Buraya gelirken traducir español
955 traducción paralela
Aslında buraya gelirken yolda korkunç bir kadın görmüştüm.
La verdad es que, vi una fantasma muy aterradora cuando subía.
Buraya gelirken, köşede karşılaştık.
¡ Me lo encontré en la esquina!
Gregor, bugün buraya gelirken bana ateş edildi.
Gregor, viniendo para aquí me dispararon.
Buraya gelirken teknede bir takım insanlarla tanıştım. Oldukça güzide bir Boston'lu aile.
Conocí a una familia de Boston en el barco de vuelta, muy distinguida.
Buraya gelirken, mantıklı bir tavsiyeye ihtiyaç duymadığımın farkına vardım.
Pero he pensado que no quiero consejos sensatos.
Buraya gelirken hiç karamsarlık yaşamadın mı?
¿ No tienes ningún reparo de ir por este camino?
Diyelim ki bir sızıntı var, Diyelim ki bu sızıntı mallar hana girmeden önce oluyor. Belki de aramızdan birisi cebine birkaç parça indiriyordur yolda, buraya gelirken.
Supongamos que hay una pérdida y supongamos que ésta se produce antes de que el botín llegue a la posada algún muchacho pierde algunas piezas de las encontradas por así decirlo, en la nave, ¿ me habéis entendido?
Biz buraya gelirken uşağınız fark etmiş.
Su encargado lo notó cuando veníamos.
Buraya gelirken kullandığın. - Nerede?
- El mismo que usó antes.
Buraya gelirken sırtını dayayıp yolun tadını çıkarır, benimle konuşurlar.
Cuando vienen se sientan y disfrutan del paseo, conversan conmigo.
Buraya gelirken, büro elemanınla karşılaştım.
Me encontré con tu cadete cuando venía hacia aquí.
Bunu bekliyordum. Buraya gelirken çocuklara söylediğim gibi...
Como les decía a sus hombres al venir, me esperaba esto.
- Buraya gelirken içine çekildik!
- Nos topamos con ella.
Buraya gelirken rastladığım bütün insanlar, Drakula'nın isminden dahi dehşete düştükleri halde, sen nasıl oluyor da ona uşaklık edebiliyorsun?
De camino hacia aquí.. toda la gente estaba aterrorizada, incluso por mencionar su nombre .. ¿ cómo puede usted ser un siervo de El Conde Drácula?
Buraya gelirken insanlar heyecenlı bir şekilde koşturuyorlardı.
Hemos venido porque el pueblo está un poco excitado.
Buraya gelirken takip edildim.
- Sí. Ah... me han seguido hasta aquí.
Maria D'Amata'nın kont Torlato-Favrini ile evleneceğine dair resmi açıklamayı... 6 ay önce buraya gelirken geminin gazetesinde okudum.
Leí el anuncio oficial en el periódico del barco donde viajaba hace unos seis meses de que María D'Amata iba a casarse con el conde Torlato-Favrini
Buraya gelirken, iki şekilde terk edeceğimi biliyordum :
Sabía que saldría de aquí de uno u otro modo :
Buraya gelirken köylerde olayın birkaç değişik versiyonunu işittik.
He oído varias versiones de lo sucedido mientras veníamos.
Bak Peter, buraya gelirken Olayları senin bakış açınla görmeye çalıştım.
Escucha, Peter, cuando veniamos para acá... he intentado ver las cosas desde tu punto de vista.
Majestelerinin buraya gelirken karşılaştığı hanım...
La identidad de la mujer con quien se reunió su Majestad a su llegada a Ischl, ¡ tampoco fue prevista!
Buraya gelirken teknede bir kızla tanıştım.
Verá, he conocido a una chica en el barco cuando venía aquí.
Beni çağırması için gönderdiğiniz adamı dinledikten sonra... buraya gelirken Morgan'ların oraya uğradım.
Verá, tras escuchar al que ha enviado a buscarme, he pasado por el bar de Morgan de camino hacia aquí.
Buraya gelirken duydum, bütün haydutlar tutuklanmış.
Oí de camino hacia aquí que habían detenido a los forajidos.
Buraya gelirken Todd'ların oradan geçtim. Ne oldu?
De camino he atravesado las tierras de Todd. ¿ Qué ha pasado?
Buraya gelirken de yolda Bonwit'e uğradım.
De camino para acá, pasé un momento a Bonwit's.
Buraya gelirken bir adamla karşılaştım.
Conocí a un hombre en el paseo.
Dün buraya gelirken yolda çok duman gördüm.
Ayer pude ver una gran cantidad de humo mientras venía hacia aquí.
Bu akşam buraya gelirken başıma çok komik bir şey geldi.
Camino a este lugar, esta tarde, me sucedió algo divertido.
Çünkü burada sorun çıkaranlar, bir daha buraya gelirken, hayatlarını tehlikeye attıklarını bileceklerdir, bundan emin olun.
Y, por supuesto, los maleantes serán informados de que arriesgan su vida entrando en el pueblo.
Taksiyle buraya gelirken bana anlattı.
Me lo dijo viniendo en el taxi.
Buraya gelirken, eski otelime uğradım.
Te diré una cosa : pasé por mi hotel antes de venir.
Eşim, buraya gelirken, istekli olduğu için, bir yiyecek arabasını mükemmel bir şekilde sürdü.
Mi esposa guiaba un carro cuando vino aquí y no le importará guiar otro para irse.
Yani, aslında, ben buraya gelirken aklımda bir fikir vardı.
Bueno, en realidad... Tenía una idea cuando vine aquí.
Honey, buraya gelirken yelkenin sürekli açık mıydı?
Cariño, ¿ Viniste todo el camino hasta aquí a vela?
Buraya gelirken tüm rekorları kırdım.
He batido todos los récords intentando llegar.
Buraya gelirken bile kamyondan atlamaya çalıştı.
Incluso intentó saltar del camión que lo traía aquí.
Buraya gelirken gördüm, dehşete düşmüşlerdi.
Me los encontré en el camino. Estaban espantados.
Buraya gelirken Şefimiz bize şöyle dedi...
En nuestro caso el jefe nos hablo...
Bayan Page, Mm-hmm? Buraya gelirken düşünecek vaktim oldu.
Srta. Page, tuve tiempo de pensar mientras venía hacia aquí.
Buraya gelirken.
En el camino para acá.
Buraya gelirken, bana ne söyleyeceğini biliyordum...
No sospechaba lo que estabas haciendo.
David, seni buraya gelirken gördüm.
David, te vi entrar aquí.
Geç kaldım özür dilerim, ama buraya gelirken, çok hoş bir şapka gördüm.
Siento llegar tarde pero de camino he visto un sombrero precioso.
Başlangıçtaki 14 kişiden sekizi indi, ikisi kalkış sırasında kaza yaptı... üçü buraya gelirken kaza yaptı, ve birisi de...
De los 14 que comenzaron, ocho han aterrizado... dos se estrellaron al despegar... tres se estrellaron en el camino hacia aquí, y uno...
Hayır, olmazdı. Çünkü buraya gelirken tünellerden bir çıkış yolu buldum. Ve dışarıda Tardis'i gördüm.
No, porque mientras venía hacia aquí descubrí una salida en uno de los túneles y justo fuera, ¡ la Tardis!
Sizi buraya, ailenize gelirken gördüm
Le he visto venir a visitar a los suyos
Buraya mı? Gelirken sence parayı da yanında geitirir mi?
Ya, ¿ y llevará el dinero encima?
Onlar ta Denver'dan buraya gelirken geç kalmak istemedim.
Llegarán a tiempo.
Dışarıdaki pisliklerin kokusu buraya kadar gelirken nasıl yemek yiyebiliyorsun?
¿ Nosotros aquí sentados, comiendo, y esos asesinos asquerosos ahí fuera?
İki adamını Rock canyon'da ölü olarak bıraktım, buraya gelirken onları bulmuş olacak.
así que ve a descubrir a los dos hombres muertos que dejé en la garganta Big Oke
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73