Anlatma traducir español
1,701 traducción paralela
- Nedenini sorma. Sorma, anlatma.
No preguntes por qué, no quieres saberlo
"Bir şey sorma, bir şey anlatma."
¿ Si no preguntan, no dices nada?
Bana anlatma.
Ni me lo diga.
Denedim, ama anlatma fırsatı vermeden beni sepetledi.
Lo intenté, pero me dejó antes de que pudiera explicarme.
Bana kim olduğumu anlatma.
No me digas quién soy.
Başın dertteyse anlatma vaktin geldi.
Veronica, si algo anda mal si estás en problemas, ahora es el momento de hablar.
Bana işimi nasıl yapacağımı anlatma.
No me digas cómo hacer mi trabajo.
Tamam, bana anlatma.
De acuerdo, no me lo digas.
Ailemizin o kısmını neden görmezden geldiğini anlatma zahmetine katlanabilir misin?
¿ Puedes decirme por qué ignoras esa rama del árbol familiar?
Lütfen anlatma. Bu senin hediyen.
Por favor, no lo hagas, es tu regalo.
Evet, bunu Katie'ye anlatma.
Si, no se lo digas a Katie.
Kimseye anlatma.
Vamos a mantenerlo de esta manera...
Umarım bu benden uzakta olduğun seyahatlerini anlatma şeklin değildir.
Espero que no fuera la forma en la que describías mis viajes.
Bu detayları duymak istemeyecek olan öteki adama anlatma şeklim.
Es exactamente como se lo describo a hombres que quizás no quieran oír todos los detalles.
Aman onları anlatma.
¿ Sí? Yo me guardaría eso.
Bu saçmalığı anlatma bana.
No me cuentes esa mierda.
Sakın Francine'e kastettiğimden fazlasını söylediğimi anlatma.
No le cuentes a Francine que insinué algo que no insinué.
- Claire'e anlatma.
- No se lo digas a Claire.
Sana söylediklerimi kimseye anlatma.
No le cuentes a nadie lo que te he dicho.
Lütfen anneme anlatma.
Por favor, no se lo diga a mi madre.
Anlatma! Tamam!
¡ Vale, no me lo digas!
Bana anlatma Wolfe.
No trates de convencerme, Wolfe.
Anlatma çünkü mecbur degilsin çünkü bunu yapmadin.
No tienes nada que contar porque no lo hiciste.
- Anlatma, öğrenmek istemiyorum.
Vale, no me lo digas. No lo quiero saber.
- Anlatma dedim ya.
Ha vuelto.
Oh, bana eşit çalışma saçmalığını anlatma.
No me vengas con esa basura del trabajo honesto.
Bana zaten gazetelerde okuyabileceğim türden şeyler anlatma.
Dime algo que no haya salido en el periódico.
Kimseye birşey anlatma. tamam mı?
Simplemente no digas nada, ¿ de acuerdo?
- Olayı kendi açınızdan anlatma fırsatı vermek istiyorum.
- Quiero darle la oportunidad... de contar su lado de la historia.
Umarım ona babasını anlatma şansı bulurum.
Espero tener la oportunidad de hablarle sobre su padre.
Özel bir mesele. - Anlatma.
- Bien, no hables de ello.
Randy benim anlatma zamanımda karışıklığa sebep olmuyordu, ayrıca yemeklerimide karıştırıyordu.
Randy no sólo arruinó mi hora de ensayo,... también empezó a arruinar mis comidas.
Bana masal anlatma.
- No me jodas. - Mira.
Şimdi Bay Dickens var. Onda hikaye anlatma ustalığı var.
Tiene habilidad para contar una historia.
Çok fazla anlatma. İşler kontrolden çıkabilir.
No contemos muchas cosas, o se nos irá de la manos.
Bu arada, Kazekage, Kakashi'ye olanları anlatma konusunda sana güveniyorum.
Por cierto, Kazekage, te encargarás de hablar con Kakashi.
Anlatmaman gereken hikayeyi anlatma yeter.
Pero no cuentes historias que no debes.
Sam! Onlara hiçbir şey anlatma, Sam!
¡ No digas nada, Sam!
Bana Rodney Portchnik hikayesini anlatma, lütfen.
No me cuentes esa historia de Rodney Portchnik, por favor.
Bana anlatma!
No me digas.
Burada bulunmaya iznim olmadığı hikayesini anlatma bana.
Oye, no me digas que no puedo estar aquí.
Başından geçenden fazlasını anlatma.
No más de lo que ya lo has vuelto.
Mahkemeden izin yazısı alana kadar bu olayı kimseye anlatma.
No le digas a nadie hasta que... -... consiga la orden de comparecencia.
En iyi anlatma şekli ; bence vücudunuzu otoban, virüsü de çok kötü birisi tarafından sürülen çok hızlı bir araba olarak farzedersek arabanın sebep olabileceği zararı hayâl edin.
La mejor forma de describirlo es imaginarse que el cuerpo es una carretera y el virus, un coche muy rápido pilotado por un loco. Imagínese los daños que ese coche podría causar.
Sakın bunları Dora'ya anlatma, çünkü iğrenç bir şey.
si lo disfruté. No le cuentes a Dora.
- Kelly, sakın ona anlatma...
- Kelly, no le cuentes del...
Onlara hiçbir şey anlatma.
No les cuentes nada.
Bu doğru değil. Biliyorsun... Bana anlatma.
No me digas que he fumado mota, ya lo admití, he usado tabaco, alcohol y marihuana.
Kimseye anlatma!
¡ Por mí!
Yine de bunu bana anlatma gereği duyuyorsun.
Y sentiste la necesidad de decirme eso.
- Bu şartlarda anlatma.
Así no.
anlatmak ister misin 34
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlat bize 72
anlattı 18
anlatabiliyor muyum 95
anlattım 33
anlat onlara 49
anlatın 77
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35
anlat ona 104
anlat bize 72
anlattı 18
anlatabiliyor muyum 95
anlattım 33
anlat onlara 49
anlatın 77
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35