Anlamadınız mı traducir español
489 traducción paralela
- Anlamadınız mı?
Ud. Suele ser más listo.
- Anlamadınız mı hâlâ?
- ¿ No lo ha entendido?
- Doktor, anlamadınız mı?
- Doctor, ¿ no comprende?
Anlamadınız mı?
¿ No entienden?
- Ne dediğimi anlamadınız mı?
- Parece que no entiende.
Evet. O adamın etrafı karanlıkla çevriliydi hala anlamadınız mı?
Sí. ¿ Es que no entendéis que el hombre está rodeado por fuerzas oscuras?
Bedeker, size söylemeye çalıştığım şeyi anlamadınız mı?
Bedeker, ¿ entiende lo que trataba de decirle?
Hala anlamadınız mı?
¿ No os dais cuenta?
Anlamadınız mı?
¿ Lo entiende?
Kilink'i hiçbir zaman polis öldürmez. Anlamadınız mı daha bunu?
La policía falló de nuevo en el intento de capturarme.
- Beyefendi, anlamadınız mı?
- Pero, ¿ no lo entiende?
- Hâlâ anlamadınız mı?
¿ El señor no lo capta?
Anlamadınız mı, hepsi numara?
¿ No ven que es todo un truco?
Hala anlamadınız mı?
¿ Aún no lo ha entendido?
Şimdi anladınız mı, anlamadınız mı?
Lo tomas o lo dejas.
Size anlattıklarımı anlamadınız mı?
No entienden lo que les dije?
Ne demeye çalıştığınızı, anlamadım memur bey Şey, bak :
- No se qué quiere decir, agente.
Korkarım anlamadınız.
Me temo que no comprende.
Artık kendim için çıkarmayı amaçladığınızı anlamadım.
No creí que te arriesgarías por mí.
- Anladınız mı? - Hayır, anlamadım.
- ¿ Comprende?
Anlamadım, ansızın canlandı ve üzerime doğru geldi.
De pronto, cobró vida y vino hacia mí.
Bağışlandın Cal. Bence yaptıklarında bir kötülük yok... yalnız anlamadığım bir şey var.
Cal. sólo algo que desconozco.
Çocuklarımızın, bizim ikimizin dini tıpatıp aynı şekilde anlamadığımız için çekmemesi gerektiğini düşündüm.
Nuestros hijos no tienen porqué pagar... el que tengamos opiniones diferentes sobre cuestiones religiosas.
Anlamadım ki? Siz yanlış bir şey yapmadınız.
- No lo entiendo, si no hicieron nada malo.
Anlamadığım konu şu, neden böyle bir anda heyecanlandınız?
¿ Qué te molesta exactamente?
Nasıl anlayalım ki? Sizin de anlamadığınızı biliyorum.
¿ Cómo vamos a entender?
Anlamadım. Sizi tanımıyorum. Hatırlamadınız mı?
Así que no os dais cuenta de quién soy.
Sanırım beni doğru anlamadınız.
Supongo que no me oye bien.
Bayan Rogers, anlamadınız herhâlde, sizi yardakçı olarak kullanacaktım.
Quizá no me entendió, pero la necesitaba para lograr mi propósito.
- Korkarım, siz anlamadınız.
- Parece que no entiende.
Belki bunu mahsus yaptığını anlamadığımızı sanıyordur... ama biz kaçın kurasıyız, değil mi, Avukat?
Quizás crea que no sabemos que es a propósito... pero hemos visto muchas cosas, ¿ no es cierto, abogado?
Belki de anlamadınız. Evet anladım.
Quizás no ha comprendido.
- Ve açıkçası tavırlarınızı anlamadım.
- Y francamente, no entiendo su actitud.
Bayan McLintock, umarım yanlış anlamadınız.
Sra. MCLINTOCK, espero que no malinterprete esto.
Sanırım, anlamadınız.
Pienso que no me entiende.
- Sanırım beni tam olarak anlamadınız.
Creo que no me ha entendido bien.
Sanırım anlamadınız. Yani, biz şehirde bir apartmana taşınmayı planlıyoruz.
Perdona, no nos hemos entendido, porque quería decir de no quedarme en el pueblo, sino de coger un piso con ella en la ciudad..
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
Bueno, sería mejor que los leyeras... y si no entiendes algo, intentaré explicártelo.
15 kere anlattım, 5 kere aksırdım, hiç bir şey anlamadınız!
Tengo que explicarle, estornudé... ¡ No ha comprendido nada!
Bakın, anlamadığımız bir şey adamlarımdan birini öldürdü.
Mire algo que no comprendemos mató a mi tripulante.
Dayak yediğini anlamadım mı? Beni aptal mı sandınız?
Os reís de mí.
Kız mısın, oğlan mısın anlamadım.
No sé si eres un chico o una chica.
Tek anlatmaya çalıştığımız, bunu anlamadığınız.
Todo lo que estamos intentando de explicarte es que no lo comprendes.
- Onlar, benim ve kocanın şeytan olduğunu söyleyen insanlarla aynı kişiler çünkü ne yapmaya çalıştığımızı anlamadılar.
- Sí, y son los mismos médicos que dijeron que él y yo somos malignos porque no entendían lo que tratábamos de hacer.
İngilizlerin yaptıklarını neden yaptığını anlamadığınızı mı söylüyorsunuz?
¿ Quiere decir que no comprendió por qué los ingleses hicieron lo qué hicieron?
"Kendinize şunu anlayıp anlamadığınızı sorun." "752-598 H, M anahtarı O"
Pregúntense... ¿ entienden que 752598 H IS M cayo O? "
Evet, ve buraya geldiğinde onu durduracaksınız. Hala anlamadığım bir şey var...
Si, muchos de ellos... han sido derrotados por ti... durante años
Şimdi, bakın, ben size bir şey açıklayacağım ve de anlamadığınız bir ayrıntıyı, beni istediğiniz an durdurabilirsiniz.
Mire, voy a explicarle algo y, cuando haya algo que no entienda, avíseme.
Hiçbiriniz, ordularımızın geri çekilme fikrini neden reddettiğimi anlamadınız.
Ustedes no comprendieron cuando no permití la retirada de las tropas.
Anlamadığım birşey var, efendim. Bunu niçin yaptınız?
Sólo hay una cosa que no entiendo, señor. ¿ Por qué lo hizo?
- Yok canım, hiçbir şey anlamadınız.
- No, te equivocas.