Buradalar mı traducir español
361 traducción paralela
- Mösyö Charpentier buradalar mı?
- ¿ Está Monsieur Charpentier?
Üç kişi buradalar mıydı diyorsun?
- ¿ Esos tres estaban aquí?
- Buradalar mı?
- ¿ Está aquí?
Annem ve babam buradalar mı?
¿ Mamá y papá están aquí?
- Buradalar mı? - Evet.
Llegaron ya ¿ no?
- Buradalar mı?
- ¿ Están aquí?
Üstad Hopkins ve yardımcısı buradalar mı?
¿ El amo Hopkins y sus asistentes están aquí?
- Şu saksı kafalılar buradalar mı?
Sí. ¿ Ese bastardo se mueve por aquí?
Onlar buradalar mı, Jones? Evet, efendim.
- ¿ Ya llegaron, Jones?
Hala buradalar mı?
¿ Ya estan aqui?
- Hepsi buradalar mı?
- ¿ Están todas aquí? - La mayoría.
Buradalar mı?
Todavía no.
Buradalar mı?
¿ Ellos están aquí?
Buradalar mı?
Estan aqui?
Buradalar mı?
¿ Ya están aquí?
Sizce buradalar mı?
¿ Piensa que están aquí?
- Hala buradalar mı?
- ¿ Están aquí?
Annen ve kardeşlerin? Buradalar mı?
¿ Tu madre y tus hermanos?
Hala buradalar mı?
¿ Todavía están aquí?
Buradalar mı?
¡ Aquí están!
Buradalar mı?
- Aquí?
Hala buradalar mı?
¿ Siguen aquí?
- Buradalar mı?
- ¿ Ahí dentro?
- Hala buradalar mı?
- ¿ Siguen aquí?
- Otho, hala buradalar mı?
- Otho, ¿ siguen aquí?
Bir dakika, baylar. M'Cammon, Calhoon, Stewart, Lewis ve Janie buradalar ve kefaletle serbestler.
McCammon, Calhoon, Stewart, Lewis y Janie están bajo fianza.
Sanırım buradalar.
Creo que están aquí.
Hadi tatlım. Hanımefendi yeni günle birlikte buradalar!
Venga, otra mañana clara y soleada.
Buradalar mı?
¿ Están aquí?
adamlarım gönüllü,... ayrıca istedikleri için buradalar!
Mis hombres son voluntarios. Están aquí porque quieren.
- İşte buradalar. Hazır mısınız?
Aquí están. ¿ Están listos?
Kardeşlerim. Delen Ayı, Küçük Geyik ve Mısır Kadın. Sanırım buradalar.
Mis hermanas. "Osa que Cava", "Alce Pequeño" y "Mujer de Maíz".
Bize yardım etmek ve destek vermek için buradalar.
No están buscando líos.
Yarım saattir buradalar.
Llevan media hora ahí adentro.
Anlarsın ya, birkaç arkadaşımı davet ettim ve hâlâ buradalar.
Verás, invité a unos amigos y todavía no se van.
Buradalar çünkü onları ben çağırttım.
Están aquí porque envié por ellos.
Bazı arkadaşlarıma hoş geldiniz demek istiyorum. Sanırım buradalar.
Quisiera darles la bienvenida a unos amigos.
İşte buradalar canlarım.
Helos aquí mis queridos caballitos.
Kızlarım iyi vakit geçirmen için buradalar.
¡ Mis chicas son especialistas en hacerlo!
Bu adamlar sadece kendilerini eğlendirmek için buradalar. Geri kalanımız gibi.
Estos viajeros sólo vinieron a divertirse, al igual que el resto de nosotros.
Onları nereden bulduğumu hatırlamıyorum, ama buradalar, tamam mı?
No recuerdo de donde los saqué, pero los tengo, ¿ entiende?
Düşmanlarımız da buradalar.
También nuestros enemigos.
Bu yüzden Charlie ve Tony bugün buradalar. Amerikalı dostlarımız. Birleşmek bu atılımın doğasında var.
Y por eso nuestros amigos norteamericanos están aquí, para respaldar esta aventura comercial.
Herkesin yardımıyla, işte hepsi buradalar, senin her zaman istediğin gibi.
Con la ayuda de todos, los invitados están aquí. Tal como siempre lo has querido.
Hepiniz tam takım giyinmişsiniz. Amerikalılar yanı başımızda ve Almanlar hala buradalar.
Ustedes están tan elegantes, y los estadounidenses se acercan... mientras los alemanes siguen aún aquí.
Haçlı seferinden yeni dönen iki sarhoş şövalye ve Kral Richard için bir görevle buradalar, hayırlısı bakalım!
Dos caballeros borrachos llegados de las Cruzadas, enviados por el rey Ricardo. ¡ Dios le bendiga!
Onlardan bazıları bu gece buradalar. Bu meslek kanun yaptırımıdır.
Algunos de ellos están aquí, la profesión es "Enrolamiento en la ley".
Şimdi, buradalar, topraklarımızda!
Y ellos todavía están aquí, en nuestra tierra.
Bana yardım etmek için buradalar.
Los pusieron aquí para ayudarme.
Yüzlerce yıldır buradalar, ama ilk adımı sen atacaksın
Cuidado con lo que hace. Llevan cientos de años detrás de esto. Para Ud. es su primer intento.
Size söylemiştim, yardım etmek için buradalar.
Está ofreciendo su ayuda.