Hiç gereği yok traducir inglés
150 traducción paralela
Okuma. Hiç gereği yok.
Don't read it It's unnecessary
Hiç gereği yok.
You don't need it.
Hiç gereği yok.
There's no need.
Hiç gereği yok.
There's no need for it.
- Hiç gereği yok.
- Don't put yourself out.
Ancak acele etmenin hiç gereği yok.
But there's no reason to rush into anything.
Yarın onu mahkeme salonuna sürüklemenin hiç gereği yok.
I see no sense in dragging her through a court trial tomorrow.
- Zahmet etme. Hiç gereği yok.
Its not necessary.
Hava iyi olsun diye dilekte bulunacaktım ama madem eve gidiyorsunuz hiç gereği yok, öyle değil mi?
- Oh. I was going to wish you better weather, but if you're just going home there's really no reason to do so, is there?
- Hiç gereği yok.
Oh, that's not necessary.
Aşağılamanın hiç gereği yok şimdi.
Now, you got no call to be insulting'.
Hiç gereği yok.
Not necessarily
Hiç gereği yok.
No need to.
Bence hiç gereği yok.
I don't see the necessity for it.
- Bunun hiç gereği yok, Lenny.
- There's no sense in doing that, Lenny.
Hiç gereği yok.
There's no point.
- Hiç gereği yok.
- You don't have to.
Onu şimdi kullanırsan vurulacaksın ve bunun da hiç gereği yok.
If you use it now, you will be shot down and there is no need for that.
Riske girmenin hiç gereği yok.
There's no use in running risks.
Hiç gereği yok.
No need.
Sakin ol, ateş etmenin hiç gereği yok. Haydi, gidelim buradan.
Calm down, you're not helping things.
Kertenkelelere başka bir şans vermenin hiç gereği yok.
No point in giving the lizards another chance.
Hiç gereği yok.
That won't be necessary.
- Sevgili Mary, hiç gereği yok.
- My expensive Mary, it has nothing to do with the subject.
- Bize eşlik etmek ister misiniz? - Hayır, hiç gereği yok.
One day Miss Juckenack came to our house very excited.
Madam, hayır, hiç gereği yok.
There's no need for that!
Yoo, yoo, hiç gereği yok.
Non, non, pas du tout.
Kin gütmenin hiç gereği yok.
Not one... hard feeling.
Hiç gereği yok.
No need for that.
- Hiç gereği yok.
- Eh. It's not worth it.
- Hiç gereği yok.
There's no need.
Hiç gereği yok. Ben onu düşünmüyorum!
Not necessarily l'm not thinking of him!
- Bu konuyu açmanın hiç gereği yok.
- There's no need for that talk.
Yapmamalısın. Hiç gereği yok.
You shouldn't.
Hiç gereği yok.
Please.
Ben değilim. Hiç gereği yok, Parker.
That's unnecessary, Parker.
Ona şu an haber vermenin hiç gereği yok.
There's no point telling him right now.
Hiç gereği yok...
It's not nessessary...
Bunu tartışmamızın hiç gereği yok hayatım.
Let's not fight.
Bu çok nazikçe, ama cidden hiç gereği yok.
That's very kind, but really, it's not necessary.
- Alay etmenizin hiç gereği yok.
Very touching. - I don't think there is any need to sneer.
- Hayır, hiç gereği yok.
- No, that won't be necessary.
- Hiç gereği yok, gerçekten.
- There's no need, really.
Bunun hiç gereği yok.
This is totally unnecessary, OK?
Bunun hiç gereği yok!
This is totally unnecessary!
Hiç gereği yok artık.
There's no point anymore.
Hiç gereği yok mu?
No point?
Hiç trafik yok ki, ne gereği var.
No matter, there was hardly any traffic.
Gerçekten hiç gereği yok!
It really isn't necessary.
Bunun hiç gereği yok.
You are obstructing justice.
Hiç gereği yok.
This is completely unnecessary.
gereği yok 17
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73