English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ O ] / Oradalar

Oradalar traducir inglés

2,376 traducción paralela
İşte, oradalar!
There he is!
Evet, şey, oradalar.
Yeah, well, it's over there.
- Oradalar.
- Hey, they're up there.
Oradalar!
There they are!
Bir süredir oradalar.
... been back there for quite some time.
Yani onlar hikayeni dinlemek için mi oradalar?
So they're there to listen to your story?
- Oradalar mı?
- They're out there?
- Onlar bizi korumak için oradalar.
- They're there for our protection.
İşte oradalar.
There they are.
Ama sanırım oradalar.
But I think that's where they are.
Oradalar.
They're right there. Right there.
Oradalar!
There they are.
- Hayır, hala oradalar.
- No, they're still coming.
Küçük piçler oradalar.
Now watch. The little fuckers down there go.
İçinde iki kişi var, motor çalışıyor ve en az 15 dakikadır oradalar.
Two guys, motor on, 15 minutes at least.
Oradalar.
They're out there.
Evet, evet, oradalar, Tang.
Yeah yeah yeah, they up there, Tang.
- İşte oradalar.
- There they are.
Zaten oradalar.
That's where they are.
oradalar... Hey. Senin ve benim başladığım işi bitirmemek için hiç bir sebebimiz yok.
Have I mentioned all the sample prescriptions I have with no place to go?
Oradalar işte!
There they are!
O masada bulduğum cevaplar, şimdi senin için oradalar, Sarah.
The answers that I've found at that desk Are there for you now, sarah.
O masada bulduğum cevaplar, şimdi senin için oradalar, Sarah.
The answers that I've found at that desk, Are there for you now, sarah.
Ve oradalar.
And there they are.
- Oradalar işte.
There they are.
Oradalar!
Go! There they are!
İşte oradalar!
There they are!
Oradalar!
There!
Oradalar.
Brother, there they're.
Oradalar.
There they're.
Oradalar Danny. Görebiliyor musun?
Hey, danny, look, They're just right here.
O zaman onlar gerçekten oradalar?
So they're actually in there?
Oradalar.
They're here.
Ama onlar hala oradalar.
But they're there.
Ama bence oradalar, Andrew, açıkça olmasalar da.
But I think it's there, Andrew, in its own way.
.. onlar, ben genel müdür olduğum için oradalar.
They're there because I'm president.
Hala oradalar mı? efendim?
Are they still there, sir?
Hâlâ oradalar mı?
Are they still out there?
Onlar niye hâlâ oradalar?
why are they not out?
- İşte oradalar.
- Okay, there they are.
Oradalar.
There they are.
Ah, işte oradalar.
Ah, there they are.
İşte oradalar.
Here they are.
İşte oradalar.
There.
Oradalar, Bex.
'Ere, they're'ere, Bex.
- İşte oradalar!
- They're'ere!
- İşte oradalar.
- Back there.
Oradalar.
They are.
Oradalar.
They are there.
İşte oradalar,
There they are.
Oradalar mı?
Are they in here?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]