Anlamıyor musunuz traducir español
762 traducción paralela
Anlamıyor musunuz? Bana masum rolü yapmayın, yoksa yalnız kalırsınız!
No me venga con su inocencia o se quedará sola!
İngilizceyi anlamıyor musunuz?
¿ No entiende mi idioma?
- Anlamıyor musunuz?
- ¿ No entiende?
Beni hiç anlamıyor musunuz?
¿ No ve lo que quiero decirle?
Siz İngilizce anlamıyor musunuz?
¿ Puede entender inglés?
Anlamıyor musunuz?
¿ Pero no lo entienden?
Aman Tanrım, anlamıyor musunuz?
Por el amor de Dios, ¿ es que no lo ves?
Anlamıyor musunuz?
¿ No se da cuenta?
Anlamıyor musunuz?
No entienden.
Ciddiyim, anlamıyor musunuz?
¿ No se da cuenta de que eso es lo que pretendo?
Fakat anlamıyor musunuz?
¿ No ve?
Masum bir aşk mümkün, bunu anlamıyor musunuz?
¿ No entiende que es posible amar honestamente?
Şakadan anlamıyor musunuz?
¿ No saben aceptar una broma?
Bu delikanlının ne yaptığını anlamıyor musunuz?
¿ No comprende lo que el chico ha hecho?
Bayan Jones geri dönemez anlamıyor musunuz?
La Srta. Jones no puede regresar. ¿ Entiende?
Anlamıyor musunuz?
Bueno, ¿ no lo ves?
Bu doğru değil! Anlamıyor musunuz?
No es verdad. ¿ No entiende?
Anlamıyor musunuz?
¿ No lo ve?
Evet ama anlamıyor musunuz? Biz -
Sí, pero señor, usted no lo entiende.
Kadını bir şekilde yakalamalıyız anlamıyor musunuz?
¿ No lo comprende? Tenemos que encontrar a esa mujer.
"Barnum Bailey" in en büyük adamı için. Anlamıyor musunuz?
Es un hombre importante.
Anlamıyor musunuz? Bizi karanlıkta tedbirsiz yakaladı.
Aprovechó la oscuridad.
Bu dengesini tamamen yitirmesine yol açar, anlamıyor musunuz?
Eso destrozará su mente, ¿ no lo entienden?
Potter buna izin verir miydi? Burada olanları anlamıyor musunuz?
¿ No comprendéis lo que está ocurriendo?
Bunun ailem ne demek anlamıyor musunuz?
Ayúdeme, se lo suplico. ¿ Se da cuenta de lo que significa para mi familia?
Sizi birbirinize düşürdü. - Anlamıyor musunuz?
Les ha puesto en contra.
Anlamıyor musunuz? Dövüş önceden ayarlandı!
¿ No comprendes que todo está preparado?
Anlamıyor musunuz?
¿ No entiendes, madre?
Anlamıyor musunuz, Bay Mitty?
¿ No se da cuenta, señor Mitty?
Bu suskunluğunuzla kime fayda sağladığınızı anlamıyor musunuz?
Berit, ¿ no entiendes que tu silencio te hace daño?
Anlamıyor musunuz?
¿ No entienden?
Hayatı tehlikede bunu anlamıyor musunuz?
Su vida corre peligro.
Bu 303'lükler geri dönene dek, ordu donatımdan bir tane bile 300'lük mermi alamam, anlamıyor musunuz?
No me enviarán cartuchos del 300 si no les devuelvo los del 303.
Onun neler yapabileceğini biliyorum, ama anlamıyor musunuz? Burada yaşayamam, gitmek zorundayız.
Se que hace lo que puede, pero ¿ no comprende que... yo no puedo vivir aquí y que nos tendríamos que ir?
Neyiniz var? Şakadan anlamıyor musunuz? Şakaya bak!
¿ No aceptas una broma?
Yalnızca sizin için oynuyorum. Anlamıyor musunuz?
¿ No viste que actuaba sólo para ti?
Anlamıyor musunuz? Kızınız tehlikede.
Está en peligro.
Anlamıyor musunuz? Oraya çıkmanız yasak.
No puede subir allá.
Anlamıyor musunuz, Bayan Antony?
¿ No Io entiende, Sra. Anthony?
Anlamıyor musunuz? Daha sonra o 40'ı bir başka 40 öldürecek, ta ki hepimiz birbirimizi öldürene dek ya da dünyalar çarpışana dek bu iş devam edecek!
¡ El resto de nosotros se cargará a esos 40, y a los otros 40, hasta que nos matemos entre nosotros, o nos pille el impacto!
Anlamıyor musunuz?
¿ No comprende?
Çiçek gibi bulaşıcıdır. Anlamıyor musunuz?
Y es contagioso como la peste.
Bu olayın onu annesinden nefret ettireceğini anlamıyor musunuz?
¿ No te das cuenta que esto hará que odie a su madre?
Onlar için muhbirlik olan şey, sizin için doğruyu söylemek, anlamıyor musunuz?
Lo que para ellos es chivarse, para vosotros es contar la verdad. ¿ No lo veis?
Amerikan dilini anlamıyor musunuz?
¿ No entienden su propio idioma?
En değerli şeyin hayat olduğunu anlamıyor musunuz?
¿ No se dan cuenta que la vida es el don más precioso?
Adamların mahvolduğunu anlamıyor musunuz?
¿ No sabe usted que los muchachos se están volviendo locos?
Yani burada kalmanın gerçekten bir anlamı olduğuna inanıyor musunuz?
¿ Realmente cree que resistir aquí vale todo esto?
Durumumu anlamıyor musunuz, Bay Freeman?
¿ No se da cuenta de mi posición con este joven aquí?
Bayan Holland, yemin altında olmanın anlamını anlıyor musunuz?
Sra. Holland, ¿ entiende el significado de estar bajo juramento?
Anlamıyor musunuz?
¿ No lo comprende?
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59