English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hiç gerek yoktu

Hiç gerek yoktu traducir inglés

610 traducción paralela
- Bence hiç gerek yoktu.
- Because I don't want you to.
Buna hiç gerek yoktu.
Well, there was no need of it.
- Buna hiç gerek yoktu. - Evet.
- It seems so unnecessary.
Hiç gerek yoktu.
There's not to reason why.
Hiç gerek yoktu.
You didn't have to do this
Hiç gerek yoktu!
You shouldn't have done it!
- O hikayeyi anlatmana hiç gerek yoktu.
- You had no business telling that story.
Böyle davranmana hiç gerek yoktu, Stretch.
You shouldn't oughta done that, Stretch.
- Gerçekten hiç gerek yoktu.
- It wasn't really necessary.
- Shields hakkında ne düşündüğün umrumda değil eğer bir centilmensen, kabalığa hiç gerek yoktu!
I don't care how you feel about Shields if you are a gentleman, there is no justification for boorishness!
Buna bana hatırlatmana hiç gerek yoktu Ernest.
You need hardly remind me of that, Ernest.
- Hiç gerek yoktu.
- There was no need
Polis çağırmalarına hiç gerek yoktu. Özelliklede onları her partiye davet etmemize rağmen.
It was ridiculous of them to call the police especially as we have invited them to all our parties.
- Hiç gerek yoktu.
OH, YOU SHOULDN'T.
Buna hiç gerek yoktu.
That wasn't necessary.
Çıkmanıza hiç gerek yoktu. Sağlığınız bozulacak.
You didn't have to come up, it's bad for you.
- Buna hiç gerek yoktu.
- Oh, I shouldn't have bothered.
Hiç gerek yoktu.
You needn't have.
Hiç gerek yoktu.
You shouldn't have.
- Teşekkürler, ama hiç gerek yoktu...
- Thanks, but you shouldn't...
Davetin için teşekkür ediyorum ama ısrar etmene hiç gerek yoktu. - Hangi konuda?
- About what?
- Bunun için zahmet etmenize hiç gerek yoktu.
You could've saved yourself the trouble.
Ama hiç gerek yoktu...
Well, y - You don't really, uh, have to...
Neyse, benim için endişelenmene hiç gerek yoktu.
Well, you needn't have worried about me at all.
Rakip olabilirsiniz, ama böyle yapmana hiç gerek yoktu.
You may have been rivals, but you didn't have to do that.
Derisini yüzmene hiç gerek yoktu.
You needn't have skinned him.
Hiç gerek yoktu, buna hiç gerek yoktu!
There was no need, there was no need for this!
Hiç gerek yoktu buna
Oh, you didn't have to.
- Hiç gerek yoktu...
- There's no reason...
Shan Kardeş bunu yapmaya, hiç gerek yoktu.
Brother Shan, you shouldn't have done that.
Bayan, buna hiç gerek yoktu bu davranışınızla, beni çok mahcup ettiniz.
Lady, we've only met by chance. There's no need to serve me. I feel a bit awkward.
Oh, hiç gerek yoktu.
Oh, that wasn't necessary.
Buna hiç gerek yoktu
There was no need to do that
- Hiç gerek yoktu.
You shouldn't have...
- Barnett... -... almana hiç gerek yoktu.
- You shouldn't have done that.
Kelepçe takmanıza hiç gerek yoktu!
You don't have to put handcuffs on me!
Ama sana söyleyeyim, bunlara hiç gerek yoktu.
it doesn't make things too easy, lemme tell you.
Hiç gerek yoktu.
I brought some nuts. You shouldn't have.
Hiç gerek yoktu... Teşekkür ederim.
No, you don't have to Thank you!
Zahmet ettiniz, hiç gerek yoktu.
It was by no means necessary.
- Bu da benden olsun. - Hiç gerek yoktu.
- Go ahead, let's have a look.
Bunu yapmana hiç gerek yoktu.
- I'm knocked out by this. You know, you really didn't have to do this.
Ama biliyor musun bunu okumama da hiç gerek yoktu çünkü yüzünün her köşesinde ne zorluklar çektiğin ne yollardan geçtiğin neleri kaybettiğin yazılı.
But you know I didn't need to be told that because it was written all over your face what you suffered, what you went through and what you lost.
Hiç gerek yoktu!
Of course not!
- Yalanlara hiç gerek yoktu.
- There was no need for them.
Onca derdi çekmelerine gerek yoktu. Küçük bir düğünün hiç zararı olmadı.
They didn't have to go to all this trouble.
Tırnaklarını boyamana gerek yoktu, buradan Harran'a kadar hiç erkek yok.
You needn't have painted your nails, Lulua. There isn't a man from here to Horeb.
Meksikalıyı aldattı, fakat hiç de gerek yoktu buna.
He framed that Mexican Sanchez, but he didn't even need to.
Buna hiç gerek yoktu.
Not that he needed to bother.
Zahmet etmene hiç gerek yoktu Jim.
Jim, you shouldn't have.
Hiç bir şey yapmama gerek yoktu.
I undertook to really do nothing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]