Ölüm bizi ayırana kadar traducir inglés
164 traducción paralela
Ölüm bizi ayırana kadar sevip, sayacağım.
To love and to cherish till death us do part.
Ölüm bizi ayırana kadar sevip, sayacağım.
To love and to cherish till death do... us do part.
Ve paramla benim aramda öyle bir ilişki var ki sanki ölüm bizi ayırana kadar kutsal bir evlilikle bağlanmışız.
And between me and me money is a kind of understanding, like holy matrimony- - till death us do part.
Ölüm bizi ayırana kadar mutlu olacağız.
We'll be very happy together, till death do us part.
Gerçekten ve resmen "Ölüm bizi ayırana kadar".
Really and truely "till death do us part".
Ölüm bizi ayırana kadar.
Till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar onu sevmeye, onurlandırmaya ve itaat etmeye söz verdim.
I promised to love, honor, and obey him, till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar mı?
Till death do us part?
Ölüm bizi ayırana kadar. Kendim kaşındım.
Till death do us part - and I brought it on myself.
- Ölüm bizi ayırana kadar.
- Till death do us part.
Ben, Oliver Barrett, seni, Jennifer Cavilleri'yi, bugünden itibaren karım olarak alıyorum ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
I, Oliver Barrett, take you, Jennifer Cavilleri, to be my wedded wife from this day forward to love and to cherish till death do us part.
Ben, Jennifer Cavilleri, seni, Oliver Barrett'i, bugünden itibaren kocam olarak alıyorum, ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
I, Jennifer Cavilleri, take you, Oliver Barrett, as my wedded husband from this day forward, to love and to cherish till death do us part.
Bu arabayı ölüm bizi ayırana kadar sevecek ve koruyacağım.
I'll love and protect this car until death do us part.
"Ölüm bizi ayırana kadar" mı?
"Till death do us part"?
Philbin, "Ölüm bizi ayırana kadar." dediğinde, o vurmalı.
She must be hit when Philbin says : "Till death do you part."
"Ölüm bizi ayırana kadar" Bunu sen söyledin, Nick.
"Till death do us part," Nick. You said it.
Gerek zenginlikte, gerek fakirlikte, gerek iyi günde, gerek kötü günde, gerek hastalıkta, gerek sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim ve üstün tutacağım.
For richer and for poorer... for better, for worse... in sickness and in health... to love and to cherish... till death us do part.
- Ölüm bizi ayırana kadar. - Neden böyle söyledin?
Till death do us part.
... ölüm bizi ayırana kadar ... elini tutmak ve bırakmamak adına... seninle evlenme şerefine
To have and to hold, from this day forth,
Hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar.
In sickness and in health till death do us part.
Ediyorum. Ölüm bizi ayırana kadar.
I DO...
Seni ve küçük bebeğimizi koruyacağım, ölüm bizi ayırana kadar.
And protect you and our little pup till death do us part.
"Ölüm bizi ayırana kadar."
"TILL DEATH DO US PART."
"Ölüm bizi ayırana kadar." Sana böyle demedim mi Helen?
"Till death do us part." Isn't that what you heard, Helen?
"Ölüm bizi ayırana kadar" demiştik.
We said "till death do us part."
İkimizin sandığından da fazla evliliğe benzedi galiba. Ölüm bizi ayırana kadar saçmalığı.
I guess it was more of a marriage than either one of us thought,'til death do us part and all that shit.
"Ölüm bizi ayırana kadar" kaskonuz gibidir.
"Till death do us part" that's the extended warranty program.
"Ölüm bizi ayırana kadar."
"Until death do us part."
İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar.
For better, for worse, in sickness and in health, till death do us part.
Jason, "Yalan, yalan, yalan, ölüm bizi ayırana kadar" diyor.
Jason says, "Lie, lie, lie, till death do us part, blah, blah, blah,"
Ölüm bizi ayırana kadar, Marie.
Till death do us part, Marie.
Ross'u... hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar, kanuni eşim olarak alıyorum, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar, kanuni eşim olarak alıyorum,
- Take thee, Ross. As my lawfully wedded husband, in sickness and in health till death parts us. As my lawfully wedded husband, in sickness and in health until death parts us.
Ölüm bizi ayırana kadar her birlikte olacağız, Nak.
We will be together till death do us part, Nak.
Ölüm bizi ayırana kadar.
Til death do us part.
- Ta ki ölüm bizi ayırana kadar.
- Till death do us part.
Seni hak etmek için ne yaptığımı hala bilmiyorum... ama her neyse bunu muhafaza etmek için elimden geleni yapacağım, ve ölüm bizi ayırana kadar, kendimi sana adayıp... arkanda duracağım.
I still don't know what I've done to deserve you... but whatever it is, I'll try to keep doing it, and I promise to stand by you, to honor you... till death do us part.
Özellikle ölüm bizi ayırana kadar kısmı.
Especially till death do us part.
- Ölüm bizi ayırana kadar.
- For as long as we both shall live.
Ölüm bizi ayırana kadar evliyiz.
We're married till death do us part.
Yine de "ölüm bizi ayırana kadar" dan daha çok seçeneğin var.
You've certainly worked out more options than "Till death do us part."
O gece bir ilişkiyi ölüm bizi ayırana kadar yürütmek için ne gerektiğini düşündüm.
That night, I thought about what it takes to make a relationship work till death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar seninle beraber olmayı planlıyorum.
I plan on being with you until death do us part.
Ölüm bizi ayırana kadar?
Until death do us part?
Seninle evlendim, ve ölüm bizi ayırana kadar seninle evli kalacağım.
I'm staying married to you until death do us part.
Bu bir şeyler ifade etmeli ölüm bizi ayırana kadar.
It has to mean something... Till death us do part.
Tanrı'dan önce, ölüm bizi ayırana kadar seni tüm tehlikelerden koruyacağıma söz veriyorum.
Before God, I promise to protect you from all dangers till death do us part.
"ölüm bizi ayırana kadar" kısmını ben böyle düşünmüştüm....
"till death do us part," I thought it was...
Ölüm bizi ayırana kadar sevip sayacağıma.
To love and to cherish, as long as we both shall live.
"ölüm bizi ayırana kadar" dan mı
'Til death do us part?
Ölüm, boşanma ya da terk edilme bizi ayırana kadar.
Until death, divorce or desertion do us part.
Hani ölüm bizi ayırana kadar beraberdik?
I mean, what was the point of our wedding vows?