Diyorsunuz traducir inglés
6,409 traducción paralela
Elimizde hiçbir şey yok mu diyorsunuz?
Are you saying we have nothing?
Diğer insanların ne diyorsunuz?
What do other people call you?
Yani diyorsunuz ki mal varlığımı çocuğuma geçiremiyorum.
So you're saying that I can't pass my property over to my progeny.
- Hep öyle diyorsunuz zaten.
You guys keep saying that.
Eh, peki, siz diyorsunuz patates...
Yes, well, you say tomato...
Siz hep tamam alacağız diyorsunuz ama hiç almıyorsunuz.
See,'cause you always say we're gonna get wintergreen, but we never do.
Siz burada ne diyorsunuz?
What you call here?
yoksa bu mu? " diyorsunuz.
What about her? "
Şu salladığınız şeyler... ne diyorsunuz adına?
Wave one of those, uh... What are they called?
Peki ne diyorsunuz müfettiş?
Well, what are you saying, Inspector?
Yani yarım saatlik bir zaman dilimi içinde ölmüş olabilir diyorsunuz ama 20.18 ile 21.07 arasında da ölmüş olabilir değil mi?
So, you've given us an approximate half-hour window of death, but it could be that she died somewhere between 8 : 18 and 9 : 07, couldn't it?
Efendim, neler diyorsunuz?
Sir, what are you saying?
Sanırım sizler ona Miryam'ın Eli diyorsunuz.
I believe you people refer to it as "the hand of Miriam."
Bu çok açık. Ve bir de kendinize dedektif mi diyorsunuz?
And you call yourselves detectives.
Sanırım siz insanlar buna görüş hakkı diyorsunuz.
I suppose you humans would call it the right of visitation.
Hayır, buna yemek mi diyorsunuz.
No, call that a meal.
Ne diyorsunuz?
What do you say?
Niçin ona kara korsanı diyorsunuz?
Why do you call him a land pirate?
Yani. 90 kilosunuz ve yalan söyleyip 85 diyorsunuz, anlarım.
You know what I mean? Like, if you're 200 pounds and you lie and say you're 195, I get it, but once you achieve a certain level of...
Diyorsunuz ki, sebepleri gerçek,
So you're saying they got their facts right,
Umarım sadece- - Nasıl diyorsunuz?
I just hope that it is not a big, um... What is the phrase you use?
Joe Starkel öldü mü diyorsunuz?
Joe Starkel is dead?
Çocuklar, Mandy'e ne diyorsunuz?
Boys, what do you say to Mandy?
Birlikte olduğumuz için mi böyle diyorsunuz?
You mean because we're involved.
Burger King mi diyorsunuz, Birger King mi?
It's pronounced Birger. You guys say Burger King or you say Birger King?
Siz kendinize usta tuzakçı mı diyorsunuz?
You call yourselves master trap makers?
Bir de kendinize erkek mi diyorsunuz siz?
And you call yourselves men? Pussies.
- Ne diyorsunuz?
What do you think?
Ne diyorsunuz?
So, wait, what are you saying?
Ben hâlâ George Clooney alır diyorum ama bir yandan "Kahretsin, burada hayat gitgide kötüleşiyor." diyorsunuz.
I still say George Clooney would win, but you're like, damn, life is getting weird up here.
Siz diyorsunuz ki her şey bir tesadüf. 24 saatte, siz de dahil, dört kurbanımız oluyor.
I mean, you're saying this is all some- - some big coincidence that suddenly we got four victims in 24 hours, yourself included?
- O zaman ne diyorsunuz?
- All right, well, then, what?
Ona niye "gizemli adam" diyorsunuz?
Why do you keep calling him "the mystery man"?
Ee, ne diyorsunuz?
So, what do you say?
- Tabela konusuna ne diyorsunuz?
What about the sign?
Ne diyorsunuz, Mhatre efendim?
What are you saying, Mhatre sir?
Ne diyorsunuz, efendim?
What are you saying, sir?
Ne diyorsunuz yani?
What are you saying?
Doğru diyorsunuz.
You guys are right.
Çeviride hata mı oldu bilmiyorum ama görüşme gibi tanışmayı mı diyorsunuz?
I don't know if it's... Is it a translation problem with the word? But, like, do you mean, like, meet-meet?
Ne diyorsunuz siz?
What are you talking about?
Doğru diyorsunuz Ani Hanım.
You are right, Ms. Ani.
Ne diyorsunuz be, Bayram Bey?
What do you mean, Mr. Bayram?
Siz ne diyorsunuz?
What are you saying?
Ne diyorsunuz bakalım?
What do you guys think?
Gizli küçük barakanıza öyle diyorsunuz değil mi?
That is what you call your secret, little hovel, isn't it?
Ne yani kendini iplerle öldürüp banyoya astı mı diyorsunuz?
So she just killed herself in the ropes and then strung herself up in the bathroom?
Ve diyorsunuz ki ;
" That's him.
Yavaş olun biraz bayan. Ne diyorsunuz siz?
- I'm an agent of S.H.I.E.L.D., a wanted fugitive.
Ne diyorsunuz?
What are you... what are you saying?
- Öyle diyorsunuz.
- So you say.
diyorsunuz ki 20
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun ki 51