English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ö ] / Öyle olsa bile

Öyle olsa bile traducir inglés

1,081 traducción paralela
- Öyle olsa bile.
- Even then.
Öyle olsa bile, sabahın bu saatinde ne işleri var Tanrı aşkına?
Even so, what on earth were they doing at that hour of the morning?
Öyle olsa bile, para için çalışmayı yeğlerim.
Even so, i'd rather work for my money.
Hayır, hayır öyle olsa bile size teşekkür etmeliydim.
- No. But I should be grateful to you.
Öyle olsa bile bakmak fena değildi, ha?
Not bad to look at though, eh?
Ama, öyle olsa bile, mahkemenin izniyle bir ekleme yapacağım ve bence kesin kanıt parçası.
But, be that as it may, with the court's permission. I will produce an additional. And I think conclusive piece of evidence :
Öyle olsa bile 80 milyon eder!
Even if it does, that's still 80 million!
Bay Yuen, bunun farkındayım ama öyle olsa bile Nam Shan elimden kurtulamaz.
Master Yuen, I realise you have that power but even if you do, I'll get Nam Shan.
Öyle olsa bile ne fark eder?
And what difference does it make?
Öyle olsa bile, bu neyi ispatlar?
Even so, what can you prove?
- Öyle olsa bile.
- Even so.
- Öyle olsa bile, leydim.
- Even so, milady.
Öyle olsa bile, başka sefer doğru treni tutturacağız.
If we are, we'll get the right one.
Öyle olsa bile...
Even then...
Ayrıca, öyle olsa bile harika bir kaçış arabamız var.
Besides, if they do, we've got a great getaway car.
Irene, sakın aldığın tek biletin o olduğunu söyleme, öyle olsa bile.
Look, Irene, don't tell me that was the only ticket you ever bought.
Öyle olsa bile, bu geliştiğimizin bir işareti.
But even if : It's a sure sign of progress.
Öyle olsa bile, eminim mahkemenin bizi cinayetten mahkum etmesi için bundan daha fazlasına ihtiyacı vardır.
Even so, surely the court would need more than that to convict us of murder.
- Öyle olsa bile.
Nevertheless.
Öyle olsa bile onların yaşadıklarını anlamamıza asla müsade etmezler!
Even though they try not to let us understand poor them!
Öyle olsa bile...
But even though she is, you know, a...
- Öyle olsa bile fark etmez.
- Be that as it may.
Öyle olsa bile cüzdanında kimliği var sonuçta.
If he lost his memory... The people at the hospital would just look in his wallet.
Öyle olsa bile, sizden de bunun hakkında bir şey duymadım.
I didn't hear the rest of you give me the word.
Öyle olsa bile, gidilecek yeri biliyorum.
Even so, know the right place.
- Öyle olsa bile...
after all.
Hayır, bak öyle olsa bile bir önemi yok.
No, look. Even if it was, it doesn't matter.
Öyle olsa bile, şimdi kapat çeneni.
- So what! Now just shut up!
Öyle olsa bile, o bir makine.
Even so, he is a machine.
Öyle bile olsa iki kişi gerekir.
Even if I meant, it takes two.
Öyle bile olsa adam 34 yaşında demektir.
Even so he is only 34.
Öyle bile olsa,... fikirler gerçekte çok basittirler.
Even so, the idea's quite simple, really.
Öyle bile olsa, benim için anlaşma anlaşmadır.
Even so. With me, a deal is a deal.
- Öyle bile olsa, onu da alıyoruz.
- Even though, it remains seized.
Öyle bile olsa, burası ve baraj arasında karınca dağları var.
Even so, there's a mountain of ants between here and the dam.
Aklına öyle bir şey gelmiş olsa bile, seni öldürmek istemeyebilirim.
Has it ever occurred to you I might not want to murder you, Stanwyk?
Bu listeyi o yapmış bile olsa, bu onun Abby Sandoval'ı öldürdüğünü kanıtlamaz ki, öyle değil mi? Kanıtlamaz tabii.
He's not the first to do that, but it doesn't confirm who killed Abby Sandoval, does it?
Eğer Joe için öyle olmuş olsa bile, Ken'e hiçbir yararı dokunmadı.
Well, if it seemed like that to Joe, it can't have done to Ken. - No.
Öyle bile olsa, ne alacağını biliyorum.
BE THAT AS IT MAY, I KNOW WHAT YOU WOULD BUY.
Öyle bir kafaki seninkisi kadar boş olsa bile, içine bazan düşünce girmeli.
Even with a head as empty as yours, an occasional thought must creep in sometimes.
Öyle bile olsa Bay Morton nasıl bilebilir ki?
How the hell would Mr. Morton know if that had happened?
Öyle bile olsa bu, bir gizem ve bizim ilgimizi hak ediyor.
However, this is a mystery what deserves our attention.
- Öyle bile olsa...
- Even so
Öyle bile olsa yani işte...
Even so I mean you know -
"Öyle bile olsa, beni sıkıntıya sokan problemimden güçlükle bahsedebildim."
" Despite everything, it costs to me describing the subject that disturbs me.
"Öyle bile olsa New York, İngiltere'nin denizlerin kraliçesini coşkuyla karşıladı."
Even so, Piece of news lorque received with enthusiasm the "Queen of the seas".
İptal edeceğini düşündüğümden senden uzak durdum öyle bile olsa bunun anlamı okulu kırmak ve bu yaz mezun olmak.
I was afraid you'd cancel so I stayed away even though it meant skipping school and graduating this summer.
Öyle bir şansları olsa ağaçlar bile büyümezdi.
Even the trees wouldn't grow if they had a choice!
- Öyle bile olsa, bunu mahvederiz.
Either way, we're going to be screwed.
- ki o sallamıyordu, öyle bile olsa...
- which he wasn't doing, but even if that...
Öyle bile olsa...
Even if it's...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]