Artık traducir español
258,280 traducción paralela
Artık nişanlı.
Ahora está comprometida.
Artık ne istediğimi bilmiyorum!
¡ Ya no sé lo que quiero!
Yakında gideceğim ve artık hiç takılmıyoruz.
Me iré pronto, y ya no pasamos tiempo juntos.
Biri artık gelip beni kurtarsa olmaz mı?
¿ Qué tal si alguien me salva a mí?
Hammond Malikanesi'nin... artık kapıları kapandı.
Porque Hammond Estates... está cerrado.
Artık programlarının izlenmesini tasvip edemem.
Dadas las circunstancias, no avalo ver su programa.
Artık ne istediğimi bilmiyorum.
Ahora ya no sé qué quiero.
Artık gitsem iyi olacak.
Mejor me voy.
Ama artık bir kabusa dönüştü.
Pero se ha convertido en una pesadilla.
Batan gemiden kaçan sıçanları günlerdir izledikten sonra, Artık bir sıçan olmak istemediğime karar verdim.
Después de pasar el día viendo a las ratas escapando del barco hundiéndose, he decidido... que ya no quiero ser... una rata.
Hepiniz kim olduğumuzu artık biliyorsunuz. Yani ne kadar çaresiz bir durumda olduğumuzu biliyorsunuz.
Ya saben quiénes somos, así que saben lo desesperados que estamos para hacer esto.
Lagertha artık Kattegat'ın kraliçesi.
Lagertha ahora es la reina de Kattegat.
Artık kim olduğumu bilmiyorum.
Ya no sé quién soy.
Artık seni emziremeyeceği için mi bu kadar üzgünsün?
Estás tan triste porque ya no puede amamantarte, ¿ no?
Artık "bizden" biri değilsin Rollo.
Ya no eres parte de "nosotros", Rollo.
Artık bir köle değilsin.
Ya no eres una esclava.
Sen artık özgür bir kadınsın.
Ahora eres una mujer libre.
Ben artık Kraliçe'yim.
Ahora soy reina.
Artık İngiltere'ye savaşmaya gittiğimize göre artık sürünmeyi bırakmamın vakti geldi.
Ahora que iremos a luchar a Inglaterra, ya es tiempo de que no tenga que gatear.
Artık yeni sorumlulukların var.
Tienes nuevas responsabilidades ahora.
- Evet, artık biz bir aileyiz.
- Ahora somos una familia.
Artık bir kral gibi davranmıyorsun.
Ya no te comportas como un rey.
Artık katı ve güçlü oluşumun bir yanılsama olduğuna inanmaya başladım ve şimdi kendimden emin değilim çünkü böylesi çok daha dürüstçe.
Y he comenzado a creer que ser firme y fuerte fue la ilusión y que estoy inseguro ahora porque es la manera más honeste de ser.
Artık bundan kaçamam.
No puedo huir de ello ahora.
Ben artık bir hiçim.
Lo que soy ahora es nada.
Herhalde artık annen öldüğüne göre sana ağır geliyordur.
No, supongo que debe ser difícil para ti ahora que tu mami está muerta.
Hızlanacak mısın artık?
¿ Por qué no aceleras un poco?
Arkadaşımız artık münasebetsiz sorular sormayacak.
Nuestro amigo no volverá a hacer preguntas impertinentes.
Sanırım artık yeni evlerinde çöpü kimin çıkarttığını biliyoruz.
Creo que sabemos quién sacará la basura en la nueva casa.
Bu gece yaşadığımız şeyle birlikte artık hepimizin daha tetikte ve risk altına girmemesine ihtiyacımız var.
Tras lo que descubrimos esta noche, todos debemos estar más alertas. No podemos arriesgarnos.
En iyisi başlayalım artık.
Tal vez deberíamos ponerlo en marcha.
Artık fazla mesai için ücret ödenmeyeceğini söylememe sinirlendiler ama onlara artık simit yok dediğim zaman bir tanesi kafama fincan fırlattı.
Decirles que ya no había más horas extra fue fatal, pero cuando tuve que decirles que no iba a haber más bollos, alguien me tiró una taza a la cabeza.
İnsanlar birbirlerine ne hediye ediyor ki artık?
¿ Pero qué se regala la gente?
- İşe dönelim artık.
- Vale, es hora de volver al trabajo.
Seni yatıralım artık hadi.
Vamos a ponerte en la camilla, ¿ vale?
Bir hafta kendi idrarını içtikten sonra Horace Laughton korkunç gerçeği kabulleniyordu artık.
Después de beberse su propia orina durante una semana, Horace Laughton no podía seguir ignorando la cruda realidad...
Artık içeride bir adamımız oldu : Ben.
Ahora tenemos a alguien infiltrado... yo.
Artık ilgilenmiyoruz maalesef.
Me temo que ya no estamos interesados.
Dediğim gibi, teklifimiz geçerli değil artık.
Como he dicho, la oferta ya no existe.
Gideyim artık.
Debería irme.
- Ne? - Artık müdür sensin.
Ahora eres la gerente.
Bir sonraki adımı düşünmeliyiz artık.
Ahora necesitamos pensar en nuestros próximos pasos.
İyi de artık burada yaşamıyor.
Sí, pero él ya no vive aquí.
- Artık evinizdesiniz.
Bueno, ya estás en casa.
Artık sen de benden nefret ediyorsun!
¡ Ahora tú me odias también!
- Artık burada yaşıyorum galiba.
Creo que viviré aquí ahora.
Artık hepiniz gidebilirsiniz.
Ya pueden irse todos.
Ama Aladdin artık kahraman değil.
Pero Aladdín ya no es un héroe.
Çok fazla savaşta mücadele etti ve artık yoruldu.
Luchó demasiadas batallas y ahora está roto.
Ve artık eve dönmemin imkanı yok!
¡ Y ahora no tengo manera de volver a casa!
Artık...
Ni siquiera puedo...
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412