
Doğru anladıysam bana ahlakı tamamen bozulmuş, şeytani bir yaratık olduğumu diyorsun.
If I'm hearing you correctly, you're basically calling me a morally bankrupt, evil being.
İzleri güneye doğru mu diyorsun?
Diablo's band. You say their trail led off to the south?
- Doğru. Sen ise bu taraftan gitmeliyiz diyorsun.
- You say we should go here.
General, karım ve çocuklarımı öldürdükleri için Harper'ları... mahkum ederdim diyorsun, doğru mu?
General, you say you'd have condemned them Harpers... for killin'my wife and my boys, right?
Kontes Mattoni, diyorsun ki, sen dün gece kocanı vurdun, fakat senin hikayenin doğru olduğuna kanıtımız yok.
Countess Mattoni, you say you shot your husband last night, but we have no proof that your story is true.
- Yani bu doğru mu diyorsun?
- Then you think it'd be right?
Bir şey hissetmiyorum diyorsun ama bu doğru değil.
You claim not to feel, but it isn't true.
Hayret yahu. Ne diyorsun oğlum? Doğru söylüyor.
- Saban, a scout eats what he finds, not hopes!
Ne söylese, hep "Doğru" diyorsun.
Whenever he says anything, you say "Right".
- Yani saat, doğru zamanda çaldığında kapağı açılacak ve gizli bir geçit mi çıkacak diyorsun?
You mean, when the clock strikes the right time it opens, and there's a secret stair?
Bu doğru, seni fazla tanımıyoruz ama bize göre ne zaman sana bir şey önersek şöyle diyorsun :
It's true, we haven't known you long but we've the feeling that every time we suggest something, it's :
Doğru diyorsun.
!
Evet, doğru diyorsun.
Yeah, that's true enough.
Ve Mark ile Fran doğru insanlar mı diyorsun?
And you really think Mark and Fran is the way to go?
Doğru değil diyorsun.
Not rightness.
Şimdi sen bana bu doğru değil mi diyorsun?
Now you're telling me this isn't true?
Doğru mu diyorsun?
Are you serious?
Tamam, şimdi... muhtemelen bu nasıl olacak diyorsun... Sanki şey gibi... doğru?
Now you're probably saying "How's he gonna do that?", right?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]