English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Içeri girdim

Içeri girdim traducir inglés

725 traducción paralela
Hayır, sadece yürüyordum, dükkânı gördüm ve içeri girdim.
No. I was walking and saw the shop, so I came in.
Doğrudan içeri girdim.
I just walked right into it.
Şey, içeri girdim banyoya yani, havlu için.
Well, I went in there to the bathroom, I mean, to get some towels.
- Kapı kapalıydı. Açtım ve içeri girdim.
- Door was closed. I opened it and came in.
Dr. Chumley, evin etrafını dolaşıp pencereden içeri girdim.
Dr. Chumley, I went around the house and climbed in through the window.
Kapı kilitli değildi, içeri girdim, etrafa baktım... kimse olmadığını görünce dışarı çıktım.
The door was unlocked, I walk in, look around, nobody home, so I walk out.
çok tuhaf, içeri girdim, orada durdum ve senin burada oturduğunu gördüm.
It's funny, I came in and stood there and saw you sitting over here.
Hubbard. Dinle O'Brien, tekrar içeri girdim.
Look, O'Brien, I've got back in again.
Sonra içeri girdim, ve kaçtım.
And I get in, and I'm out.
Kapıyı tıklattım ama beni duymadılar ben de içeri girdim.
I knocked, but they didn't hear me, so I just came in.
- Daktiloyu almak için içeri girdim.
- I went to borrow the typewriter.
Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
When I came home, I just went in.
Çitten içeri girdim... ve kesilecek odun aradım ama hiçbir şey göremedim.
I went inside the fence... and I looked around for some kindlin'to work on, but I didn't see none.
Ben de peşinden içeri girdim... ve kapıya baktım ve tamir gerektirmiyordu.
So I follows her inside... and I looked at the door, and it looked all right.
Birkaç el içeri girdim.
I was light in a couple of pots.
- Bir saniyeliğine içeri girdim.
- I'm sorry, sir. I came in for a second.
Ben de koşarak içeri girdim.
And I ran inside crying.
Dinle, bu aşağılaycı, yemin ederim, aşağılaycı bu hiç birşey yapmadım, sadece içeri girdim.
Look here, I'm distressed. I'm very hurt. I just went in...
Girmek için izin isteyecektim, ama kapınız açıktı, bu yüzden bende içeri girdim.
I meant to ask for permission to enter, but the gate was open, so I came in.
Az önce 53 dolar içeri girdim.
I've just been sterilized out of $ 53.
Ayağa kalktım, içeri girdim, ve yaramı yıkadım.
I stood up, walked inside, and washed my wound.
Birkaç gün önce odasını temizlemek için içeri girdim ve çok şaşırdım çünkü çantası boştu.
A couple of days ago I went to clean his room and I was very surprised to see the briefcase was empty
Odunluktan içeri girdim.
I came through the woodshed.
Kapıyı sessizce açtım ve yavaşça içeri girdim.
I opened the door very quietly and crept in, and I heard the shower running.
Daha yeni içeri girdim. Bir şey oldu.
This has been a dreadful experience for me.
Fakat kapı açıktı, ve ben de hemen içeri girdim.
But the door was open, and I just let myself in.
Teras kapısı kilitli değildi, Ben de içeri girdim.
Your terrace door was unlocked, so I trespassed.
O zaman içeri girdim, ve ben... ve ben onu buldum.
That's when I come in, and I... and I found him.
İçeri girdim bile.
I'm in, ain't I?
İçeri girdim, oturdum ve sonrasında ne gördüm dersiniz?
I entered, sat down and what did I see?
İçeri girdim!
I go in!
İçeri girdim ve herkese "kocaman selamlar, ahbab" dedim.
I walked in and said, "Mellow greetings, ukie-dukie."
İçeri henüz girdim.
I've only just arrived.
Kapı açıktı. İçeri girdim.
The door was open.
- İçeri girdim ama borç isteyemedim.
I went in but I couldn't ask for a loan.
O seste kimse uyuyamaz. İçeri girdim, yoktu.
Nobody sleeps that sound, so the janitor let me in.
İçeri girdim...
I came inside �
İçeri girdim ve onu gördüm.
I went in, and there he was.
İçeri girdim, ve işi de kaptım.
I went up. I actually took the job.
İçeri tek başıma girdim, ve öyle çıkacağım.
I came alone, I'll leave alone.
İçeri girdim ve babamı buldum.
I came in and found father.
Üzgünüm, içeri yeni girdim.
I'm sorry, I just got in.
İçeri girdim, onu buldum ve tepsiyi bıraktım, dediğim gibi.
I came in and found her and dropped the tray, as I told you.
İçeri girdim.
I went in.
İçeri girdim.
And I went in.
Öylesine girdim içeri, bir saattir dolaşıyordum.
I just went in, I'd been wandering around for an hour.
İçeri girdim, anlarsın ya. Sonra öylece durdum.
I went in, and you understand, I just stood there.
İçeri girdim ve uyuyakaldım.
I came in and just dozed off.
İçeri girdim ve ben...
I came in and... I...
- Şimdi girdim içeri.
- I just got here.
"bu herifte iş var." İçeri girdim... ve tanıştık. ona bas gitar çaldığımı söyledim.
I said, "The cat's all right." So I stopped in... and I introduced myself to him. I told him I played bass.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]