Anlatabiliyor muyum traducir español
603 traducción paralela
Anlatabiliyor muyum?
¿ Sabes a qué me refiero?
- Anlatabiliyor muyum?
Es el destino.
Fazlasına gerek yok, anlatabiliyor muyum, yetsin yeter.
No demasiado, sólo más que suficiente.
Mükemmel birşey bulursan, veya bir yer ya da birini ona yapışmalısın diye bir teorisi vardı, anlatabiliyor muyum?
Según su teoría, cuando uno encuentra la perfección en un objeto lugar o persona, debe perseverar con eso.
Evlenmeden önce, güzel Rebecca Hildreth'ti o, anlatabiliyor muyum?
Antes de casarse era la hermosa Rebecca Hildreth.
Güzel Rebecca Hildreth'ti o, anlatabiliyor muyum?
Era la hermosa Rebecca Hildreth.
Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
Ya sabes a qué me refiero.
Çocuklar için iyi. Anlatabiliyor muyum?
Es bueno para los chicos, ¿ sabes?
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Hay otras cosas además del colegio.
Anlatabiliyor muyum?
¿ Me entiende?
Onda iş yok, bilmem anlatabiliyor muyum?
Es una fracasada, no sé si me entiende.
Vagonlar büyük bir hızla sürekli dönüyor, dönüyor, dönüyor ve bir aşağı bir yukarı inip kalkıyor. Anlatabiliyor muyum acaba?
Los carros giran sobre sí mismos y van hacia los costados, como las olas arriba y abajo.
Şu reklamlardaki kızların mecmualardaki resimlerine bakıyorum, anlatabiliyor muyum.
Veo las fotos de las revistas, ya sabe, las de los anuncios.
Anlatabiliyor muyum?
¿ Me explico?
Anlatabiliyor muyum?
¿ Me viste?
Kendimi anlatabiliyor muyum? Söylediklerimi anlıyor musunuz?
¿ Les estoy llegando?
Bir kıza verebileceği pek çok şey var. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Tiene mucho que ofrecerle a una chica, ¿ sabes?
Tuhaf. Anlatabiliyor muyum?
Peculiar. ¿ Sabes a lo que me refiero?
Anlatabiliyor muyum?
- Pero no votaste.
Anlatabiliyor muyum?
¿ Sabes lo que digo?
Ya ilginizi çeker ya da çekmez, anlatabiliyor muyum?
¿ Le interesa o no?
O da bu işin aynıydı. Anlatabiliyor muyum?
¿ Sabe qué quiero decir?
Bazı şeyleri sadece doktorlar bilir anlatabiliyor muyum?
Bueno, eso es algo que solamente los médicos y yo conocemos.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
¿ Sabes a lo que me refiero?
- Bilmem anlatabiliyor muyum?
- ¿ Sabes a que me refiero?
- Çok büyük bir mesuliyet üstleniyoruz. Anlatabiliyor muyum?
Tenemos una gran responsabilidad. ¿ Esta claro?
bilmem anlatabiliyor muyum bayım.
No sé si me entiende... señor.
Kendim bulmalıyım. Anlatabiliyor muyum?
Tengo que volver a encontrarlo, ¿ lo entiende?
Anlatabiliyor muyum?
¿ Me sigues?
Anlatabiliyor muyum?
¿ Fui claro?
Anlatabiliyor muyum Bay Beale?
¿ Me está entendiendo, Sr. Beale?
Ona biraz daha vermelisin, anlatabiliyor muyum?
Tienes que aprender a dar más, ¿ entiendes?
Anlatabiliyor muyum?
¿ Comprende?
Anlatabiliyor muyum...
Si esa orden no es lo suficiente clara...
Burada sahip olduğun adamlar... çiftçiler... ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
Aquí la mayoría son de campo. ¿ Sabe a qué me refiero?
Bir adamı emiyormuşum gibi geliyor. Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
No quiero parecer el lameculos del jefe, ¿ sabe?
Anlatabiliyor muyum, Albert?
Me has entendido, Albert?
- Anlatabiliyor muyum?
- ¿ Me comprende?
Anlatabiliyor muyum Wally, böyle bir konuyu bir Tibetlinin evine götürsen çok tuhaf olurdu.
¿ Te imaginas extrapolar esta situación al Tíbet?
Sadece bir kütük olur. Demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
Entonces ya no sería un árbol, sería un tronco.
Şimdi ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
¿ Ahora lo entendéis?
Oyun ölüyor, ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
- ¿ Tienes un momento? - La obra muere.
Ve yeri ve zamanı geldi. Bilmem, anlatabiliyor muyum?
Y esta es la hora y el lugar, si me entiendes.
Discovery gönderildi ve işler zıvanadan çıktı. Anlatabiliyor muyum?
Se envió el Discovery y todo enloqueció. ¿ Captan lo que digo?
Senin gibi etkileyici, egzotik, profesyonel bir kadın bazen bir erkeğe fazla gelebilir, anlatabiliyor muyum?
Un hombre no puede dedicarse demasiado a una encantadora... y exótica profesional como tú, ¿ me entiendes?
Onun benim çok eskilere dayanan bir ilişkimiz var, bilmem anlatabiliyor muyum?
Ella y yo nos conocemos hace mucho, si me entiende.
Biliyor musunuz, adeta pek çok dostu varmış gibi davranır, şampanyalı yemek partileri düzenler, fakat yine de beyinsiz bir sarışını oynamasının çok iyi bir nedeni vardır, bilmem anlatabiliyor muyum?
Ella actúa como si tuviera mucha clase.. con la champaña y las cenas de grupo, pero todavía existe una muy buena razón en juego, para que haga tan bien el papel de rubia tonta.
Anlatabiliyor muyum?
¿ Le quedó claro?
Neredeyse tümüyle bağımsız, anlatabiliyor muyum?
Claro. Casi totalmente interdependiente si es que me entiendes.
Anlatabiliyor muyum?
¿ Lo entiendes?
Anlatabiliyor muyum?
¿ Me comprendes?
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlatmak ister misin 34
anlat bize 72
anlattı 18
anlattım 33
anlat onlara 49
anlatın 77
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35
anlat ona 104
anlatmak ister misin 34
anlat bize 72
anlattı 18
anlattım 33
anlat onlara 49
anlatın 77
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35