English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Söylerim

Söylerim traducir inglés

11,521 traducción paralela
Söylerim.
You got it. CLEO :
Ben Boden'a söylerim.
- Yeah? I'll tell Boden.
Sadece birinin hayatı tehlikedeyse yalan söylerim.
I only lie when someone's safety is at risk.
Eğer bana sorarsa, söylerim evet.
If she asks me, then yes,
Gelecekte biri sorarsa "Tabii, ona söylerim" desen daha iyi.
Um, you know in the future you might wanna just say, "Sure, I'll tell her."
- Raff'ı görünce söylerim.
- I'll let you know when I spot Raff.
Söylerim de, ama öylesine.
I also sing myself, well just like that in a small choir.
Ona ben söylerim.
I'll... I can tell him.
Hayır, hayır, ben söylerim.
No, no, I'll tell him.
Ben söylerim.
I'll tell him.
Tamam, zamanı gelince söylerim.
Okay, listen, the moment that comes in, you got the story.
Tamam, babama söylerim, yapar.
OK. I'll tell Dad.
Tamam, tamam, ben söylerim.
I'll tell him, I'll tell him!
Arabadan inebilir ve hep bildiğin hayatına dönebilirsin ya da benimle kalırsın ve bu hayatı nasıl geride bırakacağını söylerim sana.
You can get out and go back to the life you've always known, or you can take a ride with me, and I can tell you how to leave this life behind.
Piste çıkınca arayıp varış saatini söylerim.
We'll call you from the tarmac with our ETA.
Ben de bunları huzur evine götürüp Büyükbaba'ya yeni oda arkadaşı olduğunu söylerim.
Eh, I'll take it to the old folks'home and tell Grampa it's his new roommate.
Lloris'e söylerim, eldivenle şapkanızı getirir.
I'll have Lloris bring your hat and gloves.
O benim karıma bir şeyler söylüyorsa ben de onun karısına bir şeyler söylerim.
He's gonna tell my wife stuff, I'm gonna tell his wife a few things.
New York'takilere nerede olduğunu söylerim. " dedi.
I'm going to tell New York where you're at, "
Booth'a söylerim.
I'll tell Booth.
Evet elbette sana söylerim.
Yeah, sure, I'll tell you.
Tamam. Bunu Tom'a söylerim.
- So I will give it.
Bir şey hatırlayabilirsem söylerim ama hatırlayamıyorum.
If I could remember I'd tell you, but I can't.
İyi hissetmezsem sana söylerim, sen de bana bunu sürekli sormak zorunda kalmazsın.
If I stop feeling good, I can tell you, so you won't have to ask me all the time.
Sonra söylerim ben sana.
I'll tell you later.
Söylerim.
Will do.
Camille'nin nerede olduğunu söylersen ben de sana söylerim.
I'll tell you if you tell me Where's Camille?
Coco Pops bütün dengeli kahvaltıların lezzetli bir parçasıdır. Bunu kibarca nasıl söylerim- -
"Cocoa Puffs are a delicious part of any well-balanced breakfast."
Sanırım öyle dediniz ve eğer sizinle birlikte yeni mekâna ben de gelemezsem HR'a söylerim.
I think you did, and if I don't get to go to the new place with you two, I'm telling HR.
Sonra söylerim.
I'll tell you later.
- Nasıl söylerim, işi var.
I can't, her job.
- Ben söylerim.
- I will.
- Hayır ben söylerim.
I will tell him myself.
"Bana sataşma, yoksa öğretmene söylerim!"
"Leave me alone, or I'll tell the teacher!"
Bana sataşma, yoksa öğretmene söylerim!
Leave me alone, or I'll tell the teacher!
Dedektör bir şey gösterirse söylerim siz de istediğinizi yaparsınız. Bir şey geçiştirdiğim yok.
I'm not avoiding anything.
Amanda'ya daha sonra söylerim.
I'm gonna tell Amanda later.
- Trudy olduğumu söylerim.
- I'll say I'm her.
- Söylerim.
I'll tell her.
Peki o zaman ben söylerim.
Fine. I'll say it.
Ben pek çok şey söylerim.
I say a great many things.
Sağ ol dostum, söylerim.
Thank you, man, I will.
Ben söylerim.
I will.
Ona da aynı şeyi söylerim.
I'll tell her the same fucking thing.
Üç yıldır burada gönüllü olarak çalışıyorum ve yeni gelenlere hep aynını söylerim. Bulaşma.
It's just I've been a volunteer here for three years now and I always say the same thing to all the new recruits.
Bunun için sana kancayı taktıklarını şahsen nasıl söylerim bilemiyordum.
And I don't want to tell you how personally on the hook you are for this.
Bizimkilere söylerim Persona'dan bakarlar.
I'll have my people run it through Persona.
Dadıya söylerim.
I'll tell Nanny.
- İstemiyorsan ben söylerim.
I will, if you don't want to.
Söylerim.
I'll let him know.
Çünkü olağanüstüydü. Ben söylerim.
Oh, tell me you remember the singing, because it was amazing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]