English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Ben ödeyeceğim

Ben ödeyeceğim traducir español

411 traducción paralela
Herkesin hesabını ben ödeyeceğim.
Yo pago Io de todos.
- Derslerin parasını da ben ödeyeceğim.
- Y además pagaré las clases.
Ben ödeyeceğim.
Yo pagaré la llamada.
- Bunları yapın, onları ben ödeyeceğim.
- Esto lo pago yo.
- Onları bırakın, ben ödeyeceğim.
- Déjelo.
Ve işler yolunda giderse sanırım ben ödeyeceğim.
Y si todo sale como corresponde probablemente pague.
Sakıncası yoksa yemeğin parasını ben ödeyeceğim.
Si te parece bien, pagaré la cena.
arabalara kız arkadaşımın ismini verin, parasını ben ödeyeceğim der.
"Póngales el nombre de mi chica y pagaré la etiqueta."
Ama ben ödeyeceğim.
¡ Cómo no! - Pero pago yo ¿ eh?
Borsa düşerse ben ödeyeceğim, eğer yükselirse de sen alacaksın ha?
Si baja la Bolsa, pago yo. Si sube, cobra usted.
Ben ödeyeceğim, ben ödeyeceğim!
¡ Pago yo, pago yo! ¡ Pago yo!
Ben ödeyeceğim!
¡ Pago yo!
- Onu bara asar asmaz ben ödeyeceğim.
Yo, una vez que lo cuelguen en el salón.
Kutlamak için içtiklerimizi ben ödeyeceğim.
Para celebrarlo pagaré este brebaje.
Ben ödeyeceğim..
Pagaré.
- Benzinle doldurulmuş konyak şişesi. - Zararı kim ödeyecek? - Zararı ben ödeyeceğim.
Son unos cabrones muy valientes, y no se merecen que se olviden sus heroicas acciones.
Ama ben ödeyeceğim, ha?
- Pero yo pago, ¿ eh?
Ben ödeyeceğim, Baylar.. Ama son gülen iyi güler.
¡ Pagará mejor el que pague último!
- Amerikalı beyin sigaralarının parasını ben ödeyeceğim.
Yo pago los cigarrillos del señor.
Sözleşmelerinle ben ilgileneceğim, ikramiyelerini ben ödeyeceğim.
Me encargaré de tus contratos y de pagar tus primas.
Borcu ben ödeyeceğim. O da tahsilini düşünsün artık.
Yo me encargaré de las deudas y el se preocupará en cobrarlas.
Hey, onu ben ödeyeceğim. um...
Tengo que pagar esto.
Hey! Parayı ben ödeyeceğim.
Yo pagaré esta vez.
Ben ödeyeceğim. - Hadi!
Pida diez taxis.
Herkes parasını geri alacak. Ben ödeyeceğim.
Devolveré todo el dinero, pagaré de mi bolsillo.
- Ben ödeyeceğim.
- Yo lo pagaré.
Ha dinle... evini tut kirayı ben ödeyeceğim.
Y conserva tu casa... Yo te pago el alquiler.
Biletini ben ödeyeceğim, bırak onu, söylensin
yo le pago el billete, y deja que ésta diga lo que le dé la gana
Ama ben hak yemeyen biriyim. Gemide kaldığın sürece sana ayda 3 dolar ücret ödeyeceğim.
Pero soy un hombre justo y mientras estés a bordo, te pagaré un sueldo. $ 3 mensuales.
Ayrıca ben peşin ödeyeceğim.
Le pago por adelantado.
Ben mi ödeyeceğim?
¿ Estaría pagando?
- Ben mi ödeyeceğim?
¿ Estaría pagando?
Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum, elimdeki işi bitirince senden almış olduklarımı fazlasıyla geri ödeyeceğim.
Te lo devolveré todo con intereses. Cuando acabe mi trabajo.
Parasını ben ödeyeceğim.
Tía Hattie, salga a la calle.
Ben ödeyeceğim. Ona parayı göndereceğimi söyle.
Yo pagaré la llamada.
Ben içkimi kendim dolduracağım parasını da kendim ödeyeceğim.
Me serviré yo mismo y pagaré mis bebidas.
Ben tavuk budu ve çikolatalı kek için ne kadar ödeyeceğim? - Burası olur mu?
¿ Le gusta aquí?
Ben geri kalanı ödeyeceğim.
Pagaré la diferencia.
Bir çek yaz. Üç milyon yen'i nasıl ödeyeceğim ben be?
¿ De dónde demonios voy a sacar 3 millones de yenes?
Ben parasını ödeyeceğim, sen de okuyacaksın.
Yo pagaré las facturas y tú estudiarás.
Elbette, bir para ödeyeceğim, ama ben seni satın almıyorum.
Voy a dar algo de dinero, pero yo no te he comprado.
- Benim için 30,000 sequins ödeyin, Sonra ben size geri ödeyeceğim.
Paguen 30.000 cequís por mí y se los devolveré.
Topluma ödemem gereken bedel bu. Ben de ödeyeceğim.
Es el precio que debo pagarle a la sociedad.
Ben, Gengobe, Koman'ın bütün borçlarını ödeyeceğim.
Yo, Gengobe, ahora pagaré las deudas de Koman.
Hayatımın çoğunu, ben faturaları nasıl ödeyeceğim diye ter dökerken diğer insanların Florida'ya gitmelerini izleyerek köhne mekanlarda bir grup suçluyla onların birasını içip yediklerini yiyerek geçirdim.
Paso la mayor parte de mi vida en tugurios..... con un montón de vagos, bebiendo su cerveza, comiendo cebolla y hot dogs... y mirando a otra gente irse a Florida... mientras yo tengo que ver cómo pagarle al plomero.
" Sen benim evimi beyaza boyamayı kabul ettin... karşılığında ben sana 100 dolar ödeyeceğim.
"Usted acepta pintar de blanco mi departamento... estipulando que yo le pagaré cien dólares".
- Bunu ben ödeyeceğim, değil mi?
- Quiero otro. Le traeré otra.
Ben sana ödeyeceğim,
Yo te pagaré el billete de vuelta.
Öldürülmen için yaptığım tüm anlaşmaları iptal edeceğim ve borcum olan paranın yarısını nakit olarak ödeyeceğim. - Ben de size güveneceğim.
Anularé todos los contratos y le daré otra mitad en efectivo donde Ud. diga.
Ben hesabı ödeyeceğim. Ve sessizce çıkacağız.
Pagaré la cuenta y nos iremos, sin hacer ruido.
Ve ben sana bunu düzenli olarak saygıyla ödeyeceğim. Sana bir hediye aldım bugün.
Le he comprado muchas ofrendas hoy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]