Canın yandı mı traducir español
270 traducción paralela
- Canın yandı mı?
- ¿ Te hirió?
Canın yandı mı Yargıç?
¿ Está herido, juez?
- Canın yandı mı?
- ¿ Se ha hecho daño?
Jeff, canın yandı mı?
Jeff, ¿ te lastimaste?
- Canın yandı mı?
- ¿ Te hiciste daño?
Canın yandı mı? Takıldım.
¿ Te has hecho daño?
- Çok canın yandı mı?
- ¿ Te duele mucho?
Harry iyi misin? Canın yandı mı?
Harry, ¿ qué te ha hecho?
- Ne kadar kuvvetliydi. Canın yandı mı?
- Fue muy fuerte. ¿ Te hace daño?
Canın yandı mı?
¿ Te has hecho daño?
Sütçü, dişçi, öğrenci ve... Canın yandı mı?
Lecheros, dentistas, estudiantes...
- Canın yandı mı?
- ¿ Te he hecho daño?
Canın yandı mı? Fark ettim.
Ya veo que te duele un poco.
Canın yandı mı?
- ¿ Te lastimaste?
Canın yandı mı baba?
- ¿ Estás triste, Papá?
Bundan dolayı küçük kuş üzülerek "Çok üzgünüm, canın yandı mı" diye sorar.
Y entonces el pájaro, que era buen tipo, dijo : "Lo olvidé, la tengo muy grande".
Canın yandı mı?
¿ Te has pinchado?
Canın yandı mı?
¿ Se ha hecho daño?
- Tatlım, canın yandı mı?
- Tesoro, ¿ te has hecho daño?
Canın yandı mı?
¿ te he hecho daño?
- Zavallı şey, canın yandı mı?
- Pobrecito, ¿ te ha hecho daño?
Canın yandı mı?
¿ Estás herido? Ponte de pie!
- Canın yandı mı? - Hayır, hayır.
Toma este anillo
Bu canına yandığımın savaşını bitirmek gerek. İnşallah sonuncusu olur.
Como obligacion.Tenemos que acabar con esta maldita guerra y hacer que sea la ultima
Ekselansları canınız yandı mı?
Excelencia, ¿ se ha hecho daño?
Canım yandı! Dişlerim olsun ya da olmasın.
¡ Me dolió!
Canın yandı mı?
¿ Sufriste mucho?
Dedim ki, " Vickie, canım kızım, yandın sen.
Le dije : "Vickie, hija mía, se ha terminado".
Bu rüyalarınızda hiç canınızın yandığı olmadı mı?
¿ Nunca le han herido en uno de esos sueños?
- Canın mı yandı?
- ¿ Estás herida?
Canın yandı mı?
¿ Te he hecho daño?
Bunu mektubundan anlamıştım. Sandığımdan da çok yandı canın.
Pero al leer tus cartas comprendí que ya habías sufrido demasiado en esta vida.
Ne oldu, canın mı yandı?
¿ Qué pasa? ¿ Duele?
Canına yandığımın gönüllüleri.
Voluntarios.
- Canınız yandı mı? - Pek sayılmaz.
- ¿ Se ha hecho daño?
Muhterem peder. Muhterem peder, canınız yandımı, canınız yandımı?
Reverendo, ¿ se encuentra bien?
Ne oldu? Canın mı yandı?
¿ Te he hecho daño?
Canın mı yandı?
¿ Duele verlo, enamorada?
Şaka kaldırmaz mısın canına yandığım?
¿ No aceptas una broma?
Yakın zamanda orkestramı kaybettim, canına yandığım.
Acabo de perder al grupo, por el amor de Dios,
Yarayı dikerken canın çok yandı mı?
Te debe haber dolido cuando te han puesto los puntos?
Canınız yandı mı, efendim?
¿ Está bien, señor?
Ludo, Canın yandımı?
Ludo, ¿ te has hecho daño?
Canının yandığını görmek istemiyorum ne demek istediğimi anlamadın mı?
Es sólo que no quiero verte lastimado ¿ entiendes?
- Canınız yandı mı?
¿ Le duele?
Canına yandığımın dolabı!
¡ La madre del amor hermoso!
Canınız yandı mı?
¿ Se lastimó?
Canım yandı, ama bir ay sonra, onların kanepelerinde uyuyordum.
Bueno, me dolió, pero un mes después, ¡ estaba durmiendo en el sofá de ellos!
Canına yandığımın vergileri!
Yikes y gadzooks.
Oh, oh, senin tekrar canın mı yandı?
¿ Otra vez te duele la espalda?
Canın yandımı?
- Te lastimaste?