Anlamıyorlar traducir español
702 traducción paralela
Seni hiç anlamıyorlar... Ama mesele bu değil.
No te entienden... pero no importa.
Konuğumuza yapılan hakaret, bize yapılmış demektir. Neden anlamıyorlar bunu?
Al insultar a nuestros huéspedes, nos insultan a nosotros. ¿ No lo saben?
Bu insanlar pek işten anlamıyorlar.
Esa gente no tiene ni idea de hacer negocios.
Kocaları kadınlarla gönül eğlendiren pek çok kadın bunun nedenini hiç anlamıyorlar.
Las esposas no se dan cuenta de que las aventuras... ... no tienen nada que ver con ellas.
Köpeğimiz o merdivenlerden yukarı çıkmak istemediğinde bunun manasını kavrayamamamızı anlamıyorlar.
Ellos no pueden entender por qué no sabemos lo que ocurre cuando nuestro perro se niega a subir las escaleras.
Anlamıyorlar.
Ellos no lo entienden.
Tek istediğimin başkaları gibi muamele görmek olduğunu neden anlamıyorlar?
¿ Por qué no pueden entender que sólo quiero que me traten como a cualquiera?
Kim ne derse desin. Gerçekçi olalım. İnsanlar durumumuzu anlamıyorlar.
Pueden decir lo que quieran, es necesario ser realistas... la gente no puede entender nuestra situación.
Bir şeyden anlamıyorlar.
No entienden nada de nada.
Bu aşık kızlar, hiçbir zaman namussuzca dürüstlük taslamaları yerine samimiyetle yalancı olmaları gerektiğini anlamıyorlar.
Las chicas enamoradas no saben que han de ser sinceramente falsas en vez de falsamente sinceras.
Navajoca anlamıyorlar. Onlara bağlan.
El indio "Crazy Horse" está allá.
Neden anlamıyorlar?
¿ Por qué no lo entienden?
Hayatı önemsemiyor olabilirler çünkü hayatın değerini anlamıyorlar.
Ellos no consideran la vida porque no conocen su valor.
Kendi dillerini bile anlamıyorlar.
Ni siquiera entienden su propio idioma.
Söylediğimi anlamıyorlar ve hemen hasta olduğuma inanıyorlar.
Sólo creen que estoy enferma.
Onların iyiliği için yaptığımı neden anlamıyorlar!
¿ Por qué no entienden que lo hago por su bien?
Bizi anlamıyorlar, bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
No nos entienden, así que hacemos lo que podemos.
Modern silahların kapasitesini anlamıyorlar!
¡ Ignoran la potencia de las armas modernas!
Anlamıyorlar mı?
¿ Es que no lo entienden?
- İngilizceyi anlamıyorlar.
- No entienden inglés.
Hala babalarının nasıl bir adam olduğunu anlamıyorlar.
Ellos no comprenden aún qué fracaso es su padre.
Bir türlü anlamıyorlar.
No saben de que se trata.
Barbarlar, sanatımdan anlamıyorlar ki.
¡ Bárbaros! ¡ No están a la altura de mi arte!
Anlamıyorlar ki herne kadar Le Chiffre benimkinden hızlı bir arabası olduğunu düşünse de,
Lo que no se dan cuenta es que a pesar de que Le Chiffre piensa que tiene un auto más veloz que yo,
Ama anlaşılan nasihatten anlamıyorlar
Pero parece que no escuchan consejo...
Buranın kışla olduğunu anlamıyorlar, Bana ordunun posası veriliyor.
No ven que esto no es una guarnición. Sólo me dan los despojos del ejército.
Amacımız, burada bize karşı çıkanlar tarafından kirletilemez, bizi anlamıyorlar bile.
No dejaremos que contaminen nuestro objetivo... los que no nos comprenden. - Deben ser aniquilados.
Ama İngiliz subaylar benim metodlarımı anlamıyorlar, efendim.
Pero ellos no entienden mi método, señor.
Anlamıyorlar mı?
¿ No lo entienden?
Nerede olduklarını anlamıyorlar.
No saben lo que les espera.
Anladıklarını söylüyorlar ama anlamıyorlar.
Dicen que lo entienden, pero no entienden absolutamente nada.
Bu ülkede neler olduğunu anlamıyorlar
No son capaces de comprender que estamos en estado de sitio.
Beni anlamıyorlar.
ellos no me entienden.
Almanlar nereden çıktı? Araçlarını doldurabilecek kadar petrol bulabilsinler diye kuyuyu açık bıraktık. Bir şeyden anlamıyorlar.
Los alemanes nunca me entendieron nada.
Meseleyi anlamıyorlar.
Porque no conocen el problema.
Nasıl oldu anlamıyorlar.
No entienden cómo sucedió.
Çocuğu olmayan insanlar ne kadar şanslı olduklarını anlamıyorlar.
¡ Es una suerte no tener hijos!
Anlamıyorlar.
La gente no lo entiende.
Bence senin neden bahsettiğini anlamıyorlar.
Me parece que no entienden lo que les dices.
Ata binerken bu teferruatla nasıl uğraşıyorlar hiç anlamıyorum.
No entiendo cómo cargan con todo esto, y montan a caballo al mismo tiempo.
Anlamıyor musun? Onu tanıyorlar.
¿ No ves que es demasiado conocido?
Neden bu kadar yaygara çıkarıyorlar anlamıyorum.
No veo por qué es para tanto.
Niçin sondaj makinesi kullanıyorlar anlamıyorum.
No sé por qué realizan una perforación.
İnsanlar nasıl şüphelenmiyor anlamıyorum. Böyle şeyler olduğuna inanmıyorlar.
Es sorprendente que la gente no crea que existen estas cosas.
Neden beni orduya çağırmıyorlar, anlamıyorum.
No comprendo porqué no me avisan para incorporarme al Ejército.
anlamıyorsun, öyle yaşıyorlar çünkü öyle istiyorlar!
Usted no los conoce. Nadie los obliga.
Bu insanlar niye paralarını oyunlarda boşa harcıyorlar hiç anlamıyorum.
No sé por qué la gente gasta su dinero en obras de teatro.
Öyle bir yücelik taşıyorlar ki, bu olmaksızın dinin anlamı olmazdı.
Tienen la clase de reverencia sin la cual ninguna religión tendría sentido.
Ve dallar, yıldırımın düştüğü yerden toplanmasından başka bir anlam ifade etmiyor. Yani yıldırımın ruhunu taşıyorlar.
Las ramitas no son importantes, sólo que fueron alcanzadas por un rayo... y, por lo tanto, convocan al espíritu del rayo.
Böyle birşeyi neden Kaplan Kalesinde yapıyorlar? Hiç bir anlamı yok.
¿ Por qué se asociaría con la gente... de la Casa del Tigre?
Hiçbir anlamı yok. Var sanıyorlar.
Sabía que lo harían.
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66