English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hiçbir şeyimiz yok

Hiçbir şeyimiz yok traducir inglés

412 traducción paralela
- konuşacak hiçbir şeyimiz yok.
- we got nothin'to talk about.
- Bizim hiçbir şeyimiz yok
- We got nothing
Paramız yok, faytonumuz yok, şemsiyemiz yok, barınağımız yok, hiçbir şeyimiz yok!
No money, no cab, no umbrella, no shelter, no nothing!
Mükemmel bir gelecekten başka hiçbir şeyimiz yok.
Nothing but a wonderful future.
- Savunacak hiçbir şeyimiz yok.
- We've got no defense at all.
Evde hiçbir şeyimiz yok. Ne ekmek, ne reçel ne de margarin var.
We have nothing in the house - no bread, jam, margarine.
Endişelenecek hiçbir şeyimiz yok.
We've got nothing to worry about.
- Burada hiçbir şeyimiz yok.
- Here we got nothing.
Bir de hiçbir şeyimiz yok diye düşünüyorduk.
And we thought we had nothing.
Yani, sana verecek hiçbir şeyimiz yok minnettarlığımızdan, takdirimizden ve sevgimizden başka.
So we have nothing to give you... but our gratitude, our admiration... and our love.
Şimdi hiçbir şeyimiz yok, bitti.
Now we have nothing, it's over.
Hiçbir şeyimiz yok. " diyorlar!
We've got nothing! "
hiçbir şeyimiz yok.
We'll get nothing.
- Hiçbir şeyimiz yok.
- We have nothing.
Korkacak hiçbir şeyimiz yok.
We got nothing to be afraid of.
- Hiçbir şeyimiz yok!
- We have nothing!
- Bu bir yalan. Ve bizim utanılacak hiçbir şeyimiz yok.
We got nothing to be ashamed of.
Verecek hiçbir şeyimiz yok dostum.
We've nothing to spare, my friend.
Hâlâ hiçbir şeyimiz yok, sadece daha pahalı.
We still have nothing, only more expensive.
Konuşacak hiçbir şeyimiz yok.
We have nothing more to discuss.
Saklayacak hiçbir şeyimiz yok, değil mi?
- We've got nothing to hide, have we?
Evet, kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!
Yeah, we've got nothing to lose!
- Hiçbir şeyimiz yok.
We don't have anything.
Acaba neden senin her şeyin var, bizim ise hiçbir şeyimiz yok?
Why do you think you have so much and the rest of us so little?
Birbirimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
We've nothing to say to each other
Bakın Bay Marcello, burada olan eşyalardan başka hiçbir şeyimiz yok.
Look, Mr Marcello. As they are the things in here we do not have anything
Ama bu sefer size verecek hiçbir şeyimiz yok.
But this time? We do not have anything to give you.
Çünkü senin ve benim ortak hiçbir şeyimiz yok.
Because you and I have absolutely nothing in common.
Buna benzer hiçbir şeyimiz yok ve bunu sevdim.
We have nothing like this. And I like it.
Rotamızı izleyeceğiz kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
In that case, we have nothing to lose by pursuing our present course.
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
We don't have anything to lose.
Fakat ev sahibi kira için gelirse... verecek hiçbir şeyimiz yok.
But I don't have anything to give the landlord... if he comes for the rent.
Umursayacak hiçbir şeyimiz yok.
We have nothing to care for.
Bizim hiç kimsemiz ve hiçbir şeyimiz yok demektir.
It means we don't have anyone and anything.
Ama önerecek hiçbir şeyimiz yok.
But we don't have anything to offer.
Birbirimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
We have nothing to say to each other.
Hiçbir şeyimiz yok.
We got nothing left.
Tüfeğimiz falan yok, hiçbir şeyimiz yok.
We don't have any hunting rifles, we don't have anything.
Hayır kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
No, we don't have anything to lose.
Utanacak ya da korkacak hiçbir şeyimiz yok.
We have absolutely nothing to be ashamed or afraid of.
- Orada hiçbir şeyimiz yok.
- We've got nothing near there.
Ortak hiçbir şeyimiz yok.
We've nothing in common.
Yiyecek hiçbir şeyimiz yok.
We have nothing to eat.
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!
We got nothing to lose!
Şimdi geri döndük ve hiçbir şeyimiz yok.
And now that we are back we have nothing.
O halde, konuşacak başka hiçbir şeyimiz yok.
Then we have nothing further to discuss.
- Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
- We risk nothing and gain everything.
Hiçbir şeyimiz yok.
Nothing.
Birbirimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
We must talk! We've nothing to say to each other.
Bu koca apartman dışında hiçbir şeyimiz kalmadı. Elindeki her şeyi kaybeden bir aptaldan farkım yok.
This enormous apartment, and me clinging like a fool to my dwindling furniture.
Hiçbir şeyimiz yok.
We have nothing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]