English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Ana

Ana traducir español

29,245 traducción paralela
Ana toplar damarla birlikte.
Con afectación de la vena cava.
Alt ana toplardamarı kaplıyor ve baskı yapıyor. Kanın kalbe geri dönmesini yavaşlatıyor.
Se encierra en su vena cava inferior, tiene compresión, y está disminuyendo su flujo sanguíneo de vuelta a su corazón.
Biz, tanrıça Ana-Ayar vardır ölümlüler arasında dünyada kalmaya da yeniden doğmuş.
Somos la diosa Ana-Sett, Renacido para morar en el mundo entre los mortales.
Buraya değil.
Font color = "# 808080" ANA-SETT : No está aquí.
Ana-Sett, sürece nerede Tek'in Çekiç nedir?
- A menos que, Ana-Sett, ¿ dónde está el Martillo de Tek?
Yani, Ana-Sett için Darkspore emanet ediyorum.
- Entonces, confiarías el Darkspore a Ana-Sett.
Bana taç verin ve şimdi Darkspore olabilir, ya da bunun için Ana-sett dünyada takip edebilir and Crown tutun.
Dame la corona, y ahora puedes tener el Darkspore, O puede perseguir a Ana-Sett en todo el mundo por ello, Y mantener la Corona.
Beklenmedik bir seçim, Marek yaptık.
Font color = "# 808080" ANA-SETT : Usted ha hecho una elección inesperada, Marek.
Şu ana kadar elimizdeki tek şey işin kullanıcı ayağı.
Por el momento, todo lo que tenemos son maneja usuario.
Şu ana kadar gayet iyi.
- Por ahora, bastante bien.
- Bilmiyorum ama ana konu V-Lock.
Sólo la cuestión es V-Lock.
Bugün Meclis'te olanlar hakkında istihbarat kaynaklarının ağzını bıçak açmıyor. Ancak şu ana dek saldırıyı üstlenen olmadı. Ülkemiz de hâlâ teyakkuzda.
Las fuentes de Inteligencia mantienen la boca cerrada acerca de lo que ha pasado hoy en el Capitolio, pero de momento, nadie ha reclamado la responsabilidad y nuestra nación sigue en alerta máxima.
Başkanım, bu, İranlıların gece olanlardan faydalanmak ve Batı'nın ana petrol yollarını kesmek için yaptıkları provokasyon amaçlı bir hareket.
Sr. presidente, esta es una provocación intencionada de los iraníes para aprovecharse de los eventos de esta noche y estrangular la principal fuente de petróleo del mundo occidental.
Ana gruptan önce çalacağım.
Quiero decir, soy el acto de apertura.
Ana enerji şarterini buldum.
Ya ubiqué la caja principal de corriente.
Ana yemek olarak başka domuz eti ve dana eti hazırla.
Y haz más panceta y ternera para su plato principal.
Seo-yeon, annemin ana yemeği nasıl gidiyor?
Seo-yeon, ¿ cómo va el plato principal de mi madre?
Hikayenin ana teması böyle.
Su trama está de vuelta.
Şu ana kadar seni yalnızca uzaktan seyrettim.
Hasta ahora, solo te he visto desde lejos.
- Ana Cadde'yi kapatın.
Bloquead la calle principal.
Gerçek bir Ana Cadde'si olan bir kasaba.
Con una calle principal de verdad.
O zaman bir Abby'nin Ana Cadde'deki atlıkarıncamıza nasıl geldiğini açıklayabilir misin bana?
Entonces, ¿ puedes explicarme cómo un "abby" acabó en nuestro tiovivo de la calle principal?
Rebecca, duymuşsundur, Ana Cadde'de başka Abby bulunmadı.
Rebecca, como habrás oído, el "abby" de la calle principal era el único.
Ana Cadde'yi kontrol edeceğiz.
Haremos un barrido de la calle principal.
Dağlar, Ana Cadde, burada.
Montañas, calle principal, aquí.
Bu avı yakaladığımızda Ana Cadde'de küçük bir zafer dansı edecek misin?
¿ Guardamos este trofeo, y hace un pequeño baile de la victoria. en la calle principal?
Dağ'dan Ana Cadde'ye geçti. Güneye gidiyor işte.
Desde la montaña, cruzando la calle principal, a través de la ciudad.
ana, neredeler?
Mamá, dónde están?
Ana dosyaları, her şeyi.
Directorios raíz, todo.
ANNE'İN VAFTİZİ
Bautismo de Ana
Anne!
¡ Ana!
Ana yemek lütfen.
Plato principal, por favor.
Tenis işine girmek istememdeki ana sebep kendisi.
- Claro. Fue por ella que quise incursionar en el tenis.
Ana şüpheliyi savunuyorsun. Tutuklamadan kurtulmasını sağlamışsın.
Usted representaba al sospechoso principal, consiguió liberarlo de la custodia.
Ana su şebekesinin patlaması gibi.
Es como cerrar una cañería.
Ben de o sabahın sonunda o ana kadar tanıdığım herkesten farklı olduğunu anladım. Eğer dikkatli olmazsam başıma bela olacağını biliyordum.
y supe por el final de esa primera mañana que él no era como cualquiera que yo había conocido, y que si yo no era cuidadoso, yo iba a estar en problemas.
Ana hat bu, ne yapmak gerek?
Es la línea principal. ¿ Qué debemos hacer?
O ana kadar polisin bir şeyler soruşturduğundan hiç haberim yoktu.
No tenía ni idea de que la policía estaba investigado nada hasta aquel momento.
- Ne demek istiyorsunuz? Şu ana kadar, vücudunun yüzde onu tamamen sentetik çıktı.
Hasta ahora, un 10 por ciento de su cuerpo es completamente sintético.
Şu ana kadar IP adresini takip etme şansımız olmadı ama bu kayıtta sahte hiçbir şey yok.
Hasta el momento, ninguna suerte remontándose a una dirección IP, pero no hay nada falso sobre esta grabación.
Julio şu ana kadar karşılaştığımız en kötü katillerden birinin gözünün içine baktı ve gözünü bile kırpmadı. Benim naçizane görüşüm şu ki kendisi olağanüstü bir irade örneği gösterdi. Benim size karşı gösterdiğim gibi.
Julio le miró a los ojos a uno de los peores asesinos con quien jamás no hemos topado, y ni parpadeó, así que en mi humilde opinión, creo que ejercitó un notable autocontrol como yo contigo.
Şu ana kadar Elliot hiç görünmedi.
Hasta ahora, Elliot no se ha mostrado
- Görüntüyü biraz geriye alsana, Buzz Kampüs Bebeği 101'in Eric'in güzel arabasına bindiği ana.
Corre otra vez un poco ese video, Buzz, al momento en que "Campus Doll 101" entra al muy bonito coche de Eric
Ana fikrinize gelin, eğer varsa tabii.
haga su punto, si tiene uno.
Seni orada bırakıp da buraya geri geldiğim şu ana dek ben de, ben de oradaydım.
Desde el día en que te dejé allí hasta ahora, yo también me quedé allí.
Ana giriş nerede?
¿ Dónde está el vestíbulo principal?
Bir erkek ana babasından kopup, karısına bağlı olmalı...
Un hombre debe dejar a su padre y a su madre y aferrarse a su mujer...
Bu şu ana kadar bir menejarden gelen en iyi hediye.
Este es el mejor regalo que he recibido de un agente.
Ya da ana ofiste göz atabileceğiniz bir satış defteri var.
O... hay un libro de ventas... que puedes mirar en la oficina principal.
Ana boru kapalı, dış musluk vanası açık.
Bueno, ya cerré la llave principal y la de afuera está abierta.
Şimdi, senin yedi dakika zamanın geldiğinde, Umarım bu ana geri dönmezsin, Yaşamak için sana bir şans sunulan ama senin reddettiğin bu ana.
Espero que cuando lleguen tus siete minutos, no recuerdes este momento... cuando pudiste elegir vivir y no lo hiciste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]