Onlardan traducir inglés
22,957 traducción paralela
Onlardan kalanlarla uğraşıyoruz.
We have been getting so much of their junk.
Hafızan silindikten sonra gerçekten onlardan mısın, bilmenin kesin bir yolu yoktu.
After the memory wipe you had no way of knowing that you weren't really one of them.
Emirleri yanlız onlardan alırım.
I take my orders from them.
Onlardan önce mermimiz biterse başımız dertte demektir.
If we run out of ammo before they do, we're in trouble.
Gizli kalmanı, onlardan biriymiş gibi davranmanı sağlıyor.
It's an upgrade that will allow you to remain hidden, pass as one of them.
Sen de Jodi ve Kim'e onlardan içirdin?
So you gave them to Jodi and Kim?
Onlardan hiçbir şey istemeyeceğiz.
And we're not going to ask for anything. Come on.
Ev konusunda neler olduğunu gerçekten bilmek istiyorsan bunu sorabileceğin iki kişi var ve ben onlardan biri değilim.
I'll go, but you know they don't like me. " If you're really wanting to know what's going on in that house, There are two people you can ask, and i'm neither of them.
Nicholas Greenbourne için kayıp ihbarında bulunan insanlarla konuşmamız ve onlardan yardım istememiz lazım.
And we need to speak to the people who filed this Missing Persons report on Nicholas Greenbourne and ask them for their help.
- Ve bu onlardan biri.
- And this is one of them.
Ama onlardan umudu keserek ne elde edersin ki?
But what do you gain by giving up on them?
Ama insanlara bir şans daha vermemek bazen onlardan çok seni incitir.
But not giving people another chance sometimes hurts you more than them.
Onlardan bıkıp usanmıştım.
I was so sick of them.
Onlardan biri olduğunu kendin söyledin.
You said yourself you were one of them.
Diğer asistanlar onlardan daha yaşlı olduğum için bana takılmayı seviyorlar ama günün sonunda en bilgili olan hala ben oluyorum.
The other residents love to give me crap about how much older than them I am, but at the end of the day, I'm also wiser, too.
Evet ama biz onlardan hoşlanıyoruz.
Yeah, but we like them.
Kafaları güzelken onlardan yararlanmak hiç hoş değil.
It's not nice to take advantage of them when they're all drugged up.
Bunun onlardan biri olduğundan emin değilim.
I'm not sure that was ever one of them.
Svetlana onlardan çaldı.
Svetlana stole it from them.
Banyan, onlardan birine para vermiş olabilir.
Banyan could've paid one of them off.
Bu bölgedeki bütün kurtları tanıyorum ama sen onlardan biri değilsin.
I know every wolf in this territory - and I do not know you.
Ve umuyoruz ki onlardan çok ilginç ve çok anlamlı sorular gelecek.
And we are anticipating some very interesting and meaningful questions from them.
Onlardan biri olduğum için mutluyum.
I'm glad that I was one of'em.
Hyde onlardan ne istiyor ki?
What does Hyde want with them?
Yani, şu ana kadarki ilişkilerimden çok daha farklı ve hepsi baya kötüydü. - Onlardan kötü olamaz, değil mi?
I mean, it's different from any other relationship I've ever been in, and they've all been super bad, so it can't be that bad, right?
Yani onlardan biri.
Well, one of my lucky flasks.
Kuşkulanıyor musun onlardan?
You doubt them?
Gidecek sadece iki yerim var ve onlardan birinden kaçıyordum.
I really only have two places to go, and I was getting away from one of them.
Yaşayacak başka bir yer bulana kadar. Herkesin onlardan nefret etmediği bir yer. Ve ben onlara sırtımı dönemedim.
Until they could find another place to live, a place where they weren't hated by everyone.
Öyleyse onlardan önce oraya gitmeliyiz.
Well, so then we need to get there before they do.
Onlardan bir ikisine âşık olamaz mıydım? Hayır.
Could I have fallen for, like, one or two of those guys?
Kredim üzerine bahse girerim ki Pete onlardan biri ile kaçmıştır.
I'd bet my mortgage Pete ran off with one of'em.
Sonra kaybolup onlardan bir daha haber alınmazmış.
And then they disappear, never to be heard from again.
Ama onlardan biriydi.
But she was one of them.
Söylemedin çünkü çocuğun onlardan biriydi. Bir yaratıktı ve sen onu öldürdün.
You didn't wanna say that your kid was one of them - - a monster - - and that you...
Yann'ın onlardan bahsettiğini duymadınız mı hiç?
And you've never heard Yann talking about them?
İnsanlara onlardan para istemeyeceğinize dair söz verdiniz.
You made a promise to people that you wouldn't charge them.
İnsanlara onlardan para almayacağına dair söz verdin.
You made a promise to people that you wouldn't charge them.
- Einstein'ı onlardan önce kaçırmamız.
Is for us to kidnap him first.
Onlardan biri misin?
Are you one of them?
Onlardan biriyim.
I'm one of them.
Dünyada sadece 10,000 seçilmiş kişi YOLO karta sahip, Ve ben onlardan biriyim.
Only 10,000 people in the world were chosen to have a YOLO card, and I'm one of them.
İnsanlara temel hizmetleri vermezsen onlardan sadakat göremezsin.
Engineers, electricians, trash collectors.
Onlardan sayıca fazlayız. Asker olarak da, tank olarak da, silah olarak da.
We outnumber them in men, in tanks, in guns.
Daliyah, onlardan kaçarak tüm riskleri almışken seni burada bırakamam.
Daliyah, I can't leave you here to take all the risks while I run from them.
Onlardan da nefret ediyorum!
And I hate them!
Peki. Onlardan haber aldığınız zaman bakarız.
Well, when you hear back from them...
Gözlerini onlardan ayırma.
Keep an eye on them.
Arnavutlar, onlardan silah mı alıyormuş ya da satıyorlarmış?
According to organized crime, the L.O.T. has been doing business with some Albanians.
- Dışarıda da onlardan var.
There are things out there, too.
Onlardan destek alamayacağız.
We won't get any support from them.
onlardan biri 72
onlardan nefret ediyorum 60
onlardan uzak dur 23
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan nefret ediyorum 60
onlardan uzak dur 23
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114