English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Buraya kadar

Buraya kadar traducir español

10,092 traducción paralela
- Buraya kadar.
Eso es todo.
Köprüye saldırırız ve buraya kadar devam ederiz.
Seguimos por la carretera, atacamos el puente y seguimos hasta aquí.
Eğer sinirli bir pizzacı gelirse, beni tanımıyorsunuz. # Ta buraya kadar # # Apaçık #
Sí un repartidor de pizza enojado aparece, ustedes no me conocen.
# Doğu Kentucky'nin # # Dik, karanlık tepeleri # # Buraya kadar takip ettim #
# En las profundas, oscuras colinas de Eastern Kentucky # # es el lugar donde tracé mi línea de sangre # # y es ahí donde leí en una lápida #
- Buraya kadar Barso.
- Se ha acabó, Barso.
Arasanız iyi olurdu, buraya kadar gelmekten kurtulurdunuz.
Debería haber llamado. Pudo haberse ahorrado el viaje.
Indiana'dan buraya kadar geldiniz, biliyorum ama sizi hayatımda istemiyorum.
Mira, sé que habéis venido desde Indiana, pero no os quiero en mi vida.
Yani buraya kadar.
Esto es todo.
Gerçekten sadece bu soruyu sormak için beni buraya kadar getirmenize gerek var mıydı?
¿ Realmente era necesario traerme aquí para preguntarme eso?
Buraya kadar izini sürdüm.
Y lo he seguido hasta aquí.
Yoksa sen... buraya kadar yürüdün mü?
¿ Viniste... caminando?
Sink- - içinde Got kan Buraya kadar temizlenmiş olmalı.
Hay sangre en el lavabo. Debió limpiarse aquí.
Ama biliyor musun, buraya kadar!
¿ sabes qué? ¡ Ya cumplí mi castigo!
Buraya kadar, bu adamla daha fala uğraşamam.
Eso es todo. Terminé con este tipo.
Buraya kadar gelmeyi başarmış ve şimdi ölüyor.
Llegó hasta aquí y ahora está muriendo.
Sizi buraya kadar takip ettim.
Le he seguido hasta aquí.
Buraya kadar girememiştik tabii.
No creo que hayamos llegado tan lejos.
Buraya kadar.
Fin del camino.
- 65, buraya kadar Joel.
No. 65. Ya está, Joel.
O uluslararası bir ajan. Buraya kadar tamam mı?
Es un espía internacional. ¿ Me sigues?
Kardeşinizin söyledikleri doğru olmasa buraya kadar gelmezdiniz.
No habría venido desde tan lejos si lo que su hermano me contó no fuera verdad.
Buraya kadar! Oyun bitti!
Se acabó el espectáculo.
Buraya kadar geldim.
He llegado hasta aquí.
Bu yüzden seni buraya kadar takip ettim.
Por eso te he seguido hasta aquí.
- Buraya kadar boşuna geldik.
Vinimos hasta aquí para nada.
Ne yani, buraya kadar başaracağım şeyin kilisede olmaması gerektiğini söylemek için mi getirdin?
Entonces... ¿ qué, me trajiste hasta aquí... para decirme que no debería estar en la iglesia?
Buraya kadar geldiğiniz için, sizi takdir ediyorum, müfettişler.
Os agradezco chicos para venir hasta aquí, los inspectores.
Beni buraya kadar takip etmelerinden endişeleniyorum ve sizlerde bir kaçağı barındırmaktan tutuklanacaksınız.
Y estoy preocupado porque me rastreen hasta aquí, y que todos ustedes sean arrestados por albergar a un fugitivo.
Hayır, buraya kadar geldik.
Usted quiere abortar? No, hemos llegado hasta aquí.
Pekala Tag. Buraya kadar, bitti.
Por lo tanto, él nunca se ha sentido como parte de la familia.
Çorbanız üzerinize döküldükten sonra yeni bir çorba daha yaptım ama buraya kadar gelip çorbayı almanız gerekecek.
Le he hecho otro plato de sopa ya que antes ha derramado el suyo pero va a tener que venir aquí para tomársela.
Kulağa biraz tartışmaya yol açar gibi geliyor ama yine de buraya kadar iyi geldik.
Esto va a sonar controvertido, pero creo que fue bastante bueno.
Buraya gelip Charlie'yi araman ne kadar da komik.
Es gracioso que vengas aquí buscando a Charlie.
Kar Kraliçesi'ni Arandelle'den buraya o getirdi. Bu da onun sihrinin bu dünyayla onun dünyası arasında hareket edebilecek kadar güçlü olduğu anlamına gelir.
Él trajo a la Reina de las Nieves desde Arendelle a este mundo, lo que significa que su magia es lo suficientemente fuerte como para moverse entre ese mundo y el nuestro.
Buraya döndüğümüzde işler ne kadar kötüydü, bunu unutma.
Pero no olvides lo mal que estábamos antes de volver aquí.
Buraya nasıl geldiğini ne kadar merak etsem de önce Harlan'dan kaçmana kimin yardım ettiğini öğrenmek istiyorum.
Aunque siento curiosidad por saber cómo llegaste aquí... lo que me gustaría saber antes es quién te ayudó a escapar de Harlan.
Leslie... Buraya bu kadar çabuk nasıl geldin?
Leslie... ¿ cómo llegaste hasta aquí tan rápido?
-... buraya gelene kadar da olanları düşün.
Y "Goodbye Yellow Brick Road" está jugando, y eso es lo que yo estaba haciendo hasta que pasó esto. ¿ Qué pasó?
Beni buraya geri çağırtacak kadar önemli olan şeyi söylemek ister misin?
¿ Quieres decirme qué es tan importante... que tuve que regresar?
Bir ihtimal daima vardır herhalde ama gördüğüm kadarıyla hiç buraya gelmemiş.
Siempre es posible, supongo, pero todo parece indicar que nunca estuvo aquí.
Peki, bu domuzu buraya getirmek neden bu kadar önemliydi?
Pero ¿ por qué era tan importante traer a esta cerda aquí?
Clive bu kadar bildiğini, Suzuki de bir saat önce buraya gelip kendi versiyonunu anlattı.
Clive dijo todo lo que sabe y Suzuki estuvo aquí menos de una hora contando su versión
Her halükarda o kuşlar gidene kadar kimse buraya yaklaşamaz.
Ahora, si quieres despedirme, adelante. Sea como sea, nadie se acerca hasta que los pájaros se vayan.
Seni buraya gelmeye mecbur hissettirecek kadar endişelendirdiğim için üzgünüm, tatlım.
Cielo, siento haberte preocupado tanto, que tuviste que venir hasta aquí. Pero esto es así.
- Ne bileyim, biraz ne kadar iyi bir anne olduğundan, ne kadar çabaladığından buraya taşınmamızdan beri hayatın ne kadar zor olduğundan ve aramızdan su sızmadığından konuştuk.
Creo que hablé un poco con ella de lo buena madre que eras, de lo mucho que te esforzabas, de lo duro que había sido para ti desde que nos mudamos aquí... y hablamos de lo unidos que estábamos.
Gelebildiğim kadar hızlı geldim buraya.
He llegado tan pronto como he podido.
- Buraya kadar geldik.
Hemos llegado hasta aquí.
İçişlerinin buraya gelmesi ne kadar sürer, 10 dakika mı?
¿ Cuánto tiempo tardará en llegar Asuntos Internos, 10 minutos?
Her ne kadar seni yeniden kanlar içinde bırakmayı istesem de buraya Belle için geldim.
Por más que disfrutaría hacerte sangrar de nuevo, estoy aquí por Bella.
Hatırladığım kadarıyla bana Kötü Kraliçe olduğunu kanıtlamaya çalışıyordun. İçeri gir ve çocuğu çalıp buraya getir.
Quieres probarme que eres la reina malvada que recuerdo, ve ahí dentro y roba a ese muchachito.
Bu kadar kısa sürede buraya nasıl geldin?
¿ Cómo llegaste aquí tan pronto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]