Panik yok traducir inglés
318 traducción paralela
- Panik yok. Gönüllü arıyoruz.
We're looking for volunteers.
Panik yok.
Let's not panic.
Panik yok, ama şuramda bir şey var.
No panic, just a little something gets me up in here.
Panik yok.
Don't panic.
- Panik yok.
- No panic.
- Panik yok.
- Don't panic.
Panik yok, Soshichi.
Don't panic, Soshichi.
- Panik yok.
- Don't flap.
Gözyaşı yok, panik yok.
No tears, no panic.
Panik yok.
Do not panic.
Panik yok, hepsi geçecek..
No look, Seki, it won't last forever
Brunel, panik yok.
Brunel, no panic.
Xiao Dao. Panik yok!
Xiao Dao.
Panik yok!
Don't panic!
Panik yok, panik yok.
Don't panic, don't panic.
Panik yok, Amanda.
Don't panic, Amanda.
Tamam, panik yok. Panik yok.
Don't panic.
- Panik yok.. Panik yok..
Don't panic!
Panik yok, panik yok!
What? Don't panic!
- Panik yok, panik yok..
- Don't panic!
- Panik yok, panik yok.. -
- Don't panic!
Panik yok. Birini vurmamaya dikkat edin.
Be careful that he doesn't panic and try to shoot somebody.
Tamam, panik yok.
Okay, don't panic.
Paniğe kapıImayın, tekrarlıyorum panik yok.
Do not panic! I repeat, do not panic!
Bayanlar ve baylar, sizden buraya terk etmenizi istiyorum. Panik yapmanıza gerek yok.
Ladies and gentlemen, I must ask you all to leave the cinema...
Ulusun başkentinde endişe ve kaygı hakim olsa da, panik belirtisi yok.
Here in the nation's capital there is anxiety and concern, but no outward sign of panic.
burada hiçbir şekilde panik falan yok.
There is no panic here whatsoever.
Panik yapmak için bir neden yok.
There is no'cause for alarm.
Panik yapmanın bana bir faydası yok.
It won't help me to get panicky.
Korku ve panik bizi Silikatlardan önce yok edecektir.
Fear and panic will defeat us just as surely as the Silicates.
- Beklemekten başka çare yok. Lütfen panik yapmayın ve soğukkanlı olmaya çalışın. Şimdi beni iyi dinle, olur mu?
Be cautious of any suspicious strangers, and keep tuned to your radio and television for survival instructions and further details of this continuing story.
Ancak, General Neyron, sizi temin ederim panik yapmak için neden yok.
However, General Neyron, let me assure you that there's no cause for alarm.
- Onu bulmamıza gerek yok, bayım. Bay Tindle yeni kazılmış toprağın altında değilse bu panik içinde onu önce oraya koymak istediğiniz sonra fikrinizi değiştirip başka yere gömdüğünüz anlamına gelir.
If Mr. Tindle is not beneath that newly-turned earth, it will merely go to indicate that in your panic, you first thought of putting him there, changed your mind, and buried him somewhere else.
Şu anda panik yapmaya gerek yok, Chris, ama semptomları tam tespit ettik.
Now we don't want to hit the panic button, Chris, but we have reports of symptoms.
Panik yapmanıza gerek yok.
No need to alarm yourself.
- Bay McGee. O ayak izlerinin gerçek olduğunda dair güvenilir bir kanıtımız yok ve bölgede bir panik havası başlatmak istemiyoruz.
Mr. McGee, we have no authoritative proof that those footprints are real.
Neyse, panik içinde buralarda koşuşturmanın bir yararı yok.
Anyway, running around in a panic won't help us.
Panik için bir sebep yok.
There is no cause for alarm.
Panik olmamı gerektirecek bir şey yok.
I'm not ready to panic.
bunların hepsi dedikodu, panik yapmaya gerek yok.
Those are all rumours, no need to start panic.
Panik olmaya gerek yok.
There's not the least cause for alarm.
Panik yapmaya gerek yok Bay Bender.
There ´ s no need to be alarmed, Mr. Bender.
Panik yapmanıza gerek yok.
There's no reason to panic.
Katil, kentte panik yarattı. Şimdiye kadar da kimliği hakkında hiçbir ipucu yok.
The serial killer has thrown the city into a panic and up until now, no one has had a clue to his identity.
Kimsenin panik olduğu falan yok!
! Nobody's hysterical!
Hiçbir şey için yok panik.
Oh, now les not panic about anything. Les see.
Panik yapacak bir neden yok.
There is no reason for panic.
Panik olmaya gerek yok, Timms.
There's no need to panic, Timms.
- Panik yok, panik yok ; tüm bunların mantıklı bir açıklaması..
Don't panic! Don't panic!
Panik yapmak için bir sebep yok.
Now, there is no need for panic.
- Panik yok!
( Frasier ) There's worse places to be.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65