English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Iyi mal

Iyi mal traducir inglés

811 traducción paralela
Bir sürü iyi mal.
Lots of good stuff.
- Elimde iyi mal var.
- I got some good stuff.
Tabii ki iyi mal.
Sure, it's good stuff.
Başka iyi malınız olursa size iyi davrandığımı unutmayın.
If you guys got any more good loads, don't forget I treated you right.
Ucuza da iyi mal bulunabilir.
Cheap ones can also be good.
Piyasadaki en iyi mal.
They are the best on the market.
Bir adamın nereden iyi mal bulabileceğini söylersen...
A guy could get ahold of some of the real stuff.
Orada ne sattıklarını bilmiyorum ama iyi mal olmalı.
Man, I don't know what they're serving over there, but it sure must be great stuff.
Size en iyi malı öneriyoruz.
We're offering you the best stuff.
Maximilian'e haber verebilirsiniz Montezuma ve Kanada sınırı arasında bunlardan daha iyi mal bulamaz.
And you can tell Maximilian... he won't find better animals between Montezuma and the Canadian border.
Mal sağlayalım yeter. Evet. İyi fikir.
- All we have to do is fill them.
Elbette. Bana, şimdiye dek yakaladığım en iyi vurguna mal olsa bile.
Even if it did cost me one of the prettiest jobs I ever lined up for myself.
- İyi malı bir bakışta anlarız.
- We know good stuff when we see it.
Kendini daha iyi hissedeceksen, mal da sende kalsın.
Take the stuff with you if you feel that way.
Çünkü bu davanın bir aileye nelere mal olabileceğini gayet iyi biliyorum.
Because I well know what this case may cost a family -
Neyse, mal sahibi iyi biri değil.
Anyway the landlord is not a good man.
Valastrolar sahip oldukları tek mal varlıkları olan evlerini daha iyi bir gelecek için umut olması amacıyla ipotek ettirmek için Catania'ya doğru yola çıkıyorlar.
The Valastros are off to Catania to mortgage their house for cash. It's their only property, their only hope for winning a better future.
Bu çok iyi onları tanımalıyız.
Will meet here. Who is it?
Deadwood'a en iyi eğlenceyi getirmeye çalışan... Altın Jartiyer'in politikasına uygun olarak... neye mal olursa olsun... New York'un en çok alkışlanan sevgili yıldızını...
In keeping with the policy of the Golden Garter which strives to bring to Deadwood the best in entertainment regardless of the expense it is my great pleasure to present to you now that lovely star, that toast of New York, Miss Frances Fryer!
İyi mal satın aldınız efendim, ama onu dövmeniz gerekebilir.
A wonderful purchase, sir, even though you may have to beat him.
O bir hafta, bana en iyi fotoğrafçıma, sana da büyük bir işe mal olacak.
That one week is gonna cost me my best photographer and you a big assignment.
Elbette, en iyi mağazalardan mal aşırırım ben.
Of course, I do my shoplifting at the finest stores.
Bir bıçağı daha iyi tanımalı ve bunu asla yapmamalısın.
You ought to know better a knife and never does that.
Ve silahlarımızın kimsenin özel malı olmadığına alışsan iyi olur.
And get used to the idea that our weapons are nobody's private property.
Onu, kendimden daha iyi tanımalıyım.
I've had to get to know him better than I know myself.
Beni daha iyi tanımalısın.
You should know me better.
- İyi mal mı?
- Real stuff?
İyi bir tıraş üç paket sigaraya mal olur.
A good one will cost you three packs of cigarettes.
Bana 50 bin dolara mal olacağını düşünürsek iyi eğlenmeni istiyorum.
Since it's going to cost me $ 50,000 dollars, I want you to have fun.
Bize iyi bir adama mal oldun.
Well, you lost us a good man.
Seni daha iyi tanımalıyım.
I ought to know more about you.
Özellikle, malın bir kısmı benim olduğunda daha iyi savaşırım.
Well, I fight better when part of the property's mine.
İyi ya. Malımı çalsın, bir de adama teşekkür edeyim.
Someone steals from me and I'm supposed to stand there and say thanks.
Belki sen de beni daha iyi tanımalısın, ne dersin!
You should know me better than to think that
İyi mal.
Fine merchandise.
Bana işlerde yardım edeceksen malikaneyi iyi tanımalısın.
You need to know the estate if you are to help me with running it.
Ama şimdi daha iyi hissettirecek biraz ( malım ) var.
But now you've got some I'll feel better.
- İyi mal, Jean Pourri gidebilirsin.
Good merchandise, Jean Pourri. You can go.
Bak Trumbull, Seni yeterince iyi tanıyorum. ve senin yapacağın son şey benim sağlığımla ilgilenmektir. Kafandan geçen nedir ve Bana neye mal olacak?
Look, Trumbull, I know you pretty well, and you ain't the least bit concerned with my health, so what's on your mind, and how much is it going to cost me?
Ama biraz daha mal getirsen iyi olur.
Well we'll take what you have but you better get some more in stock.
İyi misin, Mal?
You okay, Mal?
Dinle. Bu iyi bir mal.
Now, listen, you...
Gir Çin'e, uluslararası iyi niyet laflarını sırala laboratuarın yerini bul, malı kap ve kaç..
Walk into China, mouthful of international goodwill... locate the laboratory, grab the goodies and out... fast guns blazing in both hands.
Her neyse, en iyi adamlarımdan üçüne mal olan kişiyle tanışmak bir zevktir.
Anyway, it is a pleasure to meet the man who cost me three of my best operators.
Patronun malına iyi bakıyor, değil mi?
Looks after his property, your owner, does he?
Hep birlikte olmadan onu daha iyi tanımalıyım.
I want to know her better before we double-date.
- Tamam. - Mal iyi mi?
Is it any good?
Masamın üstü gelen mesajlardan geçilmiyor. Gelen telefonların haddi hesabı yok. Herkes, neye mal olursa olsun kurtuluşun için sana iyi dileklerini iletiyor.
But my tape deck is just as jammed with telegrams as my head is jammed with phone calls from people who are wishing you well in your getaway, no matter where it might lead you.
Çirkin, ama mal iyi.
Ugly, but well-equipped.
Bana iyi bir adama mal oldun, evlat.
You just cost me a good man, boy.
İyi mal ve daha çok var, adamım.
Good stuff and lots of it, man.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]