Bizim mi traducir español
7,322 traducción paralela
Bizim mi?
¿ "Nuestra"?
Ama bir parçası bizim gibi olmak zorunda. Değil mi?
Bueno, tiene que ser en parte como nosotros, ¿ no?
Bizim hyung'u çok seviyorsun, değil mi?
¿ Te gusta mucho Ji-wook, verdad?
Bizim başımız kel mi!
¿ Y nosotros?
... bizim, yani türümün eninde sonunda şiddet dürtüsüne yenilecek vahşi yaratıklar olduğudur.
los de mi clase, somos criaturas violentas, que eventualmente no seremos capaces de controlar los impulsos violentos.
... bizim, yani türümün eninde sonunda şiddet dürtüsüne yenilecek vahşi yaratıklar olduğudur.
mi especie, somos criaturas violentas, que no son capaces de controlar sus impulsos violentos.
- Bizim oğlana uyuşturucu vermiş.
Le dio drogas a mi hijo.
Bizim öğretmenimiz mi olacaksın?
¿ Usted... será nuestra mentora?
Aile için en iyi olanı yapıyorum, bizim ailemiz geriye aileden ne kaldıysa artık.
Hago lo mejor para mi familia, nuestra familia. lo que queda, al menos.
Bizim kaderimizi... beim kaderimi... Charlie Isaacs'in ellerine bıraktın.
Pones nuestros destinos, mi destino... en las manos de Charlie Isaacs.
Affedersiniz ama sanırım burası bizim evimiz.
Perdone, pero creo que esta es mi casa.
Paige mi? Paige bizim gibi değil.
Bueno, Paige ISN y apos ; t nos gusta.
Bunu bizim için yapan insanlar olduğunu biliyorsun değil mi?
¿ Sabes? Hay gente aquí a la que le gustaría hacer esto por nosotros.
"Bizim için" mi?
¿ "Para nosotros"?
Besbelli bizim tesisimizde öldürülmediler. ve hala onları arıyorsunuz, bu da demek oluyor ki kaçırıldılar, ve bu da müvekkilimin neden vale hizmetleri sağladığının sebebi. güvenliği arttırmak için.
Obviamente no fueron asesinadas en las instalaciones, y todavía siguen buscándolas, así que significa que han sido secuestradas, por esa razón mi cliente proporciona un servicio de aparcacoches, para fomentar la seguridad.
Sadece benim patronum değil. Bizim patronumuz.
Bueno, no es mi jefa, es nuestra jefa.
Dünyanın bütün zevkleri arasından o bizim için öldürmeyi mi seçti?
¿ De todos los placeres que este mundo pone a nuestra disposición, elige matar?
- Bizim gibi mi Harold?
¿ Cómo nosotros, Harold?
Annem gelir ve uyuşturucu etkisinden çıkmanıza yardım eder. Bizim çocuklardan birkaçına yaptı daha önce.
Pediré a mi madre que vaya para que le ayude a dejar las drogas.
Beynim biz farketmeden önce bile bizim labirentte olduğumuzu biliyordu.
Mi cerebro supo que estábamos en un laberinto... antes que nos diéramos cuenta.
Çünkü bizim ailenin dini bu, değil mi?
Porque esa es la religión de nuestra familia, ¿ verdad?
Öncelikli cinayetle bizim numara arasında bağlantı varmış.
Mi homicidio me trajo hasta nuestro número.
Bizim alıcılar Sesimin layık olmak için var...
Nuestros compradores tienen que ser digno de mi...
- Bunu bizim çöpte mi buldun? - Evet.
- ¿ Encontraste esto en nuestra basura?
Biz size dışarıdaki kahramanlığınız için yardım ederken siz de burada bizim için yeteneklerinizi incelememize ve geliştirmemize yardım edecektiniz, değil mi?
Te ayudaremos con tus heroicidades siempre que nos ayude en la investigación y desarrollo de tus habilidades aquí, ¿ cierto?
Ha bu arada biri buraya gelecek olursa bizim için hazırlıklı kelimesi yetersiz kalır öyle değil mi?
Pero de todos modos, si uno fuera a deambular por aquí, creo que podemos decir que estamos más que preparados, ¿ no?
Aynen bizim tanıştığımız gibi, değil mi?
Igual que como nos conocimos, ¿ no?
Bizim zamanımızda, pretzel gibi bükülmek istediğin zaman birisiyle yatağa girerdin.
En mi época, si querías retorcerte como un pretzel, te ibas a la cama con alguien.
hiç marinaya gittin mi, bizim eski balıkçı teknesi hala ordamı?
¿ Alguna vez fuiste al puerto, a ver si nuestro viejo barco sigue allí?
Bizim çocuğumuzun yaptığı bir şey yüzünden başka bir çocuk intihar etmeye kalkıştı.
Una chica intentó quitarse la vida por lo que le hizo mi hija.
Wesley Grant bizim katta sorgulanan çocuklardan biri mi?
Wesley. ¿ Wesley fue uno de los chicos que trajimos?
- Bizim katil mi sence?
- ¿ Crees que es nuestro tipo?
Bu, bizim kavrama kabiliyetimizden öte değil, değil mi?
Eso no tiene sentido, ¿ verdad?
Rüya kunduzlarının bizim gerçeklik aracılığıyla girmesine ramak kalmıştı, ama onlar bunun yerine, onlar hayata rüya boyutlarında... rüyamda.
Los Castores de Sueños estuvieron a punto de entrar a nuestra realidad pero en su lugar, se materializaron en la dimensión de los sueños en mi sueño.
Şey, biz... Bizim bazı problemlerimiz var. Öyle mi?
Bueno, nosotros... estamos teniendo problemas, entonces... Y ahí estaba...
Bizim bebeğimiz mi? Bizim bebeğimize mi hamilesin...
Nuestro bebé, ¿ estás embarazada de nuestro...?
Şu bizim 10 Bin'e söyler misin, nöbet sırası onda. Son yudum...
Oye, dile a mi compañero diez mil que es su turno de guardia.
Ailem ile tanıştırmak için eve getirdiğim son kişi.. ... bizim değişik olduğumuzu düşündü.
El último chico que llevé a casa para conocer a mi familia pensó que todos éramos raros.
Kardeşlerimle birlikte seyahat ediyorduk. Bu bizim ilk büyük görevimiz.
Estoy viajando con mi hermano y mi hermana.
Bu da bizim yemek torbamız!
Mi mamá escribió esas notas. ¡ Son nuestros aperitivos!
Roger bizim birlikte olmamız lazım.
Mi novia se fue.
Değil mi? Sonra da, bizim politika muhabirimiz olabileceğin aklıma geldi ama...
Por un segundo, pensé que podía ser nuestro corresponsal político pero...
Çünkü bizim sorunumuz, değil mi?
Porque ese es nuestro trato, ¿ verdad?
- Bu bizim ufak eğitim çalışmamızın Julie McCoy'u değil mi?
Ni más ni menos que la Julie McCoy... de nuestro pequeño ejercicio de entrenamiento.
Bizim açlıktan ölmemize müsaade mi edecekler?
- Nos dejaran morir de hambre así nada mas?
- Iris bizim okulda zorba yoktu.
Iris, mi escuela no tenía abusones.
Bizim oğlanın maçı var da.
Tengo el partido de mi hijo.
Ailemde, bizim kadar birlikte olanlar çoktan evlenmişti.
En mi familia, una pareja que lleva junta tanto tiempo, ya estaría casada.
Bizim yaptığımız şey bu, değil mi?
A esto es a lo que nos dedicamos, ¿ no?
Alicia, onlar da bizim uymamızı istiyorlar, böylece bu örneği benim davamda kullabilirler
Alicia, que sólo quiere que nosotros para cumplimos para que puedan utilizar ese precedente delante de un juez en mi caso criminal.
Biliyor musun, gösterdiğim yoğun çabanın fark edilmesi güzel bir şey demek istediğim "bizim" yoğun çabamız.
Sabe, es agradable cuando mi duro trabajo es reconocido... Digo "nuestro" duro trabajo.