Bundan hoşlanmıyorum traducir español
293 traducción paralela
Ben de bundan hoşlanmıyorum, ama sana yardım etmem gerek, Tommy, senin için birşeyler yapmam gerek.
Yo no lo hago por placer, pero tengo que ayudarte. Pero tengo que ayudarte, hacer algo por ti.
Gerçekten Clyde, bu çok aptalca bir şey. Sanırım bundan hoşlanmıyorum.
Eso sería una estupidez que no pienso cometer.
T.C. hakkında kimsenin böyle konuşmasından hoşlanmıyorum. Bundan hoşlanmıyorum.
No me gusta que nadie hable así de T.C.
Bundan hoşlanmıyorum.
La defensa es un estado de ánimo y no quiero que las tropas piensen así.
- Bundan hoşlanmıyorum.
- No me parece bien.
Bundan hoşlanmıyorum.
Pero que la gente muera en una clínica... con el coche fúnebre en la puerta, eso no me gusta.
Bundan hoşlanmıyorum.
No me gusta que me presionen.
Bundan hoşlanmıyorum George.
Te digo que no me gusta, George.
Bundan hoşlanmıyorum, ama başka ne yapabiliriz ki?
¿ Qué hacer si no? Muy bien.
- Bu konuda elimden bir şey gelmez, ayrıca bundan hoşlanmıyorum!
Y si una en cierto momento no tiene ganas, ¡ no tiene ganas!
Bundan hoşlanmıyorum.
No me gusta.
Bundan hoşlanmıyorum George.
No me gusta eso, George.
Sizin gibi ben de bundan hoşlanmıyorum.
Lo siento tanto como vosotros.
Bundan hoşlanmıyorum ama yönetmelikler böyle gerektiriyor.
No me agrada tener que decírselo, pero lo exige el reglamento.
Bir solucanı hemen öldürürüm ama senin durumun farklı ve ben bundan hoşlanmıyorum!
Mataría a un gusano en un segundo, pero hay algo distinto en ti... ¡ Y no me agrada en absoluto!
Yavrum, Elbette yapabilirim, Fakat bundan hoşlanmıyorum.
Niño querido, por supuesto que podría, pero no quiero hacerlo.
Üzgünüm, konuşmakla ilgili bir sorun. Bundan hoşlanmıyorum.
Lo siento, es cuestión de hablarlo, no me gusta...
Tachibana'yı devirmek için adımı kullandığınızı biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum!
Estás usando mi nombre para acabar con los Tachibana, y eso no me gusta.
Başlamadan önce bana iki dakika verin ve hala bundan hoşlanmıyorum.
Deme dos minutos antes de entrar y sigue sin gustarme la idea.
Bundan hoşlanmıyorum ama hayatımı sana adadım.
Esto no me gusta pero te he entregado mi vida.
Çünkü hep beni takip ediyorsun, ve ben bundan hoşlanmıyorum.
Siempre me estás siguiendo, y eso no me gusta.
Bundan hoşlanmıyorum. Kalk, kalk!
De verdad que no me gusta alterarme así.
Bundan hoşlanmıyorum. Bu iş bitirme tarzlarını beğenmiyorum.
No me gusta su forma de trabajar.
- Ben de bundan hoşlanmıyorum ya. Şu müzelik parçalardan.
Eso es lo que no me gusta.
- Ben de bundan hoşlanmıyorum.
- A mí no me gusta esto más que a ti.
Bundan hoşlanmıyorum. Baksana! California'ya gitmişken bana biraz koko alıp gelir misin?
Oye, cuando vuelvas de California, ¿ podrías traer un poco de coca para mí?
Ben bundan hoşlanmıyorum!
Yo... ¡ A mí no me gusta...!
O kazanıyor ama bandajları artıyor. Bundan hoşlanmıyorum.
Ha ganado muchas peleas, pero le estan pegando demasiado.
Bundan hoşlanmıyorum.
Eso no me gusta.
Benimle böyle konuşma Alex, bundan hoşlanmıyorum! Beni yalnız bırakın!
- No me trates como un niño.
Partide, sizi göremez miyim? Bundan hoşlanmıyorum.
¿ No ves que no quiere?
Bundan hoşlanmıyorum. Bu kızların burada olması...
No me gustan que esas chicas estén aquí.
hayır, bundan hoşlanmıyorum.
No, yo no le gusto
Bundan hoşlanmıyorum baba.
No me gusta, papá.
- Bundan hoşlanmıyorum.
- Bien, jefe. - Esto no me gusta.
Bundan hiç hoşlanmıyorum.
Pero la verdad es que no me importa nada de esto.
Bundan ben de sizin kadar hoşlanmıyorum.
A mí no me gusta esto más que a vosotros.
Bayım, kız arkadaşım size haddinden fazla alaka gösteriyor ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum.
Señor, mi novia le ha estado prodigando atenciones y no me gusta.
Bir zamanlar "benim yaşamım bu" diye düşünürdüm ama artık bundan pek hoşlanmıyorum, belki de yaşlanıyor olduğum içindir.
Solía pensar que era una vida como de ricos, pero ya no la disfruto así, será quizás porque me estoy haciendo mayor.
Ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum.
Y no me gusta.
Bundan pek hoşlanmıyorum,
Pero esto no me gusta nada
Ve yardım teklif eden bir arkadaşımın... bundan 20 dakika sonra ölmesinden hoşlanmıyorum.
¡ Y no me gusta que maten a un amigo que 20 minutos antes me ha ofrecido ayuda!
Onu taşımalı ve hastaneye götürmeliyim. Ve bundan hiç hoşlanmıyorum.
Tengo que llevarla al hospital.
Bundan ben de hoşlanmıyorum ama bu yapılmak zorunda.
A mí tampoco me gusta, pero hay que hacerlo.
Biliyorum bundan hoşlanmayacaksın ve ben de söylemekten hoşlanmıyorum.
Sé que no va a gustarte y no me gusta decirla.
Bazıları bundan hoşlanabilir ama beni ayrı tutmalısın, çünkü hoşlanmıyorum.
¡ Puede que a alguien eso le guste, pero a mí, líbrame de ello!
Bundan ben de hoşlanmıyorum.
No me gusta.
Bundan hiç hoşlanmıyorum!
¡ No me gusta esto!
Bundan hoşlanmıyorum. Anlaşıldı mı?
No me gusta, ¿ entiendes?
Ve bundan, hiç mi hiç hoşlanmıyorum.
Éste no me gusta nada.
İtiraf etmeliyim ki bayılıyorum. Sen hoşlanmıyor musun bundan?
La verdad es que me encanta. ¿ A ti no?
hoşlanmıyorum 33
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bunda ne var 29
bundan başka 26
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bunda ne var 29
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan daha fazlası var 16
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan emin misiniz 37
bundan kesinlikle eminim 16
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan daha fazlası var 16
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan emin misiniz 37
bundan kesinlikle eminim 16