Önü traducir inglés
679 traducción paralela
Önü ne kadar sivri.
It's so pointed
Önü açık biri.
He's a man with a definite future.
Gülümse yürü önü selamla.
Smile walk cross in front. To the audience. - To each other.
- Önü selamla.
- Cross in front.
- Önü selamla...
- Cross in front...
Paltosunun önü ilikliydi.
His overcoat was buttoned.
Önü açık ve uzundu.
It was broad and high.
Ve suç mahali orası, senin kapının önü.
And that's where the crime belongs, at your door.
Tam da benim kapımın önü.
Right at my doorstep.
Wrigley Beyzbol sahası, stadyum önü.
Wrigley Field, front of stadium.
Evin önü çok kalabalıktı.
A lot of people were outside the house.
- Yüce Tanrım, gömleğimin önü!
- Good heavens, my shirt front!
Bay Wendice, evin önü çok kalabalık.
Mr. Wendice, there's quite a crowd in front of the house.
İstasyona park et, önü açıkta olsun.
Yeah. Park it at the station. Backed in.
- Kapının önü olsa nasıl olur?
- Why not in front of the door?
- Peki arabanın önü nasıl?
- What about the car?
- Önü de salak.
- His front's stupid too.
Suyun önü kapalı, aynen bıraktığım gibi.
The stream's dammed up, just like I left it.
Yan tarafa geç, oradan önü de arkayı da görebilirsin.
Get around to the side where you can see front and back.
Önü depo, arkası apartman dairesi.
Store front, apartment in rear.
Sahne önü çok hoş Bay Pierce.
You have a charming proscenium, Mr. Pierce.
İyi niyetin önü kesilirken, kötülüğe yol veriliyor.
Good intentions are suppressed, and evil is tolerated.
- Sabah görüşürüz. Saat 10'da, kilisenin önü.
Okay, amigo, I see you in the morning, 10 : 00 in front of the church, in the plaza.
Yeni bir gitara ve önü yamulmuş bir motorsiklete yatırıldı.
It's being invested in a new guitar and a bike with a bent front end.
Jirota, sen önü al.
Jirota, take the front.
Buraya ilk geldiğim günkü kararlarımın önü açılmıştı.
The way was finally cleared for the decision of my first days here.
Pijama giymişti, gömleğinin önü açıktı.
Wearing pajamas, the coat open.
Önü açılıyor!
The front is opening up!
Tekrarlıyorum, önü açılıyor.
I repeat, the front is opening up!
Evin önü Ryan!
Come back, Ryan.
Evin önü dedim, Ryan!
Come back, Ryan!
Bence oturduğu yer bu portrenin önü olmamalı.
I don't think he should be sitting under this portrait.
Önü temiz gibi görünüyor.
Appears to be clear ahead.
Önü temiz.
Clear ahead.
- Sancak tarafında hala temas var, önü temiz.
- Still have contact to starboard, clear ahead.
Arabanın önü hasar gördü. Kızın yanındaki adam çok kızdı.
The guy with her, he fumed because the front of the car was damaged
Ted amca, evin yanına daha yakın ama önü hâlâ görülüyor.
AND THIS IS UNCLE TED EVEN NEARER THE SIDE OF THE HOUSE BUT YOU CAN STILL SEE THE FRONT.
Bizler, banliyö çocuklarıydık. Anne ve babamız ile birlikte sıradan, önü kırmızı tuğlalı kapısı vitray camlı bir evde yaşıyorduk.
We were just ordinary suburban children and we lived with Father and Mother in an ordinary red brick fronted villa with coloured glass in the front door...
Sadece ileri bir operasyon düşmanın tam önü olacaktır.
Only an offensive operation would be in front of the enemy.
Buraya kadar çekmiştim, hem arkayı, hem önü örtüyordu.
I pulled them up to here and they covered the back and the front.
İşte çimen diye buna derim.Güzelce biçilmiş Benim evimin önü gibi virane değil
To that was called him a lawn. Cut good not too grown as mine.
önü, arkası, üstü ve altı.
the front, the back, the top and the bottom.
Evimizin önü direk,
That is to say... I mean...
Dükkanımın önü tümüyle yıkılmış.
- My store. The whole front is gone.
Easy Rider filminden beri herkes bu tip motosikletleri kullanıyor uzun, alçak, önü düşük.
Ever since that Easy Rider movie, that's the kind of bike everybody's been drivin'... long, low, laid back in front.
Devriyemizin önü kesildi. Burası Mavi Lider, cevap ver Galactica.
'This is Blue Leader, come in Galactica.'
Santralın önü çok kalabalık.
A big crowd outside the plant.
Ne yaparım biliyor musunuz? Bu duvarı söküp yerini değiştiririm... böylece dolaşacak daha fazla yerim olur. Hem de oturma odasının önü açılır.
You know what I could do is take this wall and just turn it this way so I've got a larger living space plus it'll create a flow into the main living area.
Yarın saat 3 : 30'da atlıkarıncanın önü, iyi mi?
How about 3 : 30 tomorrow at the Round-Up?
Böylece yeni bir iş alanının önü açılmış oldu : "Sipariş Usulü Lüx Gezegen Yapımı".
'And thus were created the conditions'for a staggering new form of industry -'custom-made luxury planet building.
Ya benim kapımın önü?
What about my doorstep?
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23